#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
El Niño

El Niño Okyanus/Atmosfer Olayının 2023’teki Beklenen Geri Dönüşünün Klimatolojik, Atmosferik Nedenleri ve Tarımsal Etki Değerlendirmesi

Haziran 2023’te geri döneceği tahmin edilen El Niño okyanus/atmosfer birleşik olayı, küresel tarımsal üretim ve gıda güvenliği için yüksek riskler oluşturan aşırı hava olaylarının ana itici gücü olabilir. FAO’nun değerlendirmesine göre, Türkiye -diğerlerinin yanı sıra- Afganistan, Arjantin, Ermenistan, Azerbaycan, İran, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Suriye, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’la birlikte El Niño’nun aşırı yağış riski yoluyla etkileyebileceği ülkeler arasında yer alıyor.

YAZI: Prof. Dr. Murat TÜRKEŞ, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu ve Fizik Bölümü Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi*

Bu makalede, çeşitli iklim, atmosfer ve okyanus araştırma enstitüleri ile Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Dünya Gıda Örgütü (FAO) (1, 2) gibi Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlık kuruluşları tarafından, üç yıllık La Niña evresinin ardından 2023’te geri dönmesi beklenen El Niño okyanus/atmosfer olayının hem klimatolojik ve atmosferik bir çözümlemesi hem de küresel gıda güvenliğinde yaratacağı gıda güvensizliği, kuraklıklar, seller ve taşkınlar gibi olası olumsuz etkilerin bilimsel bir bireşiminin ve değerlendirmesinin yapılması amaçlandı.

WMO’nun 2023-2027 Dönemi için Öngörüleri

Her yıl WMO tarafından Küresel Yıllık – On Yıllık İklim Güncellemesi yayımlanıyor. WMO’nun yeni raporu (1) 2023-2027 dönemi için WMO tarafından belirlenen Küresel Üretim Merkezleri ve diğer katkıda bulunan merkezler tarafından üretilen küresel yıllık ila 10 yıllık tahminlerin bir sentezini sağlıyor. WMO’nun çalışmasındaki son tahminler özetle şunları gösteriyor:

  • 2023 ile 2027 arasındaki her yıl için yıllık ortalama küresel yüzey yakını sıcaklığın, 1850-1900 dönemi ortalamasından 1,1°C ila 1,8°C daha yüksek olacağı tahmin ediliyor.
  • 2023 ile 2027 arasında en az bir yıl boyunca küresel yüzey yakını sıcaklığın sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde olma olasılığı %66’dır. Beş yıllık ortalamanın bu eşiği aşması olası değil (%32).
  • 2023 ile 2027 arasında en az bir yılın, kaydedilen en sıcak ve bir El Niño yılı olan 2016’yı geçme olasılığı çok yüksek (%98). 2023-2027 için beş yıllık ortalamanın son beş yıldan (2018-2022) yüksek olma ihtimali de oldukça yüksek (%98).
  • El Niño Güney Salınımının (ENSO) büyük olasılıkla Aralık-Şubat 2023/24 arasında pozitif (El Niño ya da sıcak olay) olacağı tahmin ediliyor.
  • 1991-2020 ortalamasına göre Arktik sıcaklık anomalisinin, Kuzey Yarımküre’de önümüzdeki beş uzun kış boyunca ortalaması alındığında, küresel ortalama anomalinin üç katından daha büyük olduğu tahmin ediliyor.
  • 1991-2020 ortalamasına göre 2023 için tahmin edilen yağış modelleri, Endonezya, Amazon ve Orta Amerika’nın bazı bölgelerinde yağışların düşme olasılığının arttığını gösteriyor.
  • 1991-2020 klimatolojik normaline göre Mayıs-Eylül 2023-2027 ortalaması için öngörülen yağış desenleri, Sahel, Kuzey Avrupa, Alaska ve Kuzey Sibirya’da ortalamanın üzerinde yağış olasılığının arttığını ve Amazon ve Avustralya’nın bazı bölgelerinde bu dönem süresince yağış tutarının azaldığını gösteriyor.
  • 2023-2027 yılları arasında Kuzey Avrasya’nın Aralık-Şubat aylarında ortalamanın üzerinde yağış alması oradaki son eğilimlere uygun olarak olası.
El Niño, La Niña ve Güney Salınımı Nedir?

