Sosyal medya ile birlikte internet, kişisel iletişimin ötesinde artık yepyeni bir kamusal alan haline geldi. Sivil toplum kuruluşları da faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak için ihtiyaç duydukları bağışçılara sosyal medya platformları üzerinden ulaşıyor.
YAZI: Işık ELPEK, Marjinal Sosyal Kurucu Ortağı
Sivil toplum kuruluşlarının (STK) çevrimiçi teknolojiyi nasıl kullandıklarını inceleyen küresel ölçekteki tek yıllık araştırma projesi Sivil Toplum Online Teknoloji Raporu, 2017 verilerini açıkladı. Public Interest Registry sponsorluğu ve Nonprofit Tech for Good araştırması ile yayımlanan rapor, dünya çapındaki STK’ların web ve e-posta iletişimlerini, çevrimiçi ve mobil bağış toplama araçlarını ve sosyal medyayı nasıl kullandıklarını gösteriyor. #NGOTECH17 hashtag’i ile araştırmaya erişilebilir. Geçtiğimiz yıl toplam 2780 STK’nın katıldığı araştırmaya bu sene 153 ülkeden 4908 STK anket yöntemi ile katıldı. Sadece katılım sayısındaki bu hızlı yükseliş bile sivil toplum alanında çevrimiçi teknoloji araçlarının öneminin arttığını gösteriyor. İnternet altyapısının dünya çapında gelişmeye devam etmesiyle birlikte her yıl düzenlenen bu araştırmaya katılan STK sayısındaki artışın devam edeceği öngörülüyor.
STK’ların %71’i Sosyal Medyanın Bağış Toplamada Etkili Olduğunu Düşünüyor
STK’ların bireysel bağışçılığı artırmak ve sosyal değişim yaratmak için sosyal medyayı ne kadar etkili şekilde kullanabildikleri bulundukları yere ve internet altyapısına bağlı olarak farklılıklar gösterse de kuruluşların çoğunluğu sosyal medyanın gücüne inanıyor. Raporun bulgularına göre; STK’ların %95’i sosyal medyanın çevrimiçi marka bilinirliği için etkili olduğunu; %71’i sosyal medyanın çevrimiçi bağış toplama için etkili olduğunu düşünüyor; % 88’i ise sosyal ağ mecralarının sosyal değişim yaratmada etkili olduğunu kabul ediyor.
En Çok Tercih Edilen Sosyal Medya Platformu Facebook! Rapora göre sosyal ağ mecraları arasında STK’ların en çok tercih ettiği platform olarak Facebook öne çıkıyor. Küresel çapta yapılan araştırmaya katılan STK’ların %92’si Facebook sayfası bulundurduklarını ifade ediyor. Diğer sosyal medya platformlarının kullanım oranları ise %72 ile Twitter, %55 oranla YouTube ve %51 ile LinkedIn; nispeten daha yeni bir mecra olan Instagram ise %39 oranla son sırada.
Etkili İletişim Stratejisiyle Binlerce İnsan Eylemliliğe Geçiyor
Yeni nesil kamusal alan olarak isimlendirebileceğimiz sosyal medya mecraları sadece STK faaliyetlerine kaynak oluşturmaya yarayan bir aracı platform da değil; daha geniş bir perspektifte, sivil toplumla dayanışma bilincini ve toplumdaki eşitsizliklere karşı duyarlılığı da yükseltiyor. İletişim teknolojilerin- de yaşanan gelişmeler toplumsal hareketleri dönüştürerek, toplumun farklı kesimlerinin rahatsızlıklarını göstermek için kullandığı bir kanal haline geliyor. Bu kanallar, küresel ve yerel eksende “Başka bir dünya mümkün!” diyen herkesi birleştiriyor ve STK’lar da topluluklar arası etkileşime fırsat veren bu sosyal ağ mecralarını her geçen gün daha etkili kullanmayı öğreniyor.
WWF’in tüm dünyada yürütülen Earth Hour (Dünya Saati) kampanyası STK’ların sosyal medya mecralarında nasıl da etkili bir aktivizm geliştirebileceğini göstermişti. Kampanya kapsamında küresel ısınmayla mücadele konusuna dikkat çekiliyor ve toplumun her kesimine gündelik süreçlerde yapabilecekleriyle iklim değişikliğiyle mücadele edebilecekleri anlatılıyor. Herkesin belirli saat aralığında ışıklarını kapatmasıyla başlayan eylemin ilk yılında sosyal medyadan yürütülen iletişim strateji sayesinde 50 bine yakın kişi destek verdi. Başka bir etkili sosyal medya kullanımını 2014 yılında sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirilen #IceBucketChallenge kampanyasında gördük. Kampanya, Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığına farkındalık oluşturmayı ve ALS Derneği için bağış toplamayı hedefliyordu. Frates’in başlatmış olduğu Ice Bucket Challenge kampanyası sayesinde ALS hastalığı 2014 yılı boyunca sosyal medyanın gündeminde kalmış, böylece tüm dünyada 220 milyon dolar bağış toplanabilmişti. Söz konusu kampanya, katılımcılarına ALS ile mücadele derneğine 100 dolar bağış yapmak ya da başından aşağı bir kova buzlu su dökmek gibi iki seçenek sunuyordu. Katılımcı daha sonra sosyal medya aracılığıyla, kendisi gibi iki seçenekten birini seçmesi için üç kişiye sesleniyordu. Bu şekilde kitlelere yayılan kampanyaya ünlü isimler de ilgi göstermişti. Justin Bieber, Taylor Swift, Jennifer Lopez gibi isimlerin, buzlu suyu üzerine dökerek katıldığı kampanyaya eski ABD Başkanı Barack Obama da 100 dolar bağış yaparak destek vermişti. Porter Novelli ise, ALS Derneği’yle birlikte yürüttüğü kampanya sayesinde 2015 yılında Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde Altın Aslan ödülüne layık görülmüştü.
Her Ay Bir Kere
Dört ay evvel Türkiye’de bireysel bağış ve sivil toplum bilincini yükseltmek adına Marjinal Porter Novelli ve MarjinalSosyal’in öncülüğünde başlattığımız Sosyal Bağış Hareketi ilk günden bu yana farklı alanlarda faaliyet yürüten dört STK’ya destek olarak sosyal medyada 16 milyon kişiye erişti ve yüzlerce yeni bağışçı sağladı. Bu harekette öncelikli hedefimiz bireysel bağış bilincini yükseltmekse de bir diğer hedefimiz STK’ların sosyal medyada bağış ve iletişim stratejileri oluşturmalarının ne kadar etkili olabileceğini göstermek.
STK yöneticilerinin %66’sı, bağışçılık stratejilerinde sosyal medyaya öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyor. Günümüzde özellikle yeni neslin sosyal ağ mecralarında diyalog içerisinde oluşu, STK’ların kendilerini ifade edebilmek adına tam da ihtiyaçları olan bir fırsat. Bu nedenle sosyal medya STK’lar için bir öncelik olmalıdır. Biz de MarjinalSosyal olarak her ay farklı bir STK ile gerçekleştirdiğiniz Sosyal Bağış Hareketi ile çözüm için çalışan, çözüm üreten ve hepimizi çözümün bir parçası olmaya çağıran STK’ları sosyal medya üzerinden destekliyoruz. Türkiye’de bireysel bağışın alışkanlık haline gelmesini istiyoruz. Sosyal medya üzerinden eriştiğimiz her kişi- ye mesajımız, her ay, ayda sadece bir kez, küçük bir tutarla STK’lara bağış yapması yönünde.
About Post Author
