Enerji

Manyok Bitkisinin Atığından Biyogaz Ürettik!

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nden Ghufran Alkayyali ve Abdulmalek Tulimat geliştirdikleri “Manyok Bitkisinin Atığından Biyogaz Üretimi” projesini ekoIQ’ya anlattılar. Projenin birincil hedefinin Benin’in kaynaklarını kullanarak ülke genelinde elektrik erişimini artırmanın sürdürülebilir bir yolunu keşfetmek olduğunu dile getiren üniversite öğrencileri, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları-7’nin önemine dikkat çekerek “Birçok ülke yenilenebilir enerjiyi kullanmaya başlasa da neredeyse tüm ülkeler hâlâ ağırlıklı olarak fosil yakıtlara bağımlı ve bu bir sorun. Oysa tüm sorunlarımıza yeşil ve sürdürülebilir enerji ile çözüm bulabiliriz” dediler.

Elif YAŞAR ÖZYÜREK

“Manyok Bitkisinin Atığından Biyogaz Üretimi” adlı projenizin çıkış noktasını ve öncelikli amacını öğrenebilir miyiz?

Ghufran Alkayyali: Adım Ghufran Alkayyali, Ürdün’den geliyorum. Projemize, dünyada olumlu bir etki yaratacak benzersiz bir çalışma yapma isteğiyle başladım. Yaz stajım sırasında projeyi bularak Benin ülkesine katkı sağlayacak yenilikçi, sürdürülebilir fikirler geliştirmeyi arzu ettim. Birincil hedefimiz, Benin’in kaynaklarını kullanarak ülke genelinde elektrik erişimini artırmanın sürdürülebilir bir yolunu keşfetmekti. En iyi yolun, -bu çalışmada manyok bitkisi olmak üzere- Benin’in doğal kaynaklarını kullanarak Benin halkı için elektrik üretmek olduğuna karar verdik.

Abdulmalek Tulimat: Benim adım da Abdulmalek Tulimat, Suriye’den geliyorum. Projemiz, Benin’deki mevcut atıkları yeniden kullanarak elektrik sorunlarını çözmek amacıyla biyogaz üretimine odaklanıyor.

Projenizin süreçleri nasıl ilerledi ve bugün, hangi sonuçlar elde edilmiş durumda?

Ghufran Alkayyali: Projemizin fizibilitesini sağlamak için çevresel, finansal ve maliyetle ilgili analizler içeren bir liste oluşturduk. Ayrıca, projemizin uygulanabilirliğini doğrulamak için Türkiye dışında temin ettiğimiz manyok atığı ile üniversitemizin laboratuvarında küçük ölçekli deneyler yaptık. Süreçler planımıza göre ilerledi; aldığımız sonuçlar olumluydu.

Her projede görülebileceği gibi bazı deneylerimiz başarısız oldu -ki bu deney partilerinin başarısız olmasını zaten bekliyorduk. Hangi partinin gerekli sonuçları elde etmek için en iyi olacağını görmek istedik. Bu nedenle manyok atığının bozulma hızını artırmak amacıyla farklı kimyasallarla farklı partiler oluşturduk. Sonuçlarımız, manyok atığının kalsiyum bikarbonat ile kullanıldığında biyogaz üretiminin büyük oranlarda gerçekleştiğini ve partilerin kuru ve loş bir yerde tutuldukça daha fazla biyogaz ürettiğini gösterdi.

Abdulmalek Tulimat: Üniversite laboratuvarlarında manyok atığından biyogaz elde edilmesinin geçerliliğini ve olasılığını test etmek için ön testler gerçekleştirdik. Test sonuçları, projemizin uygulanabilir olduğunu kanıtladı.

Projenizin Afrika ülkeleri dışında başka ülkelerde de uygulanabilirliği ve yaygınlık kazanması konusunda öngörünüz nedir?

