#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
deprem

“Depremlerde İkincil Afetler için Önlem Alınmalı”

Temiz Hava Hakkı Platformu, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve Kahramanmaraş’ın yanı sıra Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da binlerce can kaybına, yaralıya ve ağır yıkıma yol açan depremin ardından “depremlerde ikincil afetler için önlem alınmalı” uyarısında bulundu.

Temiz Hava Hakkı Platformu, Kahramanmaraş’ta yaşanan ve tüm Türkiye’yi yasa boğan depremle ilgili olarak bir açıklama yayımladı:

“Bir deprem coğrafyası olan ülkemizde bu gerçekliği ve bilimsel ilkeleri göz ardı eden kentleşme ve yapılaşma politikaları ile yetersiz denetim ve yasaya uygun olmayan uygulamalar nedeniyle doğal bir afet bir kez daha toplumsal bir felakete dönüşmüş durumda. Acımız çok büyük. Tüm halkımıza ve depremden etkilenen komşu ülkelerin halklarına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Temiz Hava Hakkı Platformu olarak, birincil ve artçı depremlerle riskin devam ettiği deprem sonrası dönemde kamuoyu ve yetkilileri ikincil afetler ve buna bağlı oluşabilecek halk sağlığı riskleri ile arama-kurtarma çalışmaları esnasında maruz kalınabilecek riskler hakkında uyarmak istiyoruz.

Depremle Birlikte Gelen İkincil Afet Riski Özellikle Sanayi Bölgelerinde Ek Tehlike Yaratıyor

İskenderun Limanı’nda 6 Şubat günü başlayan yangın üçüncü gününde devam etmektedir. Yanan konteynerlerde ne olduğu yetkililer tarafından açıklama yapılmadığından bilinmemekte; hava salınan kimyasalların yarattığı riske dair bilgiye de ulaşılamamaktadır. Bir an önce yanan maddelerin içeriklerinin açıklanarak olası sağlık riskleri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi acil bir halk sağlığı ve güvenlik meselesidir.

Benzer bir şekilde doğalgaz boru hattında yaşanan yangınla ilgili olarak da kamuoyuna yeterli bir resmi bir açıklama yapılmamıştır.

Deprem sırasında ve sonrasında yaşanabilecek ikincil afetler; petrol ürünleri depolama ve dağıtım tesisleri, petrol rafinerisi, petro-kimya sanayi, azot, gübre, soda, demir-çelik ve krom sanayileri, Kerkük-Yumurtalık, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hatları, doğalgaz hatları ile Afşin-Elbistan, İSKEN-Sugözü, Tufanbeyli, Hunutlu Termik Santralları gibi yanma, patlama ve kimyasal çevre kirliliğine yol açma riski bulunan pek çok tesisi barındıran deprem bölgesinde, özellikle İskenderun Körfezi’nde çoklu bir kriz riski oluşturmaktadır. Yangın, patlama ve sızıntı ile havaya salınan kimyasal maddelerin ve dumanın solunum yolu ile alınmasıyla bölgede pek çok akut ve kronik sağlık sorununun oluşması riski söz konusu olabilecektir.

Bölgede devam eden artçı ve birincil depremler nedeniyle tehlikeli gazların ve yanıcı/patlayıcı maddelerin bulunduğu diğer sanayi tesislerinde güvenlik kontrolleri yapılmalı, herhangi bir sızıntı, atmosfere yayılım ve yangın riskine karşı gerekli önlemler alınmalı; kamuoyu yapılan çalışmalarla ilgili şeffaf biçimde bilgilendirilmelidir.

Arama-Kurtarma Çalışmalarında Karşılaşılabilecek Ağır Sağlık Riskleri Var

6 Şubat günü yaşanan depremler sonucu 10 bin civarında binanın yıkılmış olduğu bilgisi bulunmaktadır. Bu binaların bir kısmının eski yapılar olduğu gerçeğinden yola çıkarak, arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları esnasında asbest gibi tehlikeli maddelere ve yoğun partikül madde kirliliğine karşı en azından birinci derecede maruz kalan ekiplerin uygun nitelikli maskeler ile donatılması gerekmektedir.

Hâlâ göçük altında binlerce insanımızın bulunduğu ve kurtarma çalışmalarının zorlukla yürütüldüğü koşullarda, kurtarma ekiplerimizin ve yöre halkının sağlık ve güvenliklerinin sağlanması da yürütülen çalışmaların ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

Ülkemiz sınırlarını aşan bu büyük felaketin daha büyük afetlere ve altından kalkılması zor halk sağlığı sorunlarına yol açmaması dileği ile kamuoyunun dikkatine saygıyla ve dayanışma duygularımızla sunarız.”

EkoIQ Editör