İklim gerçekliği ile insanların algısı arasında boşluğu gösteren İklim Gerçekliği Barometresi’ne göre, insanların %46’sı hala iklim krizi konusunda iyimser. ABD, Almanya ve Birleşik Krallık ise iklim değişikliği inkarcılığında listenin başında geliyor.
İklim Değişikliği Barometresi, 5 ana Avrupa pazarı da dahil olmak üzere 15 ülke ve bölgede 15 bin 264 tüketicinin iklim değişikliğiyle ilgili küresel deneyimlerini ve algılarını ele aldı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP 26’daki tartışmaları çerçevelemeye yardımcı olmak için, iklim değişikliğinin etkileri konusunda daha fazla kamuoyu bilinci oluşturmak, dönüştürücü iş kararlarını etkilemek ve politika yapıcıları daha iyi bilgilendirmeyi amaçlayan araştırmanın bulguları, COP26 başlamadan önce duyurdu.
Araştırmaya göre iklim gerçekliği ile insanların iklimin yıkıcı etkilerine ilişkin anlayışları arasında bir boşluk bulunuyor.
Barometreye Avustralya, Brezilya, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Singapur, Güney Kore, İspanya, Tayvan, İngiltere ve ABD’den 15 binin üzerinde tüketici katıldı.
Kendi yaşamları boyunca bir iklim krizini önleme yetenekleri hakkındaki görüşleri sorulan katılımcıların yarısına yakını (%46) ‘çok’ veya ‘biraz’ iyimser olduklarını belirtti. Yalnızca %27’lik bir kısım ise çok veya biraz karamsar olduklarını ifade etti. Bu iyimserliği destekleyen en popüler nedenler, iklim değişikliği konusunda artan kamuoyu bilinci (%32), bilim ve teknolojinin çözüm sağlama yeteneği (%28) ve insanların yenilenebilir enerjilere yönelmesi (%19) oldu.
Diğer yandan, katılımcıların %5’i bir iklim acil durumu olduğuna inanmıyor. ABD (%11), Almanya (%7) ve Birleşik Krallık (%6) ise iklim değişikliği inkarcılığında listenin başında geliyor.
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), bazı insan kaynaklı iklim değişikliği etkilerinin tersine dönmesinin bin yıl alacağını bildirirken şimdiye kadar en yüksek temmuz sıcaklığının kaydedilmesi, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’daki orman yangınları ve Çin, Kolombiya ve Almanya’daki sel felaketleri gibi bir dizi küresel olay göz önüne alındığında, İklim Gerçekliği Barometresi’nin bulguları, kanıtlara rağmen iyimserliğin ağır bastığını ve insanlara zarar verecek boyutta bir iklim gerçekliği eksikliği olduğunu gösteriyor.
Araştırmayı yürüten teknoloji şirketi Epson’un Avrupa Sürdürülebilirlik Direktörü Henning Ohlsson, “İklim acil durumu gözlerimizin önüne geldikçe, birçok insanın bu acil durumun varlığını kabul etmemesi, hatta aktif olarak inkar etmesi gerçekten endişe verici. Bu, COP 26’nın iklim değişikliğini azaltmak için gereken kararları vermesi ve hükümetler, işletmeler ve bireylerin eylemlere ilham vermek üzere birlikte çalışması için bir uyandırma çağrısı” dedi.