“Zayıf ve belirsiz yürüyen proje ve programlar sonrasında bu yıl Azerbaycan’da gerçekleşecek COP29 toplantısında daha kararlı ve güçlü adımların atılması zorunluluk haline geldi”
Elif Gökçe ŞAHİN gsahin@alumni.harvard.edu
Dünya Kaynaklar Enstitüsü (World Resources Institute) Eylül ayında “İklim Değişikliğine Dayanıksız Ülkelerin COP29 öncesi Liderlerden Beklentileri” (Climate-Vulnerable Countries’ Expectations Leading to COP29) adlı bir belge yayımladı. İklim değişikliğine karşı dayanıksız ülkeler iklim değişikliğinin etkileri ile savaşırken uluslararası politikaların yavaş seyri krizin aciliyetini artırıyor. Geçen yılki COP28toplantısı sonrası, bu tip ülkelere yönelik “Kayıp ve Zarar Fonu” ve yalnızca gerçekleri söyleyen bir küresel “Stok Sayımı” (Global Stocktake) uygulaması kurulması gibi önemli kararlar alınmıştı. Ardından zayıf ve belirsiz yürüyen proje ve programlar sonrasında bu yıl Azerbaycan’da gerçekleşecek COP29 toplantısında daha kararlı ve güçlü adımların atılması zorunluluk haline geldi.
Bu yılki COP29 toplantısının başarısını belirleyecek olan konu ise iklime hassas bu bölgelerde yaşayan 3,6 milyar kişinin ihtiyaçlarının önceliklendirilip önceliklendirilmeyeceği olacak. Bu bölgelerde düşük karbon ekonomisine geçiş ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ile mücadele etmeleri için ihtiyaçlara dayalı yeni bir iklim finansı hedefi konulması bekleniyor. Beklentiler özetle şu şekilde sıralanıyor:
- Bu yıl 60’tan fazla ülkede gerçekleşecek politik seçimlerde küresel iklim sonuçlarının düşünülerek iklim ajandası kuvvetli olan tarafların yönetime geçmesi,
- COP28’de verilen sözlerin yerine getirilmesi (Örneğin, Kayıp ve Zarar Fonu’nun operasyonel hale getirilmesi, fosil yakıtlardan uzaklaşılması, vb.),
- 2023 yılında Sanayi Devrimi öncesine göre rekor bir artış olan 1,45 derece küresel sıcaklık artışının kırmızı (acil) ikaz olarak kabul edilmesi,
Önceki COP toplantılarında konulan fakat uygulanamayan finansal hedefler ve taahhütlerin gözden geçirilmesi ve yenilikçi bir iklim finansı hedefi konulup sıkıca takip edilmesi.
Orta ve Düşük Gelirli Ülkelerde Yeşil Büyüme
Dünya Bankası Eylül ayında “Enerji Sektörünce Karbon Fiyatlaması” (Carbon Pricing in the Power Sector) adlı bir rapor yayımladı. Son yıllarda kendine net sıfır karbon salımı hedefi koyan ülke sayısı hızla artıyor: 2018’de beş olan ülke sayısı, 2023 yılında 145’e ulaştı. Bu ülkelerin çoğu seragazı salımları daha ziyade enerji sektöründe yoğunlaşan, orta ve düşük gelir seviyesindeki ülkeler. Hanehalkı elektrik talebi arttıkça bu ülkelerin enerji üretimini artırmaları, aynı zamanda Paris Anlaşması hedeflerine uymak için seragazı salımlarını azaltmaları bekleniyor. Dolayısıyla enerji sektörlerinin büyük ölçüde düşük karbon salımlı kaynaklara geçmesi gerekiyor. Orta ve düşük gelirli ülkelerin hem büyümeleri hem de
karbon salımlarını azaltmaları için karbon vergileri, salım ticaret sistemleri gibi çeşitli karbon fiyatlama enstrümanlarını devreye sokmaları şart. Gelişmiş ülkelerin aksine bu ülkelerde enerji talebi çok hızlı artıyor. Enerjiye erişim ve karşılayabilme seviyeleri çok düşük. Yanı sıra arz yetersiz ve güvensiz, ayrıca finansmana erişim de yok. Dünya Bankası’nın raporu, gelişmiş ülkeler ile olan bu tip farkları kapamaları için orta ve düşük seviyeli ekonomilere yol göstermeyi amaçlıyor.