El Niño, Pasifik Okyanusu’nun tropikal orta ve doğu bölümünde her iki-beş yılda (bazı yayınlarda iki-yedi yıl) bir oluşan bir okyanus/atmosfer olayıdır. Bir El Niño olayı süresince, normal koşullarda serin ve kurak koşulların hüküm sürdüğü orta ve doğu Pasifik’te, Endonezya alçak basıncının bu bölgeye yaklaşması sonucunda, basıncın düşmesi ve yükselici hareketlerle birlikte daha sıcak ve yağışlı koşulların oluştuğu gözlenir (3). Tropiklerdışı (orta enlem) dolaşımın EÑSO ekstremlerine (sıcak ya da El Niño olayı ve soğuk ya da La Niña olayı) vermiş olduğu yanıta ilişkin çalışmalar, geniş ölçekli orta enlem dolaşımının, özellikle kışın, tropikal Pasifik Okyanusu’ndaki atmosfer salınımları ile yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor. Örneğin, Pasifik’in kuzeyindeki Aleut alçak basıncı, El Niño olaylarının olgunluk evresine karşılık gelen kış mevsimlerinde derinleşiyor. Bazı araştırmalar, El Niño dönemlerinin, Avrupa üzerindeki orta enlem siklonlarının sayısında bir artışa, La Niña dönemlerinin ise antisiklon koşullarının sıklığında bir artışa neden olduğunu gösterdi. Ayrıca, El Niño kışlarında batı ve orta Avrupa’da gözlenen alçak basınç anomalilerinin yüksek sıcaklık ve yağış anomalileri ile ilişkili olduğu bulundu. Bazı araştırmalar ise Avrupa’nın batı ve güneybatı bölümlerinden Karadeniz’e uzanan alanın, alçak basınç sistemlerinin Avrupa üzerinde azalması nedeniyle, La Niña yıllarında daha kurak; Doğu Akdeniz Havzası’nın ve İskandinavya’nın, Atlantik siklon yolunun güneye ve Akdeniz siklon yolunun kuzeye kayması nedeniyle, El Niño yıllarında daha kurak olduğunu gösterdi (4).

Walker dolaşımı, normal (nötr) ya da La Niña koşullarında, Endonezya-Kuzey Avustralya bölgesi üzerindeki ekvatoral alçak basınç alanı ile Pasifik Okyanusu’nun güneydoğusundaki subtropikal yüksek basınçtan oluşan geniş ölçekli bir atmosferik dolaşım hücresidir (Şekil 1). Endonezya alçak basınç bölgesindeki yükselici kararsız hava, bölgeye yağış sağlayan temel atmosferik bir süreç. Olağan Hadley dolaşım hücresi ise Güney Amerika’nın And Dağları’nın doğusunda kalan tropikal bölümünde egemen. Rüzgar, Güney Amerika’nın tropikal batı kıyılarından okyanusa doğru eserek, serin dip sularının yüzeye çıkmasına ve batı Pasifik’ten yaklaşık 5C° daha soğuk olma eğilimi göstermesine neden olur. Hava, bu bölge üzerinde egemen olan yüksek basınç koşulları nedeniyle kararlı olduğu ve yükselmediği için, normal Hadley dolaşımına katılmaz. Bunun yerine, güneydoğu Pasifik’te güneydoğu alize rüzgarlarını oluşturarak batıya doğru eser. Güneydoğu alizeleri, ulaştıkları sıcak batı Pasifik’te nem ve ısı kazanarak tekrar yükselir. Yükselen havanın bir bölümü üst troposferde doğuya yönelir ve Walker dolaşım hücresi tamamlanır.

Tropikal orta ve doğu Pasifik bölgesindeki deniz suyu sıcaklıklarının (SST’lerin), çoğunlukla Walker dolaşımının normal durumu ile bağlantı olarak, uzun süreli ortalamadan daha soğuk olduğu koşullara orijinal olarak La Niña adı veriliyor. La Niña (El Viejo), yerli dilinde “Küçük Kız” anlamına gelir.

