Dönüşen Dünyada Doğamızı Savunmak Çalıştayı’nda; Alakır Nehri Kardeşliği’nin HES mücadelesi, Akbelen Ormanları’ndaki direniş, Orhanlı Köyü halkının kazandığı JES davaları, Karadeniz Bölgesi’nde başarılı doğa savunuculuğu örnekleri, doğa savunuculuğunda insan hakları araçlarının etkin kullanımı ve çevre etki değerlendirme raporları gibi konular ele alındı.
Son yıllarda artan maden, su, enerji ve tarım projelerindeki yanlış planlamalar sonucunda doğada geri dönülmez kayıplar yaşanıyor. Bu tahribata kayıtsız kalmayan kişi ve kurumların verdikleri mücadele ise her geçen gün artıyor. Yanlış politikalar ve uygulamaların yarattığı hak ihlalleri doğa ve insan hakları savunucularını bir araya getiriyor.
Doğayı Yok Eden Projelere Karşı Çıkılıyor
Bu konuda çalışmalar gerçekleştiren Doğa Derneği, yaşadığı coğrafyada yasal veya yasa dışı yollarla doğayı yok eden projelere karşı çıkan, bu konuda sivil inisiyatif alarak bu projeleri durdurmaya çalışan kişilerle bir çalıştay organize etti. Dönüşen Dünyada Doğamızı Savunmak Çalıştayı, 18-19 Mayıs tarihlerinde, Seferihisar Doğa Okulu’nda gerçekleşti.
Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteğiyle gerçekleşen etkinlik, farklı deneyim ve uzmanlıklara sahip savunuculardan bir grubun bir araya gelerek hak ihlallerindeki son durumu değerlendirmelerine olanak sağladı. Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen 20 hak savunucusu, bölgelerindeki yıkımları ve yerelde yaptıkları çalışmaları aktardı.
Programda Alakır Nehri Kardeşliği’nin HES mücadelesi, Akbelen Ormanları’ndaki direniş, Orhanlı köyü halkının kazandığı JES davaları, Karadeniz Bölgesi’nde başarılı doğa savunuculuğu örnekleri, doğa savunuculuğunda insan hakları araçlarının etkin kullanımı ve çevre etki değerlendirme raporları gibi konular yer aldı.
“Dünyada ve Türkiye’de Yaşanan Hak İhlalleri Artmaya Devam Ediyor”
Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç; “Doğanın haklarını, yerel topluluklar ve uluslararası ortaklarımızla birlikte 20 yıldır savunmaya devam ediyoruz. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri artmaya devam ediyor. Ne yeni politikalar ne de var olan hukuk sistemi bu haksızlıkların önüne geçebiliyor. Doğa, sorunlara karşı, içinde barınan tüm yaşam formlarıyla birlikte çözüm üretiyor ve değişime ayak uyduruyor. Değişen dünyaya biz ne kadar ayak uyduruyoruz? Biyolojik çeşitliliğin yok oluşuna ve iklim değişikliğine sebep olan yaşam biçimimizi değiştirmeyi ne ölçüde başarıyoruz? Bu buluşmada bunun gibi soruların cevaplarını hep birlikte aradık” dedi.