Küresel İş Dünyası Atılım Barometresi’ne katılan iş liderlerinin %91’i net sıfıra geçişi bir yatırım fırsatı olarak görmekle birlikte %1’i bile değerlendirilen 11 sektörde, net sıfır geçişinin planlandığı gibi ilerlediğine inanmıyor. Bu sektörler, küresel emisyonların %70’inden sorumlu. İş liderleri, uzun vadeli, yatırımları destekleyen politikalar olmadan bir sonraki büyük ölçekli yatırımların risk taşıdığını vurguluyor.
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD), Bain & Company, Breakthrough Agenda ve Marrakech