YAZI: Zeynep ÖZLER, Kale Grubu Kurumsal İletişim Müdürü, [email protected]
Yazıma, sürdürülebilirliğin en kapsayıcı haliyle bir zihniyet değişimi gerektirdiği fikrinden yola çıkarak başlamayı istiyorum. Daha sürdürülebilir bir dünya tasarlarken herkesin kullanacağı araçlara gereksinimimiz var. Ve elbette üzerimize düşen sorumluluklarımız… Ne yazık ki günümüzde, sürdürülebilirliğin anlam ve bağlamından kopartılan bir terim haline gelmesinden hareketle, sürdürülebilir zihin demek istiyorum.
Sürdürülebilir zihnin tam tanımını yapamamakla birlikte ortaya yeni bir kavram daha atıp mevcut kavramsal kirliliğe katkı sağlamaktan da çekiniyorum aslında. Öte yandan ise aklımdan geçenleri paylaşma ihtiyacı da duyuyorum: Evet, gözümün önünde bir zihin haritası beliriyor. Peki, bu zihin haritası hangi parçalardan oluşuyor?
– Yalnızca ekoloji odağına indirgenmemiş,
– Merak duygusuyla hareket eden,
– Soran/sorgulayan,
– Her çeşit bilgiyi/gerçekliği kendi filtresinden geçirerek süzen,
– Başka fikirlere/perspektiflere açık,
– Derin dinleyen,
– Farklı disiplinler ve farklı nesillerle işbirliği yapmaya istekli,
– Salt insanı değil, tüm canlıları ve gezegeni merkeze koyarak dünyayı daha iyi bir yer yapma gayesi içinde,
– Tutkuyla üreten ve ürettiklerini paylaşan bir zihin haritasından söz ediyorum.
Sürdürülebilir zihnin çıkış yolunun sistem dönüşümünde yattığını düşünüyorum ve bu yol, egosistemleri ekosistemlere dönüştürmekten geçiyor. Büyük cümlelerle değil de daha yalın bir ifadeyle söyleyecek olursam bu yol, yüzümüzü doğaya dönmekten geçiyor. Aradığımız soruların yanıtları doğada var. Doğaya yüzümüzü döndüğümüzde ve çok disiplinli çalışıp ürettiğimizde, dünya çok daha iyi bir yer olacak.
Kadim Bilgiler & Gençlerin Enerjisi
Kale Tasarım ve Sanat Merkezi; disiplinlerarası işbirliklerini destekleyerek, sosyal faydayı önceliklendirerek, yerel ile küreseli buluşturarak aslında tam da sürdürülebilirzihin yapısını oluşturmaya, beslemeye, geliştirmeye talip. Bu bağlamda, kadim bilgilerle gençlerin enerjisinin buluşmasını çok kıymetli buluyorum.
Doğadan İlham Alan SürdürülebilirÇözümler
Öncelikle iklim krizi olmak üzere kronik sorunlara çözüm arayışları kapsamında, farklı disiplinlerden öğrenci ve profesyonelleri, alanında yetkin isimlerle bir araya getiren “Doğadan İlham Alan Sürdürülebilir Çözümler: Mimari ve Tasarım Perspektifi Programı” bu alanda önemli bir boşluğu doldurdu. Programa 287 öğrenci ve 45 profesyonel olmak üzere toplam 332 kişi katılım gösterdi. Program; başta mimari ve tasarım alanında eğitim gören gençler ve yaşam boyu öğrenime inanan profesyoneller arasında, biyoteknoloji ve biyolojik bilimler odaklı yaratıcı ve yenilikçi çözümlerin ortaya konulmasını ve disiplinlerarası fikir alışverişini desteklemek amacıyla hayata geçirildi.
Kalebodur’un desteğiyle gerçekleşen programa, 95 farklı üniversiteden katılım oldu. Altı haftada tamamlanan programda, 23 eğitmen görev aldı. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden yetkin akademisyenlerin yanı sıra sürdürülebilir mimari ofisleri ve girişimciler başta olmak üzere uygulayıcıların yer aldıkları kolektif eğitim programında, birbirinden farklı konu başlıkları katılımcılara rehberlik etti. Özgün içeriklerin yer aldığı programda neler mi konuştuk?
“Sürdürülebilir Bir Dünyada Şehirleri Sürdürülebilir Hale Getirmek,” “Biyomalzeme ve Mimarlık,” “Duyusal Coğrafya: Dengeli Bir Yaşam için Çevreyi Tasarlamak,” “Mimarlık Bakış Açısı ile Biyomimikri” ve “Zeytin Çekirdeğinden Malzemeye, Plastiğin Dönüşümü, Algler ve Mantarların Mimarlıkta Kullanımı” gibi özgün içerikler yer aldı. Katılımcılar, akademik bilgilerin yanı sıra gerçek hayatta uygulanabilirliğe yönelik deneyim paylaşımlarından faydalandılar.
Alanında bir ilk olan programın da sürdürülebilir olmasını temenni ederek küçük bir hatırlatma yapabilirim: Programda yer alan içeriklere KTSM Youtube hesabından ulaşabilirsiniz.
#ekoIQ’nun 100. sayısına dair çok şey yazılabilir. Öncelikle 100. sayıyı gönülden kutladığımı belirtmeyi isterim. #ekoIQ yalnızca ele aldığı, dert edindiği meselelerle değil, sürdürülebilirliği kendi varlığı ile de kanıtlayan bir mecra! Yılmadan, usanmadan, nitelikli bilgiyi ve çoğu zaman soyut ve makro görünen olguları, toplumun faydasına olacak şekilde hem veri temelli hem de hayatın merkezinde anlaşılır kılma gayreti içinde aktarıyor. İçinden geçtiğimiz zor zamanlarda, yazarı olmaktan ve yan yana durmaktan mutlu olduğum, enerji aldığım bir topluluk. Her şeye karşın umudu büyüterek, iyi işleri çoğaltarak, dayanışarak Yeşil ve Güneşli nice 100. Sayıları kutlamamız temennisiyle…