Yeni Teknolojilerde Sürdürülebilirlik Ön Planda
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Haziran ayında “2024’ün En Hızlı Gelişen 10 Teknolojisi” (Top 10 Emerging Technologies of 2024) adlı bir rapor yayımladı. Dünya Ekonomik Forumu teknolojileri değerlendirirken; bilim insanları, araştırmacılar ve gelecek bilimcilerden toplumları ve ekonomileri etkileyen, halihazırdaki durumu değiştiren, yatırımcıların ve araştırmacıların ilgisini çeken ve gelecek beş yıl içinde yaygınlaşması öngörülen teknolojileri sıralamalarını istiyor. 2011 yılından bu yana rapor serisinin 300’den fazla uzmanın katkılarıyla hazırlanan 2024 yılı versiyonunda dikkati çeken en önemli husus, “teknolojilerin çoğunun sürdürülebilirliğe hizmet etmesi” oldu.
Bu 10 teknoloji şu şekilde sıralanıyor:
1 Bilimsel Keşifler için Yapay Zeka (Örnek: Araştırmacılara yeni ufuklar sağlayan ve öğrenen yapay zeka kullanımları)
2 Kişisel Veriler için Gizlilik Sağlayıcı Teknolojiler (Örnek: Kişisel sağlık verilerinin anonim bir şekilde analiz edilmesi)
3 Yeniden Yapılandırılabilir Akıllı Yüzeyler (Örnek: Duvarları etkileşimli ekranlar olarak kullanabilme) Bu teknoloji sayesinde materyal kullanımı en aza indirilerek herhangi bir ortamın interaktif olması sağlanıyor. Bu da plastik ve metal kullanımı, taşıma, atık gibi sürdürülebilirlik açısından önemli konulara katkı sağlıyor.
4 Yüksek İrtifa Platformları İstasyonları (Örnek: İnternet erişimi olmayan bölgelere atmosferden Wi-Fi sağlama)
5 Entegre Olmuş Algılama ve İletişim Teknolojileri (Örnek: Akıllı tarım, çevresel koruma ve kentsel planlama için çevresel izleme sistemleri) Bu teknolojilerin düşük enerji ile çalışması ve silikon kullanımını azaltması da sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.
6 Yapı Sektörü için Sürükleyici Teknoloji (Örnek: Bir yapının bilgisayardaki planı ve gerçek inşaat aşamalarını senkronize bir şekilde takip edebilmek)
7 Elastokalorikler (Örnek: Özellikle üretim aşamalarında dışarı çıkan sıcak hava veya suyu mekanik bir baskı sonucu sıcaklığı absorbe eden bu materyaller, yüksek verimlilikte ve düşük enerji seviyesinde çalışır) Bu teknoloji, yükselen küreselsıcaklıkta daha da zorlaşan soğutma işlemleri için sürdürülebilir bir alternatif oluyor.
8 Karbon Yakalama Mikropları (Örnek: Karbon salımlarını biyoyakıta, gübreye veya hayvan yemine dönüştürmek üzere üretilmiş organizmalar) Bu teknolojide organizmalar güneş ışığı veya hidrojen kullanarak havadaki seragazını yakalıyor ve faydalı ürünlere dönüştürüyor. Hem var olan karbon salımını azaltması hem de yeniden kullanılabilir bir ürüne dönüştürmesi açısından sürdürülebilirliğe önemli katkısı olan bir teknoloji. 2022 yılında küresel ölçekte 6,4 milyar dolar seviyesinde yatırım yapılan bu teknolojinin çok yakın zamanda pilot çalışmadan tam teşekkül uygulamaya alınması öngörülüyor. Şirketler açısından da, tonuna 50-100 dolar ödedikleri karbon ofseti için alternatif bir yöntem olacak.
9 Alternatif Hayvan Yemleri (Örnek: Tek hücreli proteinler, böcekler, yosun ve gıda atıklarından proteinli hayvan yemleri üretmek) Günümüzde çevresel olumsuz etkileri çok bilinen soyanın küresel üretiminin %80’i hayvansal yem üretiminde kullanılıyor. Bu teknoloji, hayvancılık alanında çok ihtiyaç duyulan proteinli yemler için sürdürülebilir önemli bir kaynak yaratıyor. 2023 yılında, alternatif protein yem pazarı 4 milyar dolar seviyesinde değerlendirilmiş. 2033 yılına kadar pazarın değerinin 8 milyar doları geçmesi öngörülüyor.
10 Organ Nakli için Genomik Teknolojisi (Örnek: Organ nakli bekleyen birçok insana umut veren, genetik mühendisliği ile üretilen organlar).
Bu yazı, ekoIQ’nun 114. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.