Ghufran Alkayyali: Projemizin ana kaynağının, yani manyokun bulunması koşuluyla diğer ülkelerde de uygulanabilir olacağına inanıyorum. Manyok dünya genelinde yaygın olarak yetiştirildiği ve kullanıldığı için, diğer ülkelerde de ham maddeler mevcut olduğu sürece kolaylıkla uygulanabilir. Afrika ülkelerine odaklanmamızın nedeni ise bu ülkelerdeki düşük elektrik erişimi oranları ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 7’nin herkes için uygun fiyatlı ve temiz enerji sağlamayı desteklemesi. Küçük ölçekli bir katkı dahi olsa bu hedefin bir parçası olmayı istedik.

Abdulmalek Tulimat: Elektriğe erişim sorunları yalnızca Afrika’da değil, dünyanın birçok ülkesinde yaygın. Bu sorunu çözmek için biyogaz üretimi fikri sadece manyok atığına bağlı değil. Biyogaz, hayvan atıkları veya biyokütle gibi atıklardan da üretilebilir. Dolayısıyla bölgeye bağlı olarak mevcut atıklar elektrik ve gübre üretiminde kullanılabilir; tarım sektörlerini geliştirir ve geleneksel enerji üretim tesislerine bağımlılığı azaltır.

Seragazı emisyonlarının sektörel dağılımına bakıldığında toplam emisyonlardaki artışın büyük oranda enerji üretim ve tüketiminden kaynaklandığı görülüyor. Bu bağlamda enerji sektöründe etkili olan aktörler, hangi sorumlulukları üstlenmeliler?

Ghufran Alkayyali: Bir enerji sistemleri mühendisi olarak önerim, çevre üzerindeki etkisi daha düşük olan yenilenebilir enerjiye büyük ölçekli bir geçiş yapılması. Bunun başka bir yolu yok. Birçok ülke yenilenebilir enerjiyi kullanmaya başlasa da neredeyse tüm ülkeler hâlâ ağırlıklı olarak fosil yakıtlara bağımlı ve bu bir sorun. Oysa tüm sorunlarımıza yeşil ve sürdürülebilir enerji ile çözüm bulabiliriz. Buna bir an önce başlamamız gerekiyor.

Abdulmalek Tulimat: Enerji sektörü, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmalı ve enerji verimliliğini artırmalı. Seragazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için sürdürülebilir uygulamaları benimsemeli. Bu da Ar-Ge’ye yatırım yapmayı, destekleyici politikaları savunmayı ve sürdürülebilir bir enerji geleceğini teşvik etmek için paydaşlarla işbirliği yapmayı içeriyor.

Gezegenimize karşı sorumluluk duyan ve çevreye duyarlı projeler üretmek isteyen genç arkadaşlara hangi önerilerde bulunabilirsiniz?

Ghufran Alkayyali: Aynı duygulara sahip biri olarak, onlara aynı duygularla devam etmelerini tavsiye ederim. Fikirlerinizi alın ve gerçek hayatta uygulamaya çalışın. Küçük ölçekte, örneğin ailenizin evinde dahi olsa başlayın. Fikirlerinizi ve üzerinde çalışmaya başladığınız şeyleri aileniz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız, öğretmenleriniz, gazeteler ile ve hatta çevrimiçi paylaşın. Sonuçta, iyi bir fikir olarak bu yayılacak ve daha fazla insan sizin başlattığınız şeyleri uygulamaya başlayacaktır. Biliyoruz ki birçok önemli proje bu şekilde start almıştır. Çevreyi korumanın yollarını bulan daha fazla insan olması, geleceğimiz üzerinde daha büyük bir etki yaratacaktır.

Abdulmalek Tulimat: Gençlere, gezegenimizi gelecek nesillere hazır hale getirmenin bizim sorumluluğumuz olduğunu hatırlatmayı isterim. Bu da gezegene yapılan zararı azaltmakla birlikte daha fazla zararın meydana gelmesini önlemek için sürdürülebilir yöntemleri araştırmak anlamına geliyor. Bunu başarmamız çocuklarımıza daha iyi bir gelecek garantisi vermemize yardımcı olacaktır. Gelecek nesillere verebileceğimiz en iyi hediye bu.

About Post Author