Walker dolaşım modelinde, her iki-beş yılda bir bugün Güney Salınımı (SO) olarak bildiğimiz bir atmosferik karışıklık ya da dalgalanma olur. Normal Walker dolaşımının yönündeki kayma ya da basınç merkezlerindeki bir oynama nedeniyle, Güney Amerika’nın tropikal batı kıyılarındaki yükselici derin su akıntısı zayıflar ve onun yerini batıdan gelen sıcak ekvatoral akıntı alır (Şekil 1). Bunun sonucunda da Peru ve Ekvador açıklarında SST’ler, aniden yaklaşık 4-5C° kadar yükselir. Genel olarak bölgeye yaklaşık Noel zamanında ulaşan bu olağandışı sıcak su, Perulu balıkçılarca uzun yıllardan beri El Niño olarak adlandırılıyor. El Niño, yerli dilinde “Küçük Çocuk” ya da İspanyolca “Çocuk İsa” anlamına gelir. Tropikal orta ve doğu Pasifik’teki bu basınç oynaması, normal koşullarda kurak olan bölgelerde ve çöllerde kuvvetli yağışlara, nemli olan bölgelerde şiddetli kuraklıklara ve çalılık-orman yangınlarına neden olur. Peru ve Ekvador kıyılarındaki ve açıklarındaki deniz balıkçılığı, kıyısal yükselmeyle bağlantılı besince zengin serin dip sularının El Niño dönemlerinde bastırılması sırasında olumsuz olarak etkilenir. Bu olağandışı ısınma, besince zengin üst sularda fakirleşmeye ve buna bağlı olarak da özellikle Perulu balıkçıların en önemli geçim kaynağı olan bir tür hamsi balığı popülasyonunun toplu ölümüne neden oluyor. Balık popülasyonundaki ve planktonlardaki azalmanın ve bazı yıllarda yok oluşun, deniz kuşları ve memelileri üzerinde oluşturduğu başka olumsuz ekolojik etkileri de var.

Herhangi bir El Niño döneminde, Walker dolaşımının ters ama zayıf olduğu gözlenir. Endonezya ekvatoral alçak basıncı ve ona bağlı yükselici hava hareketleri kolu, doğuya kayarak ekvatoral orta Pasifik bölgesine yerleşir (Şekil 1). Tropikal batı Pasifik’ten batılı rüzgarlar ve deniz akıntıları ile taşınan sıcak yüzey suyu, orta ve doğu Pasifik bölgesinde deniz yüzeyi sıcaklığını artırır; termoklin katmanının eğimi azalır ve besince zengin dip suları yüzeye çıkamaz. Hadley dolaşımı ise kuvvetlenir ve bu bölgede kuvvetli yağışlara ve fırtınalara neden olur. Hadley dolaşımındaki bu kuvvetlenme, zamanla yüzey alizelerini kuvvetlendirir. Kuvvetlenen alizeler ise Pasifik üzerinde sürüklenen sıcak suyu tutar ve El Niño olayına son verir. Soğuk su doğu Pasifik’te tekrar ortaya çıktığında, Hadley hücresi zayıflar ve koşullar, sıcak su akıntılarının dönüşü için tekrar uygunlaşır.

El Niño’nun Üç Yıllık La Niña Evresinin Ardından 2023’te Beklenen Geri Dönüşü

Haziran 2023’te geri döneceği tahmin edilen El Niño okyanus/atmosfer birleşik olayı, küresel tarımsal üretim ve gıda güvenliği için yüksek riskler oluşturan aşırı hava olaylarının ana itici gücü olabilecektir. Daha 2022’de, akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalan insan sayısının 53 ülkede/bölgede 222 milyona ulaşacağı tahmin ediliyordu ki bu, en son Açlık Noktaları raporuna göre rekor düzeyde (6). Gıda güvensizliğindeki artış, çatışmaların, ekonomik şokların ve aşırı hava koşullarının birleşik etkilerinin bir sonucu.

Üçlü La Niña Etkinliği

Dünya, 2022’de ve 2023’ün başlarında art arda üçüncü bir La Niña olayı yaşadı. Bu, 1950’den bu yana yalnızca iki kez oluşan ender bir olay. La Niña olayları genellikle Avustralya’daki daha yağışlı ve Amerika Birleşik Devletleri, Güney Amerika ve Doğu Afrika’daki daha kurak koşullarla ilişkilendiriliyor. Bu tipik hava desenlerini yansıtan, 2021 ve 2022’de tampon buğday üretiminin de kaydedildiği Avustralya’da yaygın sel meydana gelirken kuraklık koşulları Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Yakındoğu Asya ülkelerinde buğday ve mısır verimini sınırladı. Doğu Afrika’da, tahıl üretimi üzerindeki etkiler özellikle yıkıcıydı; birkaç ülke, 2022’nin ilk yarısında Somali’de kıtlık alarmlarını tetikleyen birden fazla sezon boyunca yetersiz ürün üretimleriyle karşı karşıya kaldı (7). 2023 La Niña olayı, Mart 2023’te resmen dağıldı (8).

