Biyoçeşitlilik

Dicle Üniversitesi’ndeki 157 Hektarlık Ormanlık Alan İmara Açıldı

dicle

Diyarbakır Sur ilçesi Yiğitçavuş Mahallesi sınırları içinde kalan Dicle Üniversitesi arazisinin 157 hektarlık alanı imara açıldı. Kararın iptali talebiyle yapılan itirazlar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından reddedilirken Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Çekdar Taşkıran, kararın hayata geçirilmesiyle geri dönüşü olmayan tahribatların yaşanacağını söyledi.

Yazı: Şenol BALİ

Diyarbakır Sur ilçesi Yiğitçavuş Mahallesi sınırları içinde kalan üniversite arazisinin 157 hektarlık alanı imara açıldı. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü, projede yeşil alan olarak görülen 3,4 hektarlık alanın statüsünün değiştirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Rektörlüğün,  157 hektarlık alanın kentsel yerleşme alanı, 3,4 hektarlık alanın da kamu kuruluş alanı olarak imara açılması istemiyle yaptığı başvuru Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kabul edildi. Toplamda yaklaşık 2 bin dönümlük arazi satışa çıkartılmış olacak. Öte taraftan söz konusu arazinin satışından elde edilen gelirle aynı bölgeye yeni bir hastane yapılması planlanıyor.

Değişikliklerle ilgili tartışmalar sürüyorken kent halkı ve kentteki STK’lar tarafından sosyal medyada kararın iptali için kampanyalar düzenledi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Diyarbakır Şubesi ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Genel Müdürlüğü’ne başvurarak itirazda bulundu. İtirazda, düzenlemenin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliği’ne aykırı olduğu belirtildi. Ancak plan değişikliğine istinaden yapılan  itirazın  Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından reddedildiği ifade edildi.

Kararın uygulanacağı alanın uydu görüntüsü
“Düzenleme, Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmeliğe Uygun Değil”

Karara ve sonrasında yaşanan sürece ilişkin İklim Haber’e konuşan Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Çekdar Taşkıran, Diyarbakır üzerinde yıllardır kentleşme adı altında sermayedarları zenginleştiren imar politikalarının uygulandığını ifade etti. Taşkıran şu sözleri aktardı: “Bu plan değişikliği, üniversite içerisinde bulunan böyle büyük bir alanın ticari alanlara ve konut alanlarına açılacağı anlamına gelmektedir. Böylesi bir değişikliğin üniversite gençliğinden, bölgedeki STK’lardan ve meslek odalarından görüş alınmadan yapılması tarafımızca kabul edilmemektedir. Planlama katılımcılık ilkesiyle çelişmektedir. Yapılan plan değişikliğinin gerekçesi ‘mevcut hastane binalarının yenilenebilmesi için kaynak oluşturma’ olarak ifade edilmiştir. Bizler bilimden ve teknikten uzak yapılan böyle bir plan gerekçesinin bu kapsamda bir çalışmanın altlığını oluşturamayacağını söylemekteyiz. İtirazımızda da dile getirdiğimiz gibi hem çevre düzeni planlarına dair yönetmeliğe hem de mekansal planlar yapım yönetmeliğine uygun olmayan bir çalışma yapılmıştır. Yönetmeliğin amacı olan; ‘Fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere hazırlanan, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getiren mekansal planların yapımına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir’ olan maddesine aykırıdır.”

Taşkıran konuşmasının devamında, “Alana ilişkin analitik çalışmalar yapılmamıştır. Kamu yararı ilkesiyle çelişmektedir. Katılımcılar yok sayılmıştır. Çevrenin ekolojik değerinin korunması gerekirken bu değer yok sayılmıştır. Sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren bir uygulama yapılmıştır” gözlemlerine yer verdi.

Uygulama sonucu yüzlerce ağacın kesileceği belirtiliyor (F: Bianet)
“İmara Açılması İstenilen Alanın 10 Hektarlık Kısmı Ağaçlardan Oluşuyor”

Kararın çıkarıldığı Dicle Havzası’ndaki ekolojik zenginliğe dikkat çeken Taşkıran, sözlerine şöyle devam etti: “Yılın dört mevsimi boyunca 200 civarında kuş türü bulunan Dicle Havzası yerleşik kuş türlerinin yanı sıra birçok farklı kuş türüne de göç döneminde ev sahipliği yapmaktadır. Göçmen kuşların en bilinen türlerden biri olan buğdaycıl göç rotasını Dicle Havzası’nın sulak alanları üzerinde kurmuştur. Diyarbakır’daki dinlenme noktaları da Dicle Üniversitesi’nin nehre yakın bölümleri ve Hevsel Bahçeleri’dir. İmara açılması istenilen alanın yaklaşık 10 hektarlık kısmı bu bütünlüğü oluşturan ağaçlardan oluşmaktadır. Çeşitli türlerden oluşan ve 25 yıla aşkın yaşları olan ağaçlar barındıran bu alanda; Akasya, Gladiçya, İran çamı, Katalpa ve Mavi selviler bulunmaktadır. Yoğunluk İran çamı ve Akasya ağaçlarından oluşmaktadır. Bu ağaçların doğalında bölgenin ekolojik tahribatına sebep olacak bu çalışmayı kabul etmemiz mümkün değildir. Uygulanması istenilen bu plan değişikliğiyle geri dönüşü olmayacak bir ekolojik tahribat yaşanacaktır.”

Taşkıran, kentin oksijen deposu olan bu alanın halkın geleceğini ve ekolojik sürekliliği yok edeceğini ifade etti ve şu açıklamaya yer verdi: “Kayyum politikaları ile betona gömülen kentin nadir yeşil alanlarından olan ve zamanında binbir emekle yeşillendirilen bu bölge için verilen bu kararı tartışmasız, direkt ekolojik kıyım olarak tanımlıyoruz. Herhangi bir kurumun uhdesinde olsa dahi yeşil alanları yapılaşmaya açma teşebbüsü hiçbir kurum yetkilisine o alanın vasfını değiştirme yetkisini vermiyor. Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne ekonomik kaynak sağlanması bahanesiyle gerek kentimizin oksijen kaynağı gerekse de üniversite gençliğinin yaşam alanlarına müdahale edilmesini kabul etmek mümkün değildir.”

Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Çekdar Taşkıran
“Bu Uygulamanın Yapılmasına Müsaade Etmeyeceğiz”

Proje hakkında plan değişikliğine gidilmesi konusunda yaptıkları itirazın reddedildiği bilgisini veren Taşkıran, duyarlılık çağrısında bulundu: “Bu plan değişikliğine istinaden yaptığımız itiraz Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından reddedilmiştir. Planın ilerleyen aşamalarında nazım imar plan değişikliği ve uygulama imar plan değişikliği yapılacaktır. Bu uygulamalarla birlikte yürütmenin durdurulmasına yönelik dava açacağız. Böylesi bir uygulamanın yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Herkesin bilmesini istiyoruz ki böylesi bir ekolojik kıyıma ve talana izin vermeyeceğiz. Hukuksal ve toplumsal mücadelemiz devam edecektir.”

 

About Post Author