#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
maliyet

“Kömürden Çıkış Uzadıkça Maliyet Artıyor”

Kömürün Ötesinde Avrupa Kampanyacısı Duygu Kutluay, Türkiye’nin 2030’a kadar kömürden çıkışının mümkün olduğunu vurgularken, kaybedilen zamanın bize maliyet olarak döneceğini söylüyor. Kutluay’a göre, “Üstelik bu kadar yüksek potansiyele sahip yenilenebilir enerjide lider olma şansı kaybolacak.”

Yazı: Bulut BAGATIR

Türkiye COP27 öncesinde yeni emisyon azaltımını açıklamaya hazırlanırken STK’lar 2030 için %35’lik bir mutlak azaltım önerisinde bulundu. Türkiye bu hedef için nasıl bir dönüşüm gerçekleştirmeli?

Türkiye şu anda tüm dünyada olduğu gibi iç içe geçmiş iklim krizi ve enerji krizini aynı anda yaşıyor. Tüm krizler ortaya bir günde çıkmaz, geçmişte atılmayan adımların, verilen yanlış kararların bedeli bugün kriz olarak karşımıza çıkar. Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerin başında geliyor ve ne yazık ki iklim krizinin etkilerini bir süredir kuraklık, yangın, su stresi, beklenmeyen aşırı hava olayları ve tarımsal faaliyetlerin sekteye uğraması ile deneyimliyoruz. Enerji krizi ise yüksek gelen faturalar ile cebimizi etkiliyor, üstelik ülke özelinde yaşanan ekonomik kriz bu bedeli daha da ağır hissetmemize neden oluyor. Bugün ödediğimiz bu bedel, yıllardır iklim krizinin sorumlusu fosil yakıtlara bağımlı olmamızın sonucu. Geçmişte yeteri kadar yapılmayan yenilenebilir enerji yatırımları, fosil yakıtlarda ısrar, bizi bugüne getirdi. Tüm dünyanın zor geçecek bir kışa hazırlandığı bir dönemde, ‘‘her kışın sonu bahardır’’ söyleminin gerçekliğe dönüşeceğine dair nüveler görüyoruz. Yaşadığımız kriz, AB’de RePowerEU planında olduğu gibi ülkeleri, acilen daha iddialı yenilenebilir hedefleri ve enerji verimliliği önlemleri almaya itti. Paris Anlaşması’nı onaylamasının üzerinden bir yıl geçen Türkiye’nin de iddialı bir 2030 iklim hedefi koyması şart. Türkiye’nin 2030’a kadar en az %35 mutlak emisyon azaltım hedefi gerçekçi ve mümkün. Bunun için en hızlı ve etkili yöntemlerden biri olan elektrik üretiminde kömürden tamamen çıkılması ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynakları payının %75’e çıkarılması gerekiyor. Bu dönüşüm, iklim krizinin önlenmesine sunduğu katkının yanında Türkiye’ye de birçok açıdan fayda sağlayacak.

Yeni büyüme patikaları yeşil dönüşüm üzerinden sunuluyor. Düşük karbonlu bir ekonomi nasıl kazançlar sağlayabilir?

Düşük karbonlu bir ekonomi beraberinde birçok kazancı da getirecektir. Enerjide %78 dışa bağımlı Türkiye, yenilenebilir enerji sayesinde dışa bağımlılığını ortadan kaldırarak enerji güvenliği sağlayabilir ve enerji maliyetleri de düşüş gösterir. Bununla birlikte rüzgarı ve güneşi merkeze alan yüksek teknolojili, katma değerli yatırım alanları gelişebilir. Herkesin sürece dahil olduğu planlı bir adil dönüşüm ile yeni iş olanakları yaratılabilir. Böylelikle yoksullukla mücadele de edebilirsiniz. İşin bir de finansman boyutu var. Dünya çapında artan iklim finansmanlarına erişim sağlayabilir ve en önemli ihracat pazarı AB olan Türkiye için küresel düşük karbonlu dönüşüme karşı daha dayanıklı bir ekonomi kurabilirsiniz. Temelde düşük karbonlu bir ekonomi toplumun yaşam kalitesini artırır; hava kalitesi artar, toprak ve su kirliliğinin önüne geçilir, sağlık maliyeti azalır.

Kömür en önemli noktalardan biri. Paris Anlaşması’nı onayladıktan sonra geçen bir yıllık sürede kömürden çıkışa dair en ufak bir adım atılmadı. Kömürden çıkışın 2030 sonrasına bırakıldığı bir senaryo Türkiye için ne anlama gelir?

Kömürün Ötesinde Avrupa’nın (Europe Beyond Coal) derlemesine göre, halihazırda emekli olan veya 2030’a kadar kapatılması planlanan Avrupa’daki kömürlü termik santralların sayısı, bu yıl 171’e yükseldi. Kısa vadeli kesintilere yanıt verme odaklı önlemler haricinde, hiçbir Avrupa ülkesi mevcut durumdaki 2030 yılına kadar kömürü tamamen kullanımdan kaldırma planını değiştirmedi. 2030 Kömürden Çıkış Raporu’muza göre Türkiye’nin de 2030’a kadar kömürden çıkması gerçekçi ve mümkün. Üstelik bu sayede, hem yenilenebilir enerji payı yükselecek hem enerjide bağımsızlık sağlanacak hem karbondioksit salımı azalacak hem hava kirliliğine bağlı hastalıklar azalacak hem de insanişartlarda iş olanakları yaratılacak. Kömürden çıkış ne kadar ertelenirse ülkenin bu faydalara ulaşması gecikecek ve daha maliyetli olacak; üstelik bu kadar yüksek potansiyele sahip olan ülkemizin yenilenebilir enerjide lider olma şansı kaybolacak.

Kömürden çıkışla birlikte nasıl bir adil geçiş programı hayata geçirilmeli? İstihdam kömür lobisinin sıklıkla kullandığı bir sav. Ancak veriler kömürden çıkışın istihdama ciddi olumlu katkılar sunabileceğini gösteriyor…

Adil geçiş kavramının merkezinde “kimseyi geride bırakmama” anlayışı yatıyor. Bu da şu anlama geliyor: Net sıfır ekonomiye geçişte çevreye duyarlı, insana yakışır yeşil iş fırsatları yaratılırken ortaya çıkacak risk ve fırsatları birlikte yönetip kimsenin geride bırakılmamasını

sağlamak. Bu nedenle kömürden çıkıştan etkilenecek en hassas gruplar belirlenmeli ve adil bir geçişin odak noktası olmalı. Bunun için de kamuoyu, sendikalar ve sivil toplumun da dahil olduğu bir adil geçiş süreci yürütülmeli.

EkoIQ Editör