İklim

Sürdürülebilirlik için Dayanıklılığa Yatırım

Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC) üyesi olan ÇEDBİK, kurulduğu 2007 yılından bu yana yeşil binaların Türk yapı sektöründe bilinirliğinin artması ve yaygınlaşması için eğitimler, yeşil bina kılavuzlarının geliştirilmesi çalışmaları yapıyor; bu konularda kamu, özel sektör kurum ve kuruluşları ve STK’larla işbirliği geliştiriyor. Çevre dostu binalar konusunda dünyadan ve Türkiye’den gelişmeleri de EKOIQ sayfalarına taşıyor.

YAZI: Selçuk ÖZDİL, ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı

İklim Değişikliği Cephesinde ABD’siz Bir Yıl…

2018 Mayıs ayında atmosferdeki karbon yoğunluğu 411 ppm oldu. Bir zamanlar güvenli sınır olarak hesaplanan 350 ppm çok gerilerde kaldı. Donald Trump’ın 194 ülkeyle ABD’nin yollarını ayırmasının üze­rinden de bir yıl geçti. Tarihsel ola­rak çok kirleten ABD, sorunun varlı­ğını inkâr ederek kirletmeye devam sorumsuzluğunu gösterdi ve insanlı­ğın karşısındaki yaşamsal önemdeki tehdide karşı ulusal ve uluslararası çalışmaları da yavaşlatacak adımlar atıyor. Trump ekibi, iklim değişikli­ği ve buna karşı alınması gereken önlemler konusunda çalışan başta Çevre Koruma Ajansı (EPA) olmak üzere pek çok bilimsel ve teknik ku­rulu etkisiz hale getiriyor.

Trump, ulusal ve uluslararası plat­formlarda da pek çok tepki top­ladı. Son G7 zirvesinde karşısın­daki liderlerin ümitsiz çabalarını gösteren fotoğraf sanırım durumu tam olarak özetliyor. Uluslar, Paris Anlaşması’nın önemine daha çok vurgu yapmaya başladılar ve anlaş­mayı onaylayan ülke sayısı 178 oldu.

ABD’li senatörler başkana iklim de­ğişikliğini ciddiye alması için; 233 belediye başkanı ve 46 eyalet de Temiz Enerji Planı’nın iptalini eleş­tiren mektup yazdı ama nafile. En önemli gelişme New York kentinin beş büyük petrol şirketine dava aç­ması oldu. Belediye başkanı Bill de Blasio, iklim değişikliğine katkıları nedeniyle önde gelen 100 fosil yakıt şirketinin Sanayi Devrimi’nden bu yana riskleri ve muhtemel etkileri bilerek inkâr ettikleri ve toplumdan sakladıkları için sorumlu oldukları­nı, iklim değişikliği nedeniyle ken­tin yaşadığı kayıpları bu şirketlerin karşılaması gerektiğini söylüyor. Bu zorlu sürecin sonuçları tüm dünyayı etkileyecek boyutta olacak. 2012 Sandy Kasırgası sırasında New York’ta 90 bin bina selden etkilen­miş, 43 kişi ölmüş, 19 milyar dolar­lık zarar meydana gelmişti. 2017 yılında Amerika genelinde sağlık harcamaları hariç afetlere bağlı mad­di zararların toplamının 306 milyar doları bulduğu hesaplanıyor. Harvey Kasırgası sonrası yapılan araştırma­lar, kasırgaların gelecekte daha bü­yük ve yıkıcı olacağını söylüyor. Ar­tık şirketler iklim değişikliği için bir şey yapmamanın risk ve maliyetinin arttığının farkına varıyor. Eyaletler de bilimsel verileri politika kararları­na dönüştürmek amacıyla Trump’ın kapattığı Bilimsel İklim Paneli’ni ye­ninden topladılar.

Çin 2020 karbon yoğunluğu azaltım hedefine şimdiden vardı bile. Yöne­tim, Paris Anlaşması’na bağlı kala­cağını duyurdu. Hindistan niyet be­yanlarını 2 derece hedefiyle uyumlu hale getirdi. Kalkınma planlarını yenilenebilir enerji üzerine kuruyor.

Avrupa genelinde 2030 itibarıyla %40 azaltım hedefinin Almanya’daki gevşemeye rağmen tutacağı hesapla­nıyor. Rüzgar ağırlıklı yenilenebilir enerji payı %30 oldu. Danimarka’da rüzgar elektriği %43 seviyesine çı­karak rekor kırdı. Kıyı ötesi rüzgar santrallarına 115 GW daha yatırım yapılıyor. Kömürü terk eden ülke sayısı hızla artıyor. İngiltere’de kö­mürden enerji üretimi 1928 yılı se­viyesine indi.