El Niño 2023’te Geri Dönecek

FAO uzmanlarının gerçekleştirdiği mevsimlik hava durumu tahminleri, 2023’ün ikinci yarısında bir El Niño durumuna geçişin yaşanacağına işaret ediyor (Şekil 3). El Niño olayları sırasındaki yağış dağılış desenleri, La Niña’nın tersi olma eğiliminde. Örneğin, Doğu Afrika ve Yakındoğu Asya ülkelerinde daha nemli koşullara yönelik bir eğilim var (Şekil 2). Tersine, genellikle Batı Afrika, Güney Afrika, Hindistan, Güneydoğu Asya, Avustralya, Güney Amerika’nın kuzey bölgeleri ve Orta Amerika’da daha kurak koşullar görülüyor (Şekil 2).

Tarımda Olumsuz Etkilerin Beklendiği Bölgeler

El Niño koşulları altında yinelenen hava durumu tiplerinin yüksek olasılığı göz önüne alındığında, olumsuz etkileri en aza indiren müdahaleleri desteklemek için tarım üzerindeki potansiyel etkiler haritalanabilir. Bu kapsamda FAO raporu, su stresinin tarımsal üretim üzerindeki önemli etkisini ve normalin üzerinde yağış alması beklenen alanlara kıyasla daha geniş bir ekili alanın yağış eksikliğinden etkilendiğini göz önünde bulundurarak, öncelikle kurak hava koşullarına odaklanıyor. Bu etkilenebilirlik ve potansiyel risk analizinde, özellikle düşük gelirli ülkelerde olmak üzere, toplam gıda tüketimindeki yüksek kalori payları ve dolayısıyla gıda güvenliği açısından önemleri göz önünde bulundurularak tahıl ürünleri inceleniyor. Ayrıca, El Niño’nun neden olduğu daha yağışlı koşullarla ilişkili başta seller ve taşkınlar gelmek üzere tehlikeler vardır; bu yüzden aşırı yağış olasılığı yüksek olan alanlar da haritalanır. Şekil 4, El Niño koşulları altında yağış anomalilerinin (normalden sapmalarının) etkilerini göstermek ve tanımlamak için EÑSO yüksek değerleri ile ekili alanlardaki Tarımsal Stres İndisi ile temsil edilen bitki örtüsü koşulları arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Pozitif değerler (turuncu ve kırmızı tonlar), ekili alanlarda artan su stresi sıklığını gösterir. Negatif değerler (yeşil tonlar), ekili alanlardaki bitki örtüsünün daha sağlıklı koşullar sergileme eğiliminde olduğu anlamına gelir. Beklenildiği gibi, korelasyon değerleri genellikle El Niño olaylarının yol açtığı belirgin ya da tipik yağış desenlerini yansıtır. Ancak farklılıklar mevcuttur ve bunlar kısmen ülkeye özgü çiftlik yönetimi uygulamalarına ve yağış açıklarının etkisini azaltabilen sulama dahil girdi kullanımına atfedilebilir. Ayrıca, bitki örtüsü göstergesi bir yıl boyunca toplu bir ölçüm olduğundan, örneğin iki modlu bir yağış rejiminde yalnızca bir mevsimde meydana gelen kuraklık tespit edilemeyebilir.

Tahıl üretimi üzerindeki potansiyel etkilerin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılması ve ne tür bir yardıma ihtiyaç duyulacağının bildirilmesine yardımcı olmak için, tipik yağış rejimleri ve/ya da desenleri ürün takvimleriyle birlikte incelenmeli. Aslında su stresi, üreme aşamasında ortaya çıkarsa, nihai verimler üzerinde orantısız olarak daha büyük bir etkiye sahipken, sonraki fenolojik aşamalarda yağış açıkları daha önemsiz etkilere sahiptir. Raporda önemli tahıl ürünleri için ürün takvimleri ve hangi ürün aşamalarının El Niño yağış desenlerinden etkilenebileceği de gösteriliyor (burada verilmedi).

