“Kolaylaştırıcılık demek herkese, topluluğun her bireyine, kendini ifade etmesi, armağanlarını keşfetmesi ve etrafındaki topluluktaki yerini bulması veya görmesi için alan açmak demek. Herkesin sözünün, hikayesinin, hayalinin duyulmasına aracı olmak, ortamı buna göre hazırlamak ve gerektiği yerlerde ortamı yeniden şekillendirmek demek…” Kendisi de bir kolaylaştırıcı olan Aysu Erdoğdu deneyimlerini paylaşıyor.
Sizin de katıldığınız ve dünyanın farklı yerlerinde düzenlenen Jam’ler nedir? Neye vesile oluyorlar?
Jam’ler dünyanın pek çok farklı yerinde toplumsal dönüşüm için çalışan ilham veren liderleri bir araya getiren buluşmalar. 1990’da ABD’de kurulmuş YES! adındaki bir sivil toplum kuruluşundan çıkma. Adı caz müzisyenlerinin “jam” oturumlarından geliyor. Nasıl müzisyenler doğaçlama için bir araya geldiklerinde öngörülemeyen ortak bir sese, müziğe, üretime erişiyorsa, YES!’in Jam’leri de önceden çıktısının ne olacağı net olarak bilinmeyen topluluk oluşturma deneyimleri. Bu buluşmalarda derin dinleme, kalpten konuşma, şiddetsiz iletişim, topluluk oyunları, müzik, drama gibi araçlar kullanıldığı için hem bu araçların buluşmaya katılan liderler aracılığıyla topluma yayılmasına, hem de oluşan topluluk sayesinde yeni işbirliklerinin doğmasına vesile oluyor Jam’ler. Uzun vadede ise oluşan arkadaşlıklar toplumsal dönüşümü destekleyen ana etken oluyor.
Bu alandaki tecrübeleriniz neler oldu?
Ben 2013 Anadolu Jam’e katıldım ve hayatımda ilk kez ne kendimi ne de etrafımdakileri gerçekten dinleyip duyduğumu fark ettim. Dinlemekle kastettiğim derin dinlemek ve gerçekten anlamak; karşımda her kim varsa özünü görmek, bir olduğumuzu idrak etmek. Tecrübem o ki, “ya sev ya terk et”, “savaş ya da kaç” ikilemleri; bir başkası ile gerçekten birbirimizi dinleyip duyunca, “seviyorum ve seviliyorum” haline geliyor.
Bence Jam’lerde ve benzeri buluşmalarda kullanılan topluluk oluşturma araçları halihazırda zaten var olan birliği fark etmek için ilaç gibi. Ancak ilacın işe yaraması için hastalıklı durum değişene kadar bilinçli olarak tekrar tekrar almak gerekiyor, şifa niyetine. Ben bugüne dek en çok eşimle ilişkimde pratik ettim bu yaklaşımı ve bu araçları hem kendimi hem de onu daha iyi anlamak için kullandım. Bir yandan da Council, Kadınlar Şifadır, Silahsız Savaşçılar ve ZEGG Forum gibi direkt bu konu özelinde eğitimlere katıldım. Giftival, Cultural Innovators Network, Ortadoğu Jam’i, Sosyal Dönüşüm İçin Sanat Jam’i ve Ashoka ChangemakerxChange gibi dünyanın farklı yerlerindeki buluşmalara katılarak da pratik kazandım. Hâlâ eski alışkanlıklarıma ara ara dönüyorum. Özellikle bağı en derinde olan anne ve babamla olan ilişkimde. Kolaylaştırıcı olarak çalışmak benim de pratiğimi artırıyor, bu yüzden ayrıca seviyorum.
Toplumsal dönüşüm için kolaylaştırıcılık ile yolunuz nerelerde, hangi alanlarda kesişiyor?
Benim için kolaylaştırıcılık demek herkese, topluluğun her bireyine, kendini ifade etmesi, armağanlarını keşfetmesi ve etrafındaki topluluktaki yerini bulması veya görmesi için alan açmak demek. Herkesin sözünün, hikayesinin, hayalinin duyulmasına aracı olmak, ortamı buna göre hazırlamak ve gerektiği yerlerde ortamı yeniden şekillendirmek demek…
Toplumsal boyutta bir dönüşüm ancak toplumun her kesiminin katılımıyla gerçekleşebilir. Buna gönülden inandığım için bu yolda yürümeye ve kolaylaştırıcılık yapmaya başladım. Umarım lafta değil pratikte de hepimizin hikayesinin duyulduğu alanlarımız artar ve hep birlikte dönüşürüz.
