Erkek çocuklarının bebeklerle oynamasının olağandışı görülmesi, bakım işlerinin yalnızca kadınlara ait olduğu algısını besliyor. Bu durum, çocuklar büyüdükçe babaların çocuk bakımı konusunda pasif kalmalarına ve annelerin yardım istemekten çekinmelerine kadar pek çok toplumsal soruna yol açıyor. Ayrıca duygusal yakınlık ve ilgi gösterme gibi becerilerin erkek çocuklarında gelişmesi bu tür kalıplar yüzünden engelleniyor.
Aslı SEPİL, Moritoys Kurucu Ortak, asli.sepil@moritoys.com
Oynadığımız oyunların meslek seçimlerimize ne kadar etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Oyun, çocukların yalnızca eğlenmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda onların problem çözme, yaratıcı düşünme ve işbirliği gibi hayati becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olur. Ancak erkeklik ve kadınlıkla ilgili toplumsal görüşler ve beklentiler çocuklara sunulan oyuncaklarda da kendini gösterdiğinde, çocukların öğrenme süreçleri ve kendilerine biçtikleri roller de değişmeye başlıyor.
“Bebeğe Anne Bakar” Yanılsaması
Erkek çocuklarının bebeklerle oynamasının olağandışı görülmesi, bakım işlerinin yalnızca kadınlara ait olduğu algısını besliyor. Bu durum, çocuklar büyüdükçe babaların çocuk bakımı konusunda pasif kalmalarına ve annelerin yardım istemekten çekinmelerine kadar pek çok toplumsal soruna yol açıyor. Ayrıca duygusal yakınlık ve ilgi gösterme gibi becerilerin erkek çocuklarında gelişmesi bu tür kalıplar yüzünden engelleniyor.
Benzer bir şekilde, mutfak oyuncaklarıyla yalnızca kız çocuklarının oynaması, ev içi işlerin gelecekte yalnızca onların sorumluluğu olacağına dair yanlış bir izlenim yaratıyor. Türkiye’de birçok aile, mutfak oyunlarıyla ilgilense bile erkek çocuklarına bu oyuncakları almaktan kaçınıyor.
Toplumsal Cinsiyet Kalıplarından Meslek Seçimine
Erkek çocuklarının yapı inşa oyunlarına daha fazla maruz kalması, onların üç boyutlu düşünme, eleştirel bakış açısı ve problem çözme becerilerini erken yaşta geliştirmelerine olanak tanıyor. Bu da ilerleyen yaşlarda mühendislik gibi alanlara daha fazla ilgi göstermelerine neden oluyor. Oysa bu, doğuştan gelen bir eğilim değil, çocuklukta oynanan oyunların bir sonucu.
“Kızlar Narin, Erkekler Güçlü” mü?
John Hopkins Üniversitesi tarafından 15 farklı ülkede yapılan bir araştırma, en liberal toplumlarda bile kızların hassas, erkeklerin ise güçlü olduğu fikrinin çok erken yaşta içselleştirildiğini ortaya koyuyor. Kız çocuklarına uygulanan aşırı korumacı yaklaşım, onların ileriki yaşlarda özgüven sorunları yaşamalarına ve risk almaktan kaçınmalarına neden olabiliyor.
Diğer yandan erkek çocukları üzerindeki “güçlü ol” baskısının zararları genellikle göz ardı ediliyor. Araştırmalar, duygusal ya da hassas davranan erkek çocuklarının bu davranışlarının baskılandığını ve onların daha sert olmaya zorlandığını gösteriyor. Kız çocuklarına erkeklere atfedilen davranışlar sergilemelerine dair tolerans artarken, erkek çocuklarının duygu göstermesi hâlâ istenmeyen bir durum olarak görülüyor. Bu da toplumsal cinsiyetin dayattığı “sert erkek” modelinin, fiziksel ya da duygusal şiddet eğilimlerini artırdığını gösteren araştırmalarla destekleniyor.
Oyunlar ile Kalıpları Kırmak
Son yıllarda “cinsiyetsiz oyuncak” kavramı yaygınlık kazansa da halen hem çevrimiçi hem de fiziksel oyuncak mağazalarında oyuncaklar “kız” ve “erkek” diye kategorize ediliyor. Bu etiketler zihinlerimizde yer bulduğu sürece, çocuklarımızın gelişimini sınırlayan kalıplardan kurtulmamız zor. Moritoys olarak hedefimiz bu etiketleri bir kenara bıraktırabilme yolculuğunda toplumsal katkı sağlamak ve çocukların sağlıklı gelişim süreçlerinin kapısını aralamış olmak. Kale Grubu’nun İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü gibi aldığımız desteklerle de oyunla bu kalıpları yıkmak noktasında daha geniş bir kitleye ulaşacağımıza inancımız tam.
Bu yazı, ekoIQ’nun 114. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.