Yıkıcı sel baskınları, benzeri görülmemiş ısı dalgaları, şiddetli kuraklıklar ve fırtınalarla geçen bir yılın sonlarına doğru COP27 tartışmalarla başladı. Afrikalı kadınlar; iklim krizini gündemde tutabilmek adına kadınları ve gençleri merkeze alan, güvenilir ve yenilikçi bir iklim finansmanı talebinde bulundu.
Yazı: Bulut BAGATIR
İklim değişikliğine en az neden olan gelişmekte olan ülkeler, mevcut ve tarihi faaliyetleri ile iklim krizine büyük ölçüde neden olmuş gelişmiş ülkelerden kayıp ve zararın giderilmesine yönelik finansal destek arıyor. COP27’deki tartışmalar; yıkıcı sel baskınları ve benzeri görülmemiş ısı dalgaları, şiddetli kuraklıklar ve fırtınalar görülen bir yılın sonlarına doğru başladı. Görüşmelerin ardından kayıp ve zarar mekanizması finansmanı resmi gündeme girdi. 10 yıldan fazla süredir zengin ülkeler, kayıp ve hasar olarak adlandırılan veya yoksul ülkelerin küresel ısınmanın sonuçlarıyla başa çıkmasına yardımcı olmak için sağladıkları fonlar konusundaki resmi tartışmaları reddetmişti.
Mısır Dışişleri Bakanı ve COP27 Başkanı Sameh Shoukry de zirvenin açılışındaki Genel Kurul’da, kararın kayıp ve hasarın finansmanının tartışılması için “kurumsal olarak istikrarlı bir alan” oluşturduğunu dile getirdi.
“Şimdi de Kayıplar için Finansman İstiyoruz”
İklim Haber’e konuşan Kadın Çevre Programı (WEP) Küresel Başkanı Dr. Priscilla Achakpa ise kayıp ve hasar mekanizmasının resmi müzakere gündemine alınmasını olumlu karşılarken finansman meselesine dikkat çekti. Dr. Achakpa, “Daha önce bu mesele ciddiye alınmıyordu. Bu nedenle en çok önemsediğimiz konulardan biri ve konunun ilk kez ajandaya alınması bizi memnun etti. Şimdi de kayıplar için finansman istiyoruz çünkü finans meselesi olmadan kayıplar ve hasarlar iklim ajandasına alındığında bu konuda hiçbir şey yapılmamış oluyor” dedi. Dr. Achakpa, Afrika’da iklim değişikliğini ele alabilmek adına kadınları ve gençleri merkeze alan güvenilir ve yenilikçi bir iklim finansmanı talep ettiklerini belirtti.
COP27 gündeminde yer alan “kayıp ve hasar” tartışmaları şu an için tazminat garantisi vermiyor veya bir sorumluluk kabul etmiyor. Meselenin en geç 2024’te kesin bir kararla sonuçlanması bekleniyor.
“İnsan Hayatı Para ile Ölçülemez”
Tarım ve Çevrede Kadınlara Destek (SWAGEN Africa) platformundan Gertrude Kenyangi Kabusimbi ise, İklim Haber’e, iklim finansmanından aldıkları payın oldukça az olduğunu söyledi. “İklim değişikliğini azaltmak ve tersine çevirmek için harekete geçilmeli. Böylece daha fazla kayıp ve hasar oluşmayacak” diyen Kabusimdi, COP27’den talepleri olduğunu ifade etti.
Kabusimdi şunları söyledi: “İlk COP’tan beri aynı şeyler tartışılıyor, bugün COP27’deyiz. Bu noktada yapılan değişikliklerin sonuçlarını görüyor olmalıydık, iklim değişikliğinin etkilerinde bir azalma görmeliydik. İklim değişikliğini azaltmak ve durumu tersine çevirmek için harekete geçilmeli. Böylece daha fazla kayıp ve hasar oluşmayacak. İnsanlar bir sel yüzünden veya açlıktan hayatlarını kaybettiğinde bunu tazminatla ödeyemezsiniz. İnsan hayatı para ile ölçülemez.”
Kadınlar iklim değişikliğinden en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor. Yoksulluk arttıkça daha ağır bedeller ödüyorlar. Kadınlar karar alma süreçlerine ve iş gücü piyasalarına eşit katılım gösteremiyorlar. Bunun sonucunda iklimle ilgili planlamalara, politika oluşturmaya ve uygulamaya katkıda bulunamıyorlar.
WECAN’dan Yeni Rapor
Women’s Earth and Climate Action Network (WECAN), COP27’den önce küresel karbondioksit emisyonlarının neredeyse %80’inden sorumlu olan G20 ülkelerinin toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı ulusal iklim değişikliği politikalarından yoksun olduğunu ortaya koyan yeni bir rapor yayımladı.
Çalışma, iklim değişikliğinin etkilerinin cinsiyete bağlı olarak değiştiğinin ve iklim çözümlerinin itici gücü olarak kadınların önemli rolünün giderek daha fazla kabul edilmesine rağmen toplumsal cinsiyet eşitliğinin G20 ülkelerinin iklim politikalarına henüz kapsamlı veya anlamlı bir şekilde entegre edilmediğini ortaya koyuyor.
Dr. Achapka, Afrikalı kadınların müzakereci olarak kendi meseleleri üzerinde söz sahibi olmak istediklerini; müzakerelerde yer alarak taleplerini ve görüşlerini ifade ettiklerini anlattı: “Müzakerelerde yer alabilirsek taleplerimizi ve neyin nasıl yapılması gerektiği hakkında görüşlerimizi ifade edebiliriz.”
Kabumsimdi de kadınların politika yapım ve karar alma süreçlerinin dışında bırakıldığını anlatırken, “Alınacak kararlar adil ve eşitlikçi olmalı. İklim değişikliğine neden olan eylemlerin sonucunda bunda hiçbir etkisi olmayanlar en ağır zararları görmemeli. Hükümetler her seviyeden organizasyonu karar alma süreçlerine dahil etmeli. Katılım, karar alma süreçlerinin en önemli adımı” dedi.