#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
otomotiv

Otomotiv Sektörü Sürdürülebilirlik Temasında Buluştu

TAYSAD’ın bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği Tedarik Zinciri Konferansı, sürdürülebilirlik temasıyla düzenlendi. Tedarik sanayileri ile sektörün bir araya geldiği buluşmada; sürdürülebilirlik kavramı, sürdürülebilirliğin çevresel, ekonomik, toplumsal ve sosyal boyutları, sürecin yönetilmesi ve sektörün izlemesi gereken yol gibi konular ele alındı.

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Tedarik Zinciri Konferansı ile tedarik sanayicileri ile sektörü bir araya getirdi. Sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirilen etkinliğin açılışında konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Tülay Hacıoğlu Şengül, “Türkiye, şu anda otomotiv üretiminde dünyada 13’üncü sırada yer alıyor. Geçen sene itibarıyla dünya otomotiv pazarında 85,4 milyon adet araç üretildi. Bunun 1,4 milyon adedini Türkiye otomotiv endüstrisi üretti. Amacımız bunu ilk 10’a taşımak. 2021’de Yönetim Kurulu olarak göreve geldiğimizde başkanımız akıllı, çevreci ve sürdürülebilir mottosunu bizlerle paylaşmıştı. Hep birlikte yaptığımız faaliyetlerde bu motto doğrultusunda ilerliyoruz” dedi.

“Tek Başına Çözemeyeceğimiz Kadar Büyük Bir Sorun”

Sürdürülebilirlik kavramının temelinde çevresel boyuttaki krizlerin yattığını belirten Tülay Hacıoğlu Şengül, “Hep birlikte sorumluluklar alarak özellikle iş dünyası temsilcileri, STK’lar, kurumlar ve genel olarak tabii ki hepimizin üzerimize düşen, yapması gereken konular var. Sorun ne yazık ki tek başına çözemeyeceğimiz kadar büyük bir sorun. Kuşkusuz sürdürülebilirlik konusu sadece çevresel boyutuyla ele alınması gereken bir konu değil. Bunun yanında ekonomik, sosyal, toplumsal birçok unsur var. Bunun başında da iyi bir liderlikle sürüklenmesi ihtiyacı var. Ben, liderliği sadece tepe yönetiminde görmüyorum. Herkes kendi sürecinin lideri. Otomotiv endüstrisinin profesyonelleri ve temsilcileri olarak dönüşüm yolculuğunda doğal olarak biz de üzerimize düşeni yapmak için hareket etmeliyiz” diye konuştu.

“Birinci Kriter Ne Kadar Seragazı Salımı Yapıyorsunuz Olacaktır”

Faaliyet raporlarında belki bir paragrafta veya bütün bir bölümde onlarca kere inovasyon ve sürdürülebilirlik kelimelerinin kullanıldığını vurgulayan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, “Ama ne yaptığımızı sorgulamıyoruz. 2025, 2030’daki birinci kriter ne kadar seragazı salımı yapıyorsunuz olacaktır. Bunun sinyallerini alıyoruz. Konferansımızda bugünkü konulardan biri sürdürülebilir lojistik olacak. Kesinlikle ve kesinlikle karayolları haricinde daha sürdürülebilir şekilde ürünlerimizi yurt dışına özellikle %60’ın üzerinde ihracatını yaptığımız Avrupa Birliği’ne ulaştırılmasının yolunu bulmalıyız” dedi.

“Daha Az Tüket, Yeniden Kullan”

TaysadTrend olarak şu anda elektrikli araçların ön plana çıktığını söyleyen Albert Saydam, şöyle devam etti: “Bu vakte kadar fosil yakıtlı araçlar 15 ila 20 senedir kirliliğe olumsuz katkıda bulunurken, elektrikli araçların bunun çözümü olduğuna inanılıyor. Açıkça söyleyeyim, hayır. Bizim alternatif diğer çevreci araçlara da kaynak ayırmamız lazım. Lütfen trendlerin peşinde tek bir ihtimalin peşinde koşmayalım. TAYSAD olarak buna liderlik etmemiz gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Kesinlikle başka çözümlere de kaynak ayırmamız lazım. Bir diğer konu da daha az tüket ve yeniden kullanmaya daha fazla yönelmemiz lazım. Bu tarz projeleri üretmemiz lazım ki gerçekten sürdürülebilirliğe katkımız olsun. Sonuçta sürdürülebilirlik evrenseldir, hukuk da evrenseldir. Bence dünyada her şeyin üzerinde sürdürülebilirliğin evrensel olduğuna dair hukuki altyapı olmadan hep birileri haksız kazanç sağlayacak. Bunun da önüne geçmemiz lazım. Bunu daha yüksek sesle dile getirmemiz lazım. TAYSAD’ın misyonlarından biri de bu olmak zorunda.”

“Birlikte Çalışmamız Gerekiyor”

Konferansın ilk bölümü, sürdürülebilirlik başlıklı bir sunumla devam etti. Mazars Denge CEO ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun, “İş dünyası devamlı bir büyüme içinde. Dünyanın sınırları belli. Fakat hep sınırlı bir sistemin içinde sınırsız bir büyümenin peşindeyiz. Fakat iklim krizi, su krizi, okyanusların asitlenmesi, bio çeşitliliğin azalması, toprak kaybı ve sosyal eşitsizlikler olarak altı tane majör problemimiz var. Bu problemleri aşmak için birlikte çalışmamız gerekiyor” dedi.

Dünyanın en büyük şirketlerinin CEO’larının ağırlıkla erkeklerden oluştuğuna işaret eden İzel Levi Coşkun, “Dolayısıyla burada bir eşitsizlik var. Hep söylüyorum, bizler karbon emisyonunu azaltmak istiyorsak kadın aya izini artırmamız lazım. Yani sürdürülebilirlik için bizim bakış açımızı, zihniyetimizi, alışmış olduğumuz birtakım kuralları kenara koyarak yeni bir şekilde çalışmaya başlamamız gerekiyor” diye konuştu.

EkoIQ Editör