Türkiye’nin tarım politikasını ele alan yeni bir çalışmaya göre “Maalesef ‘kendi buğdayımızı dahi yurt dışından temin etmek durumunda kalıyoruz’ tezi gerçekleşiyor”.
Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Çağlar Keyder ile Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Zafer Yenal’ın bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Bilim Akademisi’nin popüler bilim platformu Sarkaç’ta yayımlanan ortak makalesinde, iklim değişikliği ve devlet politikalarından kaynaklanan “Türkiye’nin büyüyen tarım sorunu” ele alındı. 2022 ya da 2023’te buğday ithalatına ihtiyaç duyulduğunun altı çizilen makalede, “Kendi buğdayımızı dahi yurt dışından temin etmek durumunda kalıyoruz” tezinin gerçekleştiği belirtildi.
“Türkiye’nin Büyüyen Tarım Sorunu: İklim değişikliği ve Devlet” başlığıyla yayımlanan Prof. Çağlar Keyder ve Prof. Zafer Yenal imzalı makalede, tarıma elverişle toprakların yer değiştirdiğini, Türkiye’nin iklim değişikliğine bağlı çevresel ve ekonomik kırılganlığı yüksek ülkeler arasında yer aldığı vurgulandı.
TÜİK’in 2021 yılı buğday üretim tahmininin 17,7 milyon ton olarak açıklandığını, bu rakamın son 20 yılda 20 milyon ton civarında seyrettiği belirtilerek, “Sadece 2007 ve 2008’de 18 milyon tonun altına düşmüştü. Nüfus ise 2008’den beri 70 milyondan en az 83 milyona çıktı. Yine aynı dönemde buğday ithalatı yapılıyordu ama ihracat (un veya makarna olarak) ithalattan daha yüksekti; yani net ithalata gerek duyulmadığı iddia ediliyordu. Bu yıl ve bu gidişata göre gelecek yıl da, net buğday ithalatına ihtiyaç duyulacak. Yani, yıllardan beri duyduğumuz ‘Kendi buğdayımızı dahi yurt dışından temin etmek durumunda kalıyoruz’ tezi maalesef gerçekleşiyor” ifadelerine yer verildi.
2000 yılından bu yana, buğday ekim alanlarının 9 milyon hektardan 7 milyon hektara düştüğünün altı çizilirken, buğday üretiminin düşmesinde devlet politikalarına güvensizliğin bir sonucu olduğu belirtildi.
Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.