Su kıtlığı hem ekilişleri hem de rekolteyi azaltabileceği ve nihai üretim üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceği için, tüm ürün döngüsünün ortalamadan daha kurak hava koşullarından etkilendiği ülkeler özellikle endişe kaynağıdır. Bu ülkeler Orta Amerika,

Uzakdoğu Asya’nın güney bölgeleri, Güney Afrika ve Güney Amerika’nın kuzey bölgelerinde yer alıyor. Batı Afrika’nın bazı kısımlarında ve Uzakdoğu Asya’nın kuzey bölgelerinde, kurak koşullar vejetatif dönemden önemli ürün mevsimlerinin hasat dönemine kadar oluşma eğiliminde.

Potansiyel üretim düşüşleri, özellikle zaten yüksek gıda güvensizliğinin yaygın ve daha düşük hasadın var olduğu Orta Amerika ve Karayipler ile Güney Afrika’da hassas haneler için gıda varlığını ve gelir getirici fırsatları azaltarak gıda güvenliği için bir tehdit oluşturuyor. Bu gruptaki birçok ülke, yüksek enflasyon oranlarına katkılarda bulunan düşük ekonomik büyüme, sürdürülemez borç seviyeleri ve döviz kıtlığı nedeniyle şu anda ekonomik istikrarsızlıktan sıkıntıda. Bir üretim şoku durumunda, bu ekonomikistikrarsızlık, ülkelerin ihtiyaç duyduğu ithalatı artırmak için zorluklar yaratıyor.

İleriye Yönelik Olarak Neler Yapılabilir? Hangi Önlemler Alınabilir?

Kuraklık Koşulları için Öneriler:

  • Tarım araçlarının ve kuraklığa dayanıklı ürün çeşidi tohumlarının ekim mevsimlerinden çok önce dağıtılması.
  • Yem dağıtımı ve hayvan sağlığı desteğinin sağlanmasına ve çiftlik hayvanlarının uygun şekilde aşılanması için gerekli kimyasalların sağlanması.
  • Sulama kaynaklarının (baraj, gölet, vb.), kanalların ve diğer su araç ve sistemlerinin rehabilitasyonu.
  • Kapasite geliştirmenin teşvik edilmesi ve su hasadı teknikleri konusunda çiftçilerin desteklenmesi.
  • Çiftçilerin kapasitesini geliştirmek ve kayıpları en aza indirmek için hasat sonrası yönetim ve işleme konusunda destek sağlanması (9).

Taşkın Koşulları için Öneriler:

  • Hasat sonrası kayıpları azaltmak için gıda depolama alanlarının kurulması ve depolama ekipmanlarının (ör. hermetik torbalar) sağlanması.
  • Siklonların izlenmesi, uygulanabilir önerilerin hazırlanması ve erken uyarılar üzerine önce hassas hanelere insani yardım (koşulsuz nakit transferleri gibi) sağlanması.
  • Hayvancılık için tahliye yollarının oluşturulması ve hastalıkların yayılmasını önlemek için veteriner desteği sağlanması.
  • Tekneleri barındırmak, balıkçılık takımlarını ve tarım aletlerini depolamak için kuru havuzların ve güvenli limanların belirlenmesi.
  • Taşkınlar ya da kasırgalar tahmin edilir edilmez ve tehlikenin en yüksek etkilerinden önce erken hasadın teşvik edilmesi.

Kesişen Konular için Öneriler:

  • Topluluk temelli erken uyarı sistemlerini güçlendirmek ve topluluklara uyarıları ileriye yönelik eyleme nasıl bağlayacaklarının gösterilmesi.
  • Hasat dönemi öncesinde gıdanın varlığını sağlamak için sebze bahçesi girdilerinin, kısa döngülü tohumların ve mikro sulama sistemlerinin dağıtımı.
  • Topluluk altyapılarının (ör. hayvancılık için tahliye merkezleri, su drenaj sistemleri) hızlı bir şekilde inşa edilmesi/güçlendirilmesi için desteği kolaylaştırmak amacıyla ideal olarak devletin sosyal koruma sistemleri aracılığıyla iş için nakit sağlanması.
  • Devlet hedefleme sistemi aracılığıyla finans+sağlanması (“+” topluluğun gereksinimlerine göre uyarlanmalıdır).
  • Öngörülen tehlike ile bunun yerel nüfusa etkilerinin zirvesi arasında koşulsuz nakit transferlerinin sağlanması.
Sonuç

Buraya kadarki bilimsel bireşim ve değerlendirmelerimizden görülebileceği gibi, FAO (2023) Raporu, El Niño’nun neden olduğu kurak hava koşullarının oluşabileceği ve 2023/24’te tahıl üretimini olumsuz etkileyerek yerel gıda güvensizliğini potansiyel olarak kötüleştirebileceği ülkeleri ve bunun nasıl gerçekleşebileceğini belirlemeyi amaçladı. Ayrıca rapor, ortalamanın üzerinde yağış tutarı olasılığı daha yüksek olduğu için, sel riskinin arttığı ülkelere de dikkat çekiyor. Bu bağlamda rapor, bu tür olaylara hazırlanmak bağlamında ileriye yönelik planlamayı kolaylaştırmak için bir temel sunuyor.

Ayrıca, bu analiz tarihsel eğilimlere dayalı olsa da diğer bölgesel okyanusal ve atmosferik olaylar El Niño’nun etkilerini ve bunun sonucunda tarım sektörü üzerindeki etkisini değiştirebileceğinden, uzun erimli hava durumu tahminlerinin ve mevsimlik iklim projeksiyonlarının (model kestirimi) sürekli olarak izlenmesinin kritik önem taşıdığı da belirtilmeli. FAO’nun değerlendirmesine göre, Türkiye –diğerlerinin yanı sıra- Afganistan, Arjantin, Ermenistan, Azerbaycan, İran, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Suriye, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’la birlikte El Niño’nun aşırı yağış riski yoluyla etkileyebileceği ülkeler arasında yer alıyor.

Referanslar

(1) WMO. 2023. WMO Global Annual to Decadal Climate Update, Target years: 2023 and 2023-2027. World Meteorological Organization (WMO). https://library.wmo.int/doc_num. php?explnum_id=11629 ı

(2) FAO. 2023. El Niño to return in 2023 following a threeyear La Niña phase. https://www.fao.org/ documents/card/en?details=cc5749en, ISSN 2707-1731 [Online]

(3) Türkeş, M. 2022. Klimatoloji ve Meteoroloji. Güncellenmiş ve Genişletilmiş İkinci Basım. Kriter Yayınevi Fiziki Coğrafya Serisi No: 4, ISBN: 978-605-5863-39-5, Yayınevi Sertifika No: 45353, Iiv + 818 sayfa (16 cm x 23.5 cm). Kriter Yayınevi: İstanbul.

(4) Türkeş, M. 2000. El Niño-Güneyli Salınım ekstremleri ve Türkiye’deki yağış anomalileri ile ilişkileri. Çevre, Bilim ve Teknoloji, Teknik Dergi, 1: 1-13.

(5) Dickinson, R. E., Meleshko, V., Randall, D., Sarachik, E., Silva-Dias, P. and Slingo, A. 1996. ‘Climate Processes’ in Climate Change 1995: The Science of Climate Change. Intergovernmental Panel on Climate Change, WMO/UNEP. Cambridge University Press, 193-227.

(6) FAO-WFP. 2022. Hunger Hotspots FAO-WFP early warnings on acute food insecurity: October 2022 to January 2023 Outlook. Rome. 2022. https://docs.wfp.org/api/documents/WFP-0000142656/download/?_ga= 2.228611615.203409414.1679049882-1997184750.1674549163.

(7) FAO. 2023. Crop Prospects and Food Situation March 2023. – Quarterly Global Report No. 1, March 2023. Rome. https://doi.org/10.4060/cc4665en.

(8) IRI. 2023. ENSO Forecast. International Research Institute for Climate Prediction, Lamont-Doherty Earth Observatory, Columbia Climate School – Columbia University. Palisades, New York, 2023. https://iri.columbia.edu/our-expertise/climate/forecasts/ enso/current/.

(9) FAO. 2022. Striking before disasters do – Promoting phased Anticipatory Action for slow-onset hazards. Position paper. Rome. https://www.fao.org/documents/card/en/c/cc2213enhttps://doi.org/10.4060/cc2213en.

EkoIQ Editör