#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Zonguldak için ‘Adil Dönüşüm’ Paneli Düzenlendi

Zonguldak Çevre Koruma Derneği ve Greenpeace Akdeniz, “Kömür Endüstrisinin Zonguldak Üzerine Etkileri” başlıklı çevrimiçi bir panel düzenledi. Panelde, konunun uzmanlarının hazırladığı ve Zonguldak kömür endüstrisinin, şehrin ekonomisi, sosyolojik yapısı, çevre ve halk sağlığı üzerindeki etkilerini bilimsel ve istatistiki verilerle analiz eden raporların sunumları gerçekleştirilirken kömürün şehir için sürdürülemezliğinin ve adil bir dönüşüm gerekliliğinin altı çizildi.

Zonguldak Çevre Koruma Derneği ile Greenpeace Akdeniz’in düzenlediği Panelde “Kömür Endüstrisinin Zonguldak Sosyolojisi Üzerine Etkileri” raporunun sunumunu gerçekleştiren Bülent Ecevit Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Evrim Yılmaz, kömürün gerilemesiyle şehrin değişen toplumsal yapısını ve  beklentilerini şöyle özetledi:

“TTK’nin çeşitli hizmetler sunan işletmeleriyle kentte oluşturduğu sosyal hayat yok olmuş, işçilerin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği yeni bir dönem başlamış ve yaptıkları işin eski anlamı onlar için giderek azalmıştır. Dolayısıyla sektörel parçalanma çerçevesinde kömür, kent halkı için ekonomik ve sosyal refah sağlama işlevini yitirerek kentteki madenci topluluğunu karakterize eden bir kültürün temeli olmaktan çıkmıştır. Kentteki işçilerin vasıflarına uygun alternatif sektörler tesis edilmeli; bölgeye yeni termik santrallerin yapımına son verilmeli; havzaya ithal kömür getirilmesi durdurulmalı; doğaya ve insan sağlığına duyarlı alternatif yatırımlar yapılmalıdır.”

“Kömür Endüstrisinin Zonguldak Çevre Sağlığı Üzerine Etkileri” üzerine sunum yapan Çevre Mühendisi Tuğba Ağaçayak da Zonguldak’ta yaşayan halkın sağlığı ve ekosistem bütünlüğü açısından kömür madenciliği ve kömürden enerji elde edilmesinin ciddi bir tehdit unsuru oluşturduğuna dikkat çekerek, “Hem Zonguldak’ta hem de tüm Türkiye’de bu enerji dönüşümünün en önemli adımı, kömürlü termik santrallerin belirli bir plan dahilinde devreden çıkarılması ve kömürden elektrik üretiminin de yine belirli bir plan dahilinde sonlandırılması olarak öne çıkmaktadır” diye konuştu.

Tekirdağ Tabip Odası Başkanı, Temiz Hava Hakkı Platformu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Gamze Varol, kömür ve kömür madenciliğinin gerek hava yoluyla, gerek direkt olarak toplumsal sağlığa zararlarına dikkat çekti. Zonguldak’ta meslek hastalığı görülme sıklığının Türkiye ortalamasının 2019 yılında yaklaşık 8 katı olduğunu vurgulayarak Kömür endüstrisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği üzerinden sadece bulunduğu bölgenin değil dünyanın ve gelecek nesillerin sağlıklı yaşam hakkını da olumsuz etkilemektedir. Zonguldak’ta taşkömürü üretimi ve kömürlü termik santral kaynaklı hava kirliliği önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Zonguldak’ta 2018 ve 2019’daki ölüm ve solunum sistemi gibi hastalık verileriyle birlikte düşünüldüğünde, COVID-19 sürecinde Zonguldak ilinin de kapanma gibi önlemlere dahil edilmesinin bu gerekçelerden olduğu anlaşılmaktadır” dedi.

“Kömür Endüstrisinin Zonguldak Ekonomisi Üzerine Etkileri” isimli raporu hazırlayan Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA)Direktörü Bengisu Özenç ise rapor sunumunun ardından şunları dile getirdi: “Zonguldak’ın kömürle başlayan endüstriyel gelişimi ve buna bağlı gelişen sosyal hayatı kömür ekonomisinde değişen dinamiklerden büyük oranda etkilenmiştir. Bölgede kömür ekonomisinin daralıyor oluşu ve gelecek vaat eden alternatif sektörlerin ortaya çıkmakta yetersiz kalması nedeniyle Zonguldak, net göç veren, nitelikli işgücünü kaybeden ve hızla yaşlanan bir demografik profil sergilemektedir. Piyasa şartları altında kömür sektöründe yaşanan ve küresel olarak da hızlanması beklenen daralmanın, kontrolsüz bir şekilde yaşanması bölgede bir çöküşü beraberinde getirme riskini taşımaktadır.”

Panelin ev sahiplerinden Zonguldak Çevre Koruma Derneğinin başkanı Ahmet Öztürk panel sonrası yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Panelde sunumu gerçekleştirilen raporlarda Zonguldak’ta hızlı bir dönüşüm süreci yaşandığı, fakat bu dönüşümün hiç de adil olmadığı görülüyor. Hocalarımızın ortaya koyduğu tüm veriler, özellikle redevans yoluyla özel girişimcilere verilen kömür sahalarında yoğun emek sömürüsüne dayalı, iş güvencesi ve güvenliğinin yok sayıldığı koşullarda üretim yapıldığını anlatıyor. Bu da hem üretilen kömürün kalitesinin düşerek daha kirli bir emisyona hem de iş kazalarını artmasına neden oluyor. Buradan bakınca Zonguldak için adil dönüşümün yalnızca ekolojik nedenlerle değil, insanca çalışma ve yaşam koşulları için de önemli olduğu ortaya çıkıyor. Raporlarda ortaya konan bir diğer gerçek de, kömürlü termik santrallerin konuşlandırıldığı Çatalağzı-Muslu bölgesi başta olmak üzere, tüm Zonguldak’ta hava, su, deniz ve toprak kirliliğinin en üst düzeyde yaşandığı, insan sağlığını ağır tehditler altında bulunduğudur. Zonguldak için adil bir dönüşüm sağlanması, ülkenin yeşil ekonomik dönüşümü açısından büyük önem taşıyor. Bu örnekten yola çıkarak, ülkede aynı sorunları başka boyutlarıyla yaşayan bölgeler için de dönüşüm projeleri yapılabilir. Bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyorum.”

Greenpeace Akdeniz İklim & Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül ise Zonguldak’ta Adil Dönüşüm’ün acil gerekliliğini vurgulayarak şunları dile getirdi: “Zonguldak’ta Adil Dönüşüm, gerek kömür endüstrisinde çalışan işçiler için, gerek Zonguldak’ın büyüleyici doğal varlıklarıyla uyum içinde üretim yapan insanlar için, gerekse ekonomik hayata katılımı kömür endüstrisi nedeniyle sınırlı olan kadın istihdamı için güçlü, güvenli bir gelecek yaratabilir. Zonguldak denince akla artık günü geçmiş kirli yakıtlar yerine, iklim ve çevre dostu bir adil dönüşüm gelmeli. Bu süreçte Zonguldak halkı ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”

 

EkoIQ Editör