#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Çimento

“Çimentoya Karşı Kazanan Muğla Halkı Olacak”

Çimento şirketi Muğla’yı terk edene kadar mücadelelerine devam edeceklerine belirten yaşam savunucuları, “Kazanan çimentocular ve şakşakçıları değil, Muğla halkı olacaktır” dedi.

Muğla’daki Çimento fabrikası inşasına karşı mücadelede 110 kişi hakkında soruşturma açılmış, 11 kişi ise gözaltına alınmıştı. Muğla Cumhuriyet Savcılığı ise soruşturmayla ilgili kovuşturmaya gerek olmadığını açıkladı. Yaşam savunucuları da yaptıkları açıklamada mücadeleyi kazanana kadar sürdüreceklerini beyan etti.

Deştin köylüleri başta olmak üzere Muğlalılar, 3 Nisan 2023’de çimentocu firmaya malzeme taşıyan kamyonların yolunu Bayır’da keserek protesto gerçekleştirmişti. 5 gün süren protesto eylemi, 8 Nisan Cumartesi günü sabaha doğru 04.30’da jandarmanın müdahalesiyle 11 kişinin gözaltına alınmasıyla son bulmuştu.

Gözaltına alınan direnişçiler, aynı günün akşamı adli kontrol şartı ile salınmışlardı. Baskında gözaltına alınan kişilerin yanı sıra eylemi destekleyen 110 kişi hakkında  “Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme,Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.

Bu suçlama ile ilgili soruşturmayı yürüten Muğla Cumhuriyet Savcılığı kovuşturma yapılmasına gerek olmadığı kararını verdi. Savcılıktan yapılan açıklama şu şekilde:

“Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılması, barışçıl amaçlarla yapıldığı, silahsız ve saldırısız olduğu, kendi içerisinde başka bir suçu oluşturmadığı, hukuken korunabilecek sınırda kaldığı sürece düşünce ve kanaat açıklama yöntemidir ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Somut olayda şüphelilerin çimento fabrikasının yapımını protesto amaçlı oturma eylemi düzenledikleri, eylemin meşru amaç dışına taşırılıp suç unsuru bir sloganın atıldığı veya bir saldırının olduğu hususunda tespitin bulunmadığı ve Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında şüphelilerin eylemlerinin 2911 sayılı Kanuna aykırılık arz etmediğinin anlaşılması karşısında şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına gerek olmadığına verilmiştir.”

“Kazanan Muğla Halkı Olacak”

Deştin Çevre Platformu, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi kararın üzerine yaptıkları basın açıklamasında “Yargıya güvenin son derece zayıfladığı bu günlerde Muğla Cumhuriyet Savcılığı’nın hukuka uygun olarak verdiği bu kararı takdirle karşılıyor, diğer hukukçulara örnek olmasını diliyoruz” dedi. Gözaltına alınan kişilere de değinilen açıklamada “9 arkadaşımız hakkında ileri sürülmüş diğer suçlamalar da bir an önce düşürülmeli ve adli kontrol şartı kaldırılmalıdır” denildi.

İvedi yargılama usulüne tabi ÇED kararlarına ilişkin yargılamada yaklaşık 15 aydır yargıdan sonuç alınmamıştı. Yapılan basın açıklamasında; çimento fabrikasının iptaline dair davaya bakan Muğal 2 No’lu İdare Mahkemesi’nde devam eden yargı sürecine dair endişeler de paylaşıldı. Açıklamada; yargıda verilen gecikme ve ek sürelerin Deştin ve Bayır’ın ortak sınırında, Tekağaç Mevkiinde orman alanı içersindeki bölgede faaliyete geçirilmesi istenen çimento fabrikasının kurulmasının önünü açacağı da yer aldı. “Gecikmiş adalet adelet değildir” denen açıklamada, köylülerin adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi gerektiği de vurgulandı.

Yapılan açıklamada, çimento şirketi Muğla’yı terk edene kadar; Muğlalıların çevreye sahip çıkmak için mücadelelerine devam edeceği belirtildi ve eklendi: “Kazanan çimentocular ve şakşakçıları değil, Muğla halkı olacaktır.”

Kılıçdaroğlu’na Açık Davet

Deştin Çevre Platformu, Güllük Körfezi Koruma Platformu, İkizköy Çevre Komitesi, Karacasöğüt Çevre Gönüllüleri ve Yaşayanları, Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na da açık bir davette bulundu.

“Muğla kırgın, helalleşseniz güzel olmaz mı?” denen davette; Akbelen ’de, Deştin ’de, Marmaris’te, Milas’ta ve neredeyse Muğla’nın tamamında ahlak, hukuk ve çevre mücadelesi veren yaşam savunucuları, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ekolojik temelli bir yönetim anlayışıyla cumhurbaşkanlığı görevini icra etmesi istediklerini belirttiler.

Yapılan açık çağrıda, yaşam mücadelesi veren çevrecilerin, 13. Cumhurbaşkanı adayına beklenti ve taleplerini ileteceği koşulların sağlanmasının katılımcı demokrasi için vazgeçilmez olacağının altı çizildi ve şu ifadelere yer verildi:

“5 Mayıs tarihinde miting için Muğla’ya gelecekmişsiniz. Size ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyacağız. Ülkeye baharın gelmesi için hem alanlarda hem de oy tercihlerinde sizi yalnız bırakmayacağız. Ama oylarımızı kırgınlıkla, mecburiyetle vermek istemiyoruz. Ülkeye gelen bahar Muğla’yı kışta bırakmamalı. Bu nedenle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sizinle miting öncesi bir görüşme yaparak mevcut iktidarın Muğla’yı çitleme politikalarının odağına koyması, bu politikaların yarattığı ağır doğa yıkımını anlatmak istiyoruz. Özellikle bu yıkım sürecinde belediyelerin seçtiği tarafın hem partiye hem de Muğla’ya verdiği zararın boyutları hakkında bilgi vermek istiyoruz. Kimi belediyeler eli ile yaratılan bu olumsuz etkileşimin hem siyasi hem de çevresel zararlarının giderilmesi bağlamında önemli bir görüşme olacağına inanıyoruz.”

Yaşam savunucuları yaptıkları çağrıda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı mitinge pankartlarıyla katılacaklarını ve kendisine oy vereceklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun Deştinlilere verdiği “sözü” tutması ve Sinpaş, Akbelen, Ağaoğlu mücadele alanlarıyla ilgili “söz” vermesi talep edilen çağrının sonunda şu ifade yer aldı: “Demokrasiye destek biazden, yaşam alanlarını birlikte savunmak sizden. Haydi!”

EkoIQ Editör