Yeni yayımlanan 2024 Küresel Teknoloji Raporu ile yapay zeka yatırımlarının 2027 yılına kadar 780 ile 990 milyar dolar arasında olacağını ve büyüme oranının %40 ile %55 arasında değişeceğini duyuruldu. Üretken yapay zekanın mevcut değişim dalgasının baş aktörü olacağını belirten Bain & Company İstanbul Ortağı Armando Guastella, “Şirketler deneme aşamasının ötesine geçiyor ve üretken yapay zekayı kurumsal ölçekte kullanmaya başlıyorlar. Bu sadece bir trend değil; iş modelleri ve süreçlerinde köklü bir değişim” değerlendirmesinde bulundu.
Bain & Company’nin 2024 Küresel Teknoloji Raporu, yapay zeka odaklı teknoloji yatırımlarının 700 milyar doları aştığını ortaya koymakla birlikte teknoloji sektöründeki yapay zekanın hızlı yükselişine ve bu alandaki yeniliklerin birçok sektörde dönüşümlere yol açtığına vurgu yaptı. Raporda, 2027 yılına kadar donanım ve yazılım dahil olmak üzere yapay zeka pazarının 780 milyar ila 990 milyar dolar arasında büyümesinin beklendiği belirtildi. Bu rakamların pazarın %40 ile %55 arasında bir büyüme oranına işaret ettiğini ve bu sonucun yapay zeka çözümlerinin iş süreçlerine entegrasyonu ile sektörler genelinde verimliliğin artacağına dikkat çekildi.
“Bir Trend Değil, Köklü Bir Değişim”
Bain & Company İstanbul Ortağı Armando Guastella, “Üretken yapay zeka, mevcut değişim dalgasının baş aktörü. Ancak bu durum küreselleşme sonrası değişimlerin ve iş süreçlerinin değerini artıracak şekilde uyarlama ihtiyacı yaratıyor. Bu da durumu karmaşık hale getiriyor” dedi.
Guastella, “Şirketler deneme aşamasının ötesine geçiyor ve üretken yapay zekayı kurumsal ölçekte kullanmaya başlıyorlar. Bu süreçte, CIO’ların, şirketlerin hızla değişen bir ortamda başarılı olabilmeleri için üretim seviyesinde yapay zeka çözümlerini sürdürebilmeleri gerekecek. Bu sadece bir trend değil; iş modelleri ve süreçlerinde köklü bir değişim. Tüm sektörleri yeniden şekillendirecek ve hızlı davranarak öne çıkanlar için önemli fırsatlar yaratacak” diye konuştu.
Yöneticiler Sonraki Potansiyel Krize Hazırlanmaya Başladı
Rapor, yarı iletkenlerin hassas bir dengede olduğunu, bu dengenin hızla bozulabileceğini belirtti ve “Pandemi nedeniyle yaşanan çip kıtlığı geçmişte kalmış olsa da yöneticiler yapay zekanın neden olabileceği bir sonraki potansiyel krize hazırlanmaya başladıklarını vurguladı. Raporda ayrıca, yapay zekanın hızlı benimsenmesi, büyük dil modellerini geliştirmek ve çalıştırmak için bilgi işlem kaynaklarına olan talebi artıracaktır. Bu yüksek talebin tedarik zinciri kısıtlarıyla karşılanması, veri merkezleri için grafik işlemci ünitelerinin (GPU) tedarikini de zorlaştıracaktır” denildi.
Ayrıca, rapor, yapay zeka destekli cihazların yayılmasının yeni kişisel bilgisayar ve akıllı telefon pazarında bir satın alma dalgası yaratabileceğini ve bunun geniş yarı iletken tedarik zinciri üzerinde önemli etkileri olabileceğini belirtti.
Egemen Yapay Zeka Blokları ve Karmaşası
Rapor, dünya genelinde hükümetlerin yapay zeka modellerini sübvanse etmek için milyarlarca dolar harcadığını ve yerel veri sağlayıcılarının önümüzdeki yıllarda devreye girecek olan yeni bilgi işlem kapasitesinin neredeyse dörtte birini oluşturacağını vurguladı.
Raporda, “Bağımsız yapay zekanın kazandığı ivmeye rağmen teknoloji devleri, küresel ölçekleri ve gelişmiş mali güçleri sayesinde yerel rakiplerine karşı önemli avantajlar sağlamaktadır. Teknoloji şirketleri yapay zeka fırsatlarını değerlendirmek için rekabet ederken, yöneticiler şimdi dünyanın dört bir yanında ‘Egemen’ yapay zeka bloklarının ortaya çıkardığı karmaşayı çözmeye çalışıyorlar” görüşleri yer aldı.