Avrupa’nın en çevreci ülkesi İsveç’te yeni iklim yasası yürürlüğe girdi. Uluslararası İşbirliği, Kalkınma ve İklim Bakanı İsabella Lövin’in “Ço­cuklarımız ve torunlarımız için en önemli reform” dediği kanunla bir­likte iklime öncelik vermemek suç oldu. İsveç’in hedefi 2045 yılına kadar karbon salımlarını sıfırlamak. Bunu %85 azaltma, %15 dünyada benzer projelere destek vererek ba­şarmayı planlıyorlar. Her yıl bütçe yasasıyla ile birlikte iklim raporu da verilecek.

Dayanıklılığa Yatırım Şart

İklim değişikliği nedeniyle doğal afetlerin boyutu, sıklığı ve maliyeti gün geçtikçe artıyor. Artan nüfus, çarpık ve hızlı şehirleşmenin yarattı­ğı çevre tahribatı etkilerin boyutunu daha da büyütüyor. Afet zararlarını azaltmanın en etkin yolu, olacakla­rı önceden tahmin ederek önlem almaktan geçiyor. Kentler ve yerle­şimler için iklim değişikliğine daya­nıklılık önlemleri stratejik planlama süreçlerinin parçası olmalı, orta ve uzun erimli risk azaltımı ve uyum planları geliştirilmelidir. Kuraklık, seller, deniz yükselmesi, yangınlar ve pek tabii depremler gibi afetle­rin etkileri çok boyutlu karmaşık sorunlar yaratıyor. Hem gayrimen­kulü hem de toplumu koruyacak, özel çıkarlarla toplum güvenliğini dengeleyecek bütünsel çözümler ge­liştirmek için sorunun fiziksel, sos­yal, ekonomik boyutları kamu, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, sektör kuruluşları ve sigorta şirket­leri ve yapı kullanıcılarından oluşan çoklu paydaş katılımıyla irdelenmeli, dayanıklılık için çerçeve yönetmelik­ler hazırlanmalıdır. Riskli yerleşim­lerin belirlenmesi, köklü yenileme, yeniden yapım veya yer değiştirme için finansal olanakları kısıtlı olan kullanıcıları destekleyecek yeni araçların geliştirilmesi, yerleşimlerin satış veya rant baskısının yaratacağı yoğunluk artışıyla çarpıklaşmasının önüne geçilmesi için de kent plan­ları hazırlanması gerekir. Yani iklim değişikliği ile mücadele ve sonuçla­rıyla başa çıkmak için sadece enerji verimliliği yatırımları yeterli değil; daha değişik, gerçekçi değerlendir­me ölçütleri geliştirmek, katılımcı kararlarla teknik kuralları doğru koymak, kaynakları ve fonları doğru yönlendirmek gerekiyor.

Binaların ve yapılı çevrenin dayanık­lılığını artırırken bina ömrü ve tüm kullanım süresince net sıfırı hedef­ lemek mümkün. ÇEDBİK Konut ve benzer yeşil bina programlarının bü­yük bir kısmı da bu yönde gelişiyor.

Sadece Enerji Verimli Olmak Yetmiyor…

BM Su Kıtlığı Raporu’nda, içme suyu tükenme riskiyle karşı karşıya olan şehirler listesinde İstanbul ilk 10 içinde. Teknik olarak su stresi yaşayan kentte baraj dolulukları yetersiz. Suyumuzu tasarruflu ve tekrar kullanmak, yağmur sularını biriktirmek ve sulak alanları tahrip etmeden iyi yönetmek zorundayız.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ve Toraks Derneği yaptıkları açık­lamalarla Türkiye’de hava kirliliği sorununun kriz boyutunda olduğu­nu, havası normlara uygun temiz­likte olan sadece dört il ve ilçemiz olduğunu bildirdiler. Toplum sağlığı için her yerleşimde doğru ve sürekli ölçüm yapmalı, kömür yakmayı bı­rakmalı, ulaşımı karbonsuzlaştırmalı ve kent planlarında inversiyon gibi coğrafi koşulları da göz önüne ala­rak hava kirliliğini önlemeye öncelik vermeliyiz. İç ortam hava kalitesi de bir yandan dışarısıyla, diğer yandan yapı malzemeleri ve havalandırma tasarımıyla yakından ilgili.

Bu nedenle bütünleşik tasarım, ara­zi kullanımı, su, enerji tüketimi, bi­nada sağlık ve konfor, iç ortam hava kalitesi, malzeme ve kaynak kullanı­mı, konutta yaşam, işletme ve bakım, atık azaltım ve yönetimi, yenilikçilik gibi başlıklar ÇEDBİK Konut ve di­ğer yeşil bina tasarım kılavuzlarının ana başlıklarını oluşturuyor.