İnsanlık tarihine bakınca sözde birlik olmak adına pek çok kez hata yaptığımız görülüyor. Kimi zaman aile, kimi zaman mahalle, bir şekilde taraf tuttuk. Birlik olalım derken diğerlerini dinlemedik, duymadık. Dinlemeyince anlaşmazlıklar doğdu, büyüdü, savaşlara dönüştü. Ancak hata yapa yapa ve dünyanın pek çok yerinde farklı pratikleri deneyerek hangi araçların bizi ortak akla vardırdığını öğrendik. Kolaylaştırıcılar, benim gözümde, bu araçları kullanarak toplumu temsil eden her bir topluluğun ortak akla varmasına yardımcı olan kişiler.
Hangi alanlarda kullanıyorsunuz bunu?
İdeallerimi, inandıklarımı hayatımın her alanında ne kadar çok uygulayabiliyorsam, o kadar kendi kendimle barış halinde oluyorum. Bunu fark ettiğimden beri sevdiğim ve yayılmasını istediğim şeyleri elimden geldiğince hayatımın her alanında kullanıyorum. En çok da zor bir durumda kalınca kendi kendimi kolaylaştırıyorum. Benim için belirli kalıplar, kilit cümleler yok bu yolda. Bol bol dinleme, yaratıcılık ve öğrenme var. Anda kalmak tek çözümüm. Yani gerekiyorsa her an ve her yerde kolaylaştırıcı olabilirim.
İlerisi için kolaylaştırıcılığın potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence insan olarak denge arayışımız ortak. Bölünme artarsa birlik ihtiyacı artar, çünkü özümüzde dengelenmek isteriz. Birbirimizi tanımayınca, bilmeyince, bölünme otomatik olarak gerçekleşiyor. Günümüzde yaşadığımız her bölünme, her toplum veya topluluk içi anlaşmazlık ve çatışma, kolaylaştırıcılara ve bu yola çıkmaya hazırlananlara bir çağrı niteliğinde.
Örneğin doulalık, doğum destekçisi olarak geçen meslek. Adı kolaylaştırıcılık değil, ancak benim öğrendiğim kadarıyla ebeveynlere kendilerini ve doğumla ilgili inançlarını keşfetmeleri için alan açmak, bir yerde kolaylaştırıcılık yapmak doulalık. Neden böyle bir şey doğmuş? Çünkü doğum öncesinde, esnasında ve sonrasında çatışmalar artmış ya da belki fark edilmiş. Var olan ebeveyn, aile, doktor, ebe sisteminin dışında bir dış göze ve güce ihtiyaç duyulmuş. Avrupa’da çoksesli koroların bazıları da psikolojik danışmanlarla çalışmaya başlamış. Adı yine kolaylaştırıcı değil ama benzer araçları kullanıyoruz. Yapılan iş, meslek ne olursa olsun niyet ve varılacak yer aynı: Birlik. Birlik ihtiyacı oldukça, doğdukça ya da arttıkça kolaylaştırıcılara ihtiyaç duyulacak; bu isimle ya da başka bir şekilde…
Etkin Dinleme, Tarafsızlık…
Grubun ortak aklına güvenerek, açık ve şeffaf iletişim yöntemleriyle ihtiyaç değerlendirmeleri sonucunda kararların daha güvenilir, uygulamaların daha gerçekçi olduğu, dünyanın farklı yerlerinde yapılan analizlerde açıklanıyor. Bu özelliklerin en etkin şekilde öğrenilmesi ve içselleştirilmesi için resmi olmayan yetişkin eğitim metotlarının birebir deneyimlenmesi ve farklı deneyler gerçekleştirilmesi için platformların yaratılması gerekiyor. Araçlar kullanıldıkça, kuruluşların kendi bünyelerinden kolaylaştırıcı çıkarmaları da mümkün hale geliyor. Art of Hosting çalışmalarında çeşitli araçlar ve kolaylaştırıcılığın etkin dinleme, tarafsızlık gibi olmazsa olmaz kavramları kullanılıyor.