#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“Altın Madenleri Kapatılsın! Siyanürle Ölümün Ekolojisi”

Polen Ekoloji Enstitüsü’nün hazırladığı “Altın Madenleri Kapatılsın! Siyanürle Ölümün Ekolojisi” adlı çalışma, 13 Şubat 2024 tarihinde İliç’te yaşanan çevre felaketine dikkat çekerek altın madenciliğinin yıkıcı faaliyetlerini ele aldı. Raporda, altın madenciliğinin dünya üzerinde en çok yıkım getiren faaliyetlerden biri olduğu vurgulandı.

Polen Ekoloji Enstitüsü, “Altın Madenleri Kapatılsın! Siyanürle Ölümün Ekolojisi” adlı bir rapor hazırladı. Çalışmada, 13 Şubat 2024 tarihinde İliç’te yaşanan çevre felaketine işaret edildi. Yığın liçin kayması sonucu dokuz işçinin ölümüne yol açan katliamın, aynı zamanda yığın liçin içerisinde siyanürle birlikte ağır metaller bulunduran çözeltinin Fırat Nehri’ne karışmasıyla ekokırıma neden olduğu ve tüm bunların altın madenciliğinin tehlikesini gözler önüne serdiği belirtildi.

Raporda, altın madenciliğinin dünya üzerinde en çok yıkım getiren faaliyetlerden biri olduğu vurgulandı. Altın madenciliğinin yıkıcı faaliyetleri şu şekilde sıralandı:

  • Altın madenciliği su varlıklarını kirletir ve tüketir.
  • İşçilerin erken dönemde sağlıklarını yitirmelerine neden olur.
  • Maden alanının çevresinde yaşayan insanlarda erken ölüme sebep olan hastalıklara yol açar.
  • Bu insanların geçim ekonomisini sakatlar, bazı durumlarda yerlerinden edilerek mülksüzleştirmelere yol açar.
  • Toprağı, tarım alanlarını, meraları zehirler; ormanları yok eder.
  • İşletme kapatıldıktan sonra terk edilen maden sahasında tehlikeli atıkların çevreye zararlı etkisi yüzlerce yıl devam eder.

Altın üretiminin prosesi yüksek riskler içerdiğinin ifade edildiği çalışmada, ufak bir kazanın geniş coğrafyaları etkileyen ekokırım anlamına geldiği belirtildi. Çalışmada, “Altın madenciliğinin insan hayatına ve doğaya yıkıcı etkileri açıkça bilinirken, atık su barajları etrafında ve civardaki yerleşim yerlerinde serbest hidrojen siyanür ölçümü yapılmaması, yapılsa bile halka bilgi verilmemesi, madende çalışan emekçilerin ve yakında yaşayan halkın tamamen gözden çıkarıldığını, başka bir deyişle yavaş şiddet/ölüme maruz bırakıldıklarını göstermektedir” denildi.

Tehlikeli Atık Miktarı Artıyor!

TÜİK’in maden işletmeleri atık istatistiklerine değinilen çalışmada; 2018 yılında 11 milyon ton civarında olan tehlikeli atık miktarının 2020’de 26 milyon tona çıktığına, 2022’de ise 23 milyon tonun üzerinde belirtildiğine dikkat çekildi. Durumun endişe verici olduğunun aktarıldığı raporda, siyanürlü yığın liç yöntemiyle işletilen ve çok yüksek oranda tehlikeli atık oluşturan açık ocak altın-gümüş madenciliğinin tehlikesine vurgu yapıldı.

Raporda ayrıca hangi maden işletmesinin ne kadar tehlikeli atık oluşturduğu, bunların nerede, ne şekilde, hangi önlemler alınarak bertaraf edildiklerine yönelik bilgilerin kamuya şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiği de ifade edildi.

Doğal Varlıklar Madenciliğin Hizmetine Veriliyor!

12. Kalkınma Planı’nda madencilik sektörü hedefleri arasında, 2022 yılında 4,6 milyon dolar olan maden ihracat gelirinin 2028’de 10 milyon dolara çıkarılması yer aldığının aktarıldığı çalışmada; yerin altında ve yerin üstündeki tüm doğal varlıklar madenciliğin hizmetine verildiği ifade edildi. Doğal ormanlar, milli parklar, yaban hayatı koruma alanları, su havzalarının madenciliğin yıkımından kendini koruyamadığının belirtildiği raporda, hızla yeni projelerin devreye alınmasına çalışıldığının da altı çizildi. Raporda, sermayenin kazançları için doğanın sınır tanımadan talan edildiği, işçi sağlığını hiçe sayan koşullarda emeğin sömürüldüğü, geride tehlikeli son derece zehirli kimyasallarla kirletilmiş atıkların bırakıldığı ifade edildi.

Altın madenciliği sürecinin anlatıldığı raporda, altın madenciliğinin doğada yol açtığı yıkımlar, sosyal yıkımlar, ekolojik yıkımlar ele alındı. Türkiye’nin altın madeni rezervlerinin değerlendirildiği çalışmada aynı zamanda altın üretimi ve tüketiminin yanı sıra ülkemizdeki başlıca altın madeni işletmeleri incelendi. Türkiye’nin altın madenciliğinin genel görünümünün de değerlendirildiği raporda, bölge bazında altın madenciliği gözden geçirildi.