McKinsey & Company’nin teknoloji şirketleri ile birlikte kurduğu platform hakkında konuşan McKinsey & Company Ortağı Bengi Korkmaz, “Araştırmalarımız ve çalışmalarımız, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak ve iklim acil durumunu sona erdirmek için küresel ekonominin temelden dönüşmesinin ve net sıfır emisyona geçmesinin ertelenemez olduğunu açıkça gösteriyor” dedi.
McKinsey & Company bünyesindeki McKinsey Sustainability, teknoloji şirketleri; Stripe, Alphabet, Shopify ve Meta ile birlikte atmosferdeki karbonu toplama teknolojilerinin gelişimini hızlandırmak amacıyla faaliyet gösterecek bir platform kurdu.
925 Milyon Dolarlık İleri Pazar Taahhüdü
Şirketlerden kalıcı karbon emisyonu satın almak için kurulan Frontier isimli girişim, 2030 yılına dek gerçekleşecek 925 milyon dolarlık İleri Pazar Taahhüdü (Advanced Market Commitment – AMC) olma özelliği taşıyor. 10 yıl önce, düşük gelirli ülkelere yönelik zatürre aşılarının geliştirilmesini hızlandırmak için kullanılan AMC modelinin elde ettiği sonuca göre yaklaşık 700 bin hayatın kurtulduğu tahmin ediliyor. Frontier ile AMC modeli, ilk kez iklim kriziyle mücadeleye yönelik teknolojilerin ölçeklendirilmesinde uygulanıyor. Frontier platformu ile araştırmacılara, girişimcilere ve yatırımcılara, atmosferdeki karbon miktarının azaltılmasına yönelik pazar talebinin ne kadar büyük olacağını göstermek hedefleniyor.
“Net Sıfır Emisyona Geçiş Ertelenemez”
Frontier ile ilgili yaptığı açıklamada atılan adımın, net sıfır karbon emisyonu hedefi için önemli olduğunu belirten McKinsey & Company Ortağı Bengi Korkmaz, “Araştırmalarımızla net sıfıra giden yolun haritasını ve dönüşümün ölçeğini ortaya koymaya çalışıyoruz. 2022’nin başında yayınladığımız Net Sıfır Emisyona Geçiş Raporu ile konuyu kapsamlı şekilde ele aldık. Araştırmalarımız ve çalışmalarımız, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak ve iklim acil durumunu sona erdirmek için küresel ekonominin temelden dönüşmesinin ve net sıfır emisyona geçmesinin ertelenemez olduğunu açıkça gösteriyor” dedi. Net sıfır karbon hedefi için dünyanın cesaret ve kararlılık göstermesi gerektiğini söyleyen Korkmaz, “Teknoloji şirketleriyle birlikte hayata geçirdiğimiz Frontier platformunun asıl amacı da karbon yakalama teknolojileri üzerinde çalışan girişimcileri cesaretlendirmek ve daha kararlı şekilde yollarına devam etmelerine destek olabilmek” şeklinde konuştu.
“Uzun Vadeli Bir İklim Değişikliği Senaryosu Üzerinde Çalışmaya Başladık”
Küresel ölçekte hazırlanan Net Sıfır Emisyona Geçiş Raporu’nun Türkiye’yi odağına alan bir benzeri üzerinde çalıştıklarını anlatan McKinsey & Company Ortağı Eren Çetinkaya, “Türkiye’nin ekim ayında Paris Anlaşması’nı onaylaması ve 2053 yılına dek karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü vermesinin ardından biz de Türkiye’nin iklim hedeflerini yansıtacak uzun vadeli bir iklim değişikliği senaryosu üzerinde çalışmaya başladık” dedi. Çetinkaya şunları söyledi: “Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleri ve halihazırda devam eden trendlerin ışığında, sekiz sektörde, 50’den fazla iş alanını ve 150’den fazla sürdürülebilir teknolojiyi derinlemesine inceliyoruz.”
“Yeşil İş Fırsatlarını Detaylandırıyoruz”
McKinsey & Company Ortağı Murat Gürsoy ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye’yi odağımıza aldığımız Net Sıfır Emisyona Geçiş Raporumuzun araştırma çalışmaları hızla ilerliyor. Çalışma ile Türkiye’nin sıfır emisyon hedefine ulaşabileceği en uygun iklim eylem planlarını tasarlıyoruz. Ülkemiz için koyulan 2053 hedefini, sektör ve iş alanı seviyesine indirip bu yolda atılması gereken adımları ve yeşil iş fırsatlarını detaylandırıyoruz. Türkiye’nin gerekli kararlığı göstererek net sıfır denklemini çözebileceğine gönülden inanıyoruz” diye konuştu.
Her Yıl Gigatonlarca Karbonun Atmosferden Temizlenmesi Gerekiyor
Küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden biri olan karbondioksitin atmosferden temizlenmesi iklim değişikliğiyle mücadelede başarılı olmak için büyük önem taşıyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden (IPCC, Intergovernmental Panel on Climate Change) gelen son raporlar, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutabilmek için her yıl gigatonlarca karbonun atmosferden temizlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Atmosferden karbon toplama teknolojilerinin kaydettiği önemli gelişmeye karşın gereken ölçeğe ulaşması için daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor. 2021 itibarıyla bu tür teknolojilerle 10 bin tondan az karbondioksitin atmosferden kalıcı olarak uzaklaştırıldığı açıklanıyor. IPCC tarafından yapılan modellemelere göre; 1,5°C hedefine ulaşmak için atmosferdeki karbondioksit miktarının 2050 yılına dek yıllık ortalama 6 milyar ton azaltılması gerekiyor.
Platform Nasıl Çalışacak?
Durum tespiti yapan Frontier platformu, karbon emisyonu satın almak isteyen şirketler adına yapacağı çalışmaları iki şekilde gerçekleştirecek:
- Karbon yakalama konusunda yeni teknolojiler üzerinde çalışan ve henüz erken aşamadaki tedarikçilerle alıcı şirketler adına düşük hacimli satın alma öncesi anlaşmalar yapacak.
- Frontier, teknolojilerini ölçeklendiren büyüme aşamasındaki tedarikçiler için de alıcı şirketlerle aralarındaki anlaşmaları kolaylaştıracak. Gelecekte tonlarca karbon emisyonunu satın almayı vaat eden Frontier, tedarikçilerin dağıtımlarını ölçeklendirmek için finansman sağlayacak.
Yapacağı incelemelerle karbon yakalama konusunda uzun vadeli potansiyele sahip teknolojileri belirlemeyi hedefleyen Frontier, bu teknolojiler üzerinde çalışan tedarikçilere, satın alımların yanı sıra gelişim süreçlerinde de düzenli tavsiyeler sunup ve destekler verecek.
Destekler arasında belirli kriterleri karşılayan teknolojileri hızlandırmak için ton başına daha yüksek başlangıç fiyatları ödemek de yer alacak. Bu kriterler arasında;
- Karbonun kalıcı olarak depolanması (> 1000 yıl),
- Ekilebilir arazi sınırlamasının ötesinde avantajlar sunan karbon depolanmasından yararlanılması,
- Teknoloji ölçeklendirildiğinde, karbon yakalama maliyetlerinin karşılanabilir olması (<100 $ / ton),
- İklim değişikliğiyle mücadelede, çözümün anlamlı bir parçası olabilecek kadar karbon yakalama kapasitesinin bulunması (> 0,5gt / yıl),
- Sağlam bir sürece sahip olan ve yerel halkın katılımına odaklanan, anlamlı çevresel adalet sonuçları sağlaması yer alıyor.