Önemli Sermaye Yatırımları Gerekecek
Rapor, dünya genelinde birçok ülkenin yerel verilerle donatılmış yapay zeka modellerinin sağlanmasına yönelik sübvansiyonlar uyguladığını vurgulayarak şu bulgulara yer verdi: “Hükümetler, yerelleştirilmiş yapay zeka verilerinin gizliliğinin korunmasını, ulusal güvenliğin sağlanmasını ve yerel yüksek teknoloji ekosistemlerinin kurulması veya güçlendirilmesi yoluyla ekonomilerini büyütmeyi kritik konular olarak değerlendirmektedir. Yapay zekanın artık fiziksel bir altyapı hizmeti olarak inşa edilmek zorunda kalacaktır. Paralel olarak, veri merkezleri ve enerji şebekeleri için önemli sermaye yatırımları gerekecektir.”
Bain & Company Kıdemli Müdürü Turgut Özal bu konuda yaptığı değerlendirmede, “Dünya genelinde hükümetler, egemen yapay zeka projelerine milyarlarca dolar harcıyor. Türkiye, yerel yapay zeka altyapısını güçlendirmek için stratejik bir fırsata sahip, bu da işletmelere ve politika yapıcılara önemli avantajlar sağlayacaktır” dedi.
Artan Kapasite Talebi ve Veri Merkezleri
Rapor ayrıca, yapay zeka için bilgi işlem gücüne olan talebin önümüzdeki 5-10 yıl içinde büyük veri merkezlerinin ölçeğini temelde genişleteceğini belirtiyor. Hiper ölçekli bulut hizmet sağlayıcıları tarafından işletilen büyük veri merkezlerinin kapasitesinin 50 megawattan 200 megawata çıkacağı öngörülüyor.
Raporda, yapay zekanın talep ettiği büyük yükün, bu şirketleri 1 gigawatt ve üzerindeki veri merkezlerini keşfetmeye yönelteceğini belirtilirken bu durumun, bu merkezleri destekleyen ekosistemleri (altyapı mühendisliği, enerji üretimi ve soğutma dahil) üzerinde önemli etkilere sahip olacağına ve piyasa değerlemelerini etkileyeceğine dikkat çekildi. Raporda, “Gigawatt veri merkezleri için gerekli bilgi işlem, enerji ve soğutma yoğunluğunu sağlamak için mimari gereksinimler, birçok küçük veri merkezinin tasarımını etkileyecektir” denildi.
Yapay Zeka Yatırımları Artış Gösteriyor
Raporda yapay zeka yatırımları hakkında şu bilgilere yer verildi:
“2024 yılında, yapay zeka yatırımları bir önceki yıla göre %15 artmıştır. Bu büyümenin itici gücü, yapay zekanın iş süreçlerine sağladığı verimlilik ve yenilik yetenekleridir. Yapay zeka çözümleri, iş gücü verimliliğini %20 artırmakta ve finans, sağlık ve üretim gibi kritik sektörlerde önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bain & Company Türkiye temsilcileri, Türkiye’nin de bu küresel trende dahil olduğunu vurgulamakta ve yapay zeka yatırımlarının yerel teknoloji ekosistemini güçlendirdiğini belirtmektedir. Bu alanda önemli projelerin Türkiye’de hayata geçirildiği ve bu trendin gelecekte hız kazanacağı öngörülmektedir.”
Rapordaki diğer bulgular ise şöyle:
- Yapay Zekanın Sektörler Arası Genişlemesi Sürüyor
“Yapay zeka, yalnızca teknoloji sektörünü değil, birçok sektörü de dönüştürmektedir. Otomasyon, veri analitiği ve makine öğrenimi gibi yapay zeka tabanlı teknolojiler, iş verimliliğini artırırken müşteri deneyimlerini de iyileştirmektedir.”
- Yavaş Yazılım Geliştirme Döngüleri Sektörü Zorluyor
“Yavaş yazılım geliştirme döngüleri, şirketlerin yeni ürünleri piyasaya sürme hızını olumsuz etkilemektedir. Teknoloji firmaları, daha hızlı ve verimli yazılım süreçleri geliştirmek için yapay zeka tabanlı çözümler üzerinde çalışmaktadır. Rapor, bu iki zorluğu aşmak için stratejik öneriler sunmakta ve şirketlerin bu zorlukların üstesinden gelmek için yeni yaklaşımlar geliştirmelerini önermektedir.”
- Stratejik Yatırım Önerileri
Yapay zeka teknolojilerinin iş süreçlerine entegrasyonu, maliyetleri düşürme ve operasyonel verimliliği artırma potansiyeline sahiptir ve bu çözümlere yönelik yatırımların önümüzdeki yıllarda artmaya devam etmesi beklenmektedir.