BM Genel Kurulu 1996 yılında 16 Kasımı Uluslararası Hoşgörü Günü ilan ederek hoşgörünün insanları oldukları gibi, tüm farklılıkları ile kabullenmekten çok daha fazlasını kapsadığına dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1996 yılında 16 Kasımı Uluslararası Hoşgörü Günü ilan ederek kamuoyunu bilinçlendirmeyi, hoşgörüsüzlüğün yol açacağı tehlikeleri vurgulamayı ve hoşgörü içinde yaşanacak bir dünyanın temellerini güçlendirmeyi amaçladı.
Çalkantılı ve Değişimle Boğuşan Bir Dünya
2007 ile 2016 yılları arasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği yapmış olan Ban Ki-moon yayımladığı mesajında, “Hoşgörüyü uygulama çağrısı, 70 yıl önce Birleşmiş Milletler’in kimliğine eklenmişti. Bugün ise çalkantılı ve değişimle boğuşan bir dünyada yaşıyorken Birleşmiş Milletler Genel Şartının çağrıları çalışmalarımızda mihenk taşı olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Toplumlardaki kültürel çeşitliliğin her geçen gün arttığına dikkat çeken Ki-moon bununla birlikte hoşgörüsüzlüğün dünyanın birçok yerinde yükselişe geçtiğini belirtti. İçinde şiddeti de barındıran aşırıcılığın tırmanışının ürkütücü bir boyuta ulaştığını dile getiren Ki-moon, kitlesel insan hakları ihlallerinin ve kültürel temizlik gibi pek çok çatışmanın merkezinde yine hoşgörüsüzlüğün yattığını vurguladı. Ki-moon şunları söyledi: “İkinci Dünya Savaşından bu yana yaşanan en büyük zorla yerinden edilme şartları beraberinde mültecilere karşı nefreti ve yabancı düşmanlığını doğurdu.”
Hoşgörü, insanları oldukları gibi, tüm farklılıkları ile kabullenmekten çok daha fazlasını kapsıyor. Buna vurgu yapan eski genel sekreter, harekete geçmenin yükümlülükler getirdiğini söyleyerek yükümlülüklerin öğretilmesi, beslenmesi ve savunulması gerektiğini anlattı: “Hoşgörü, devletlerin insanlara yatırım yapmasını ve onların eğitim, katılım ve fırsatlar yoluyla potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymalarını sağlamayı gerektirir. Bu da korku, güvensizlik ve ötekileştirmenin yerine çoğulculuğu, katılımcılığı ve farklılıklara saygıyı koyar; insan haklarına duyarlı toplumlar inşa edebilme anlamını taşır.”
Mesajının aynı zamanda UNESCO Hoşgörü İlkeleri Bildirgesinde aktarılan Uluslararası Hoşgörü Gününün mesajı ile aynı olduğunu belirten Ki-moon, fikrin 2013’te başlatılan ve UNESCO tarafından yürütülen Uluslararası Kültürlerin Yakınlaşması On Yılını da canlandırdığını ifade etti. Ki-moon mesajının sonunda şu satırlara yer verdi: “İnsanlığı bölmeye çabalayanların oluşturduğu tehdit artıyor. Büyüyen tehdidin farkına varalım! Diyalog, sosyal uyum ve karşılıklı anlayışla şekillenen bir yol haritasının sözünü verelim!”
Toplumsal Uyum ve Barışa Ömür Boyu Bağlılık
UNESCO, 1995 yılında, Birleşmiş Milletler Hoşgörü Yılına ve Mahatma Gandhi’nin doğumunun 125. yıldönümüne dikkat çekmek; hoşgörü ve şiddet karşıtlığını desteklemek adına UNESCO-Madanjeet Singh Ödülünü oluşturdu. Aynı yıl UNESCO, Üye Devletleri Hoşgörü İlkeleri Bildirgesini de kabul etti. Ödül, toplumsal uyum ve barışa ömür boyu bağlılığın takdiri. Bununla birlikte UNESCO Tüzüğünün “Barışın başarısızlığa uğramaması için insanlığın entelektüel ve ahlaki dayanışması üzerine kurulması gerektiğini” ilan eden ideallerinden esinleniyor.
UNESCO İyi Niyet Elçisi, Hintli sanatçı, yazar ve diplomat Madanjeet Singh’in adını taşıyan ödül; bilim, sanat, kültür veya iletişim alanlarında atılan önemli adımları taçlandırıyor. Her iki yılda bir Uluslararası Hoşgörü Gününde takdim edilen ödül, en son 2022 yılında Afrogiveness Hareketi ve Pozitif Gençlik Afrika sivil toplum kuruluşlarının Başkanı Franca Ma-ih Sulem Yong’un oldu. Adı geçen sivil toplum kuruluşları, dokuz Afrika ükesinde din ve kültür farklılıkları sebebiyle çıkan çatışmalarda sağ kalan kişilerin travmalarını sanat ile atlatması üzerine çalışıyor.