Türkiye’deki binalar için ne kadar çok para harcadığımızı görüyoruz. Daha yapılacaklar için de 10 milyar­larca yatırım gerekecek. Aynı parayı harcayarak çevre dostu binalar yap­mak mümkün. Şimdi yapamıyorsak bile güneş panelleri için çatıda ek yük hesabı, kablolama veya gri su sistemleri için ek borulama yapmak gibi basit önlemlerle ileride yapılabi­leceklere hazırlıklı binalar da yapa­biliriz.

Eğitim her zaman olduğu gibi çok önemli. İyi bir başlangıç noktası atık ayrıştırma ve değerlendirme ile olabilir. Çöp diye bir kavram yok olmalı.

Yerel yönetimler için yeşil çatılar, güneş panelleri, alan ısıtma soğut­ma, mikro ağlarla enerji üretimi, yansıtıcı, geçirgen zeminler, şehir ağaçları, parklar da en az enerji ve­rimliliği kadar üzerinde durulması gereken yeşil altyapı seçenekleri.

Başarı için devlet, piyasa, sektör ve STK’lar birbiriyle uyumlu dişliler gibi çalışarak var olan teknik bilgi ve kaynakları derleyip eşgüdümü sağlayabilir. İklim değişikliğinin neden olabileceği afetlere karşı ha­zırlıklar yapmak için dönüşümü des­tekleyecek politikalar üretebiliriz. Birlikte değişimi hayal edip kapasi­te geliştirerek, yeşil işler yaratarak ekonomiyi canlandırabiliriz.

ÇEDBİK’TEN

ÇEDBİK Diyalog Günleri III

Çevre dostu binalar ve teknolojileri konularının tartışıldığı, sektör paydaşlarının karşılıklı düşünce ve deneyim paylaşımı yaptığı diyalog günlerinden üçüncüsü, “Yeşil Binalara Mimari Bakış ve Finansal Yaklaşımlar” başlığıyla 31 Mayıs’ta İzmir Mimarlık Merkezinde yapıldı. İlk bölümde Mimar Natali Toma, Tarsu AVM projesi üzerinden yüksek verimli bir projenin gelişme süreçlerini, Mimar Tufan Arkayın da Avusturya Voralberg bölgesi ve İzmir’den çevre dostu bina örneklerini sundular. Son zamanlarda birbiri ardına yeşil projeler için yeni kredi hatlarını duyuran öncü finans kuruluşlarımızdan Garanti Mortgage’tan Songül Yeşilçimenli, İş Bankası’ndan Vahide Uyar, Şekerbank’tan Yeşim Ceylan, TuREEFF’ten Güliz Örnek’in katıldığı panel bölümünde de çevre dostu projeler için geliştirilen yenilikçi finansal araçlar hakkında son gelişmeler anlatıldı. Toplantı karşılıklı soru-yanıt ve çözüm önerileriyle sonuçlandı.

ÇEDBİK Yeşil Okul Projesi

ÇEDBİK Yeşil Okullar Komitesi, Öney Mimarlık ve Boğaziçi Üniversitesi Yapı Kulübü ile birlikte okullarda sürdürülebilirliği hedefleyen Yeşil Okullar projesi ile bir ilke imza atarak proje kapsamında yol haritasının belirlenmesi ve yeşil okullar değerlendirme ölçütlerinin oluşturulması için çalışmalarını yürütecek. Çevre dostu okul yapılarının temiz hava ve doğal ışıkla aydınlanan, toksik maddelerden arındırılmış yüksek verimli, çevre dostu olması desteklenerek; çevre bilinci, sağlığı, okul işletme giderleri ve çevre ayakizi konularında iyileşme sağlanması mümkün.

Greenox İlk EDGE Sertifikalı Bina Oldu

Tanıtım ve teknik eğitimlerini üstlendiğimiz IFC/EDGE Yeşil Bina Programı kapsamında, Greenox Projesi, EDGE Yeşil Bina Sertifikası almaya hak kazanan ilk proje oldu.

Yapı Sektörü Gündem Forumu’na Katıldık

Türk yapı sektörünün ve bölgenin en büyük buluşması olan 41. Yapı Fuarı- TurkeyBuild kapsamında düzenlenen Yapı Sektörü Gündem Forumu’nda sektörün önde gelen derneklerinin başkanları gazeteci-sunucu Hande Demirel’in moderatörlüğünde bir araya gelerek malzeme, inşaat, ekonomi ve planlama perspektiflerinden sektörü değerlendirdiler.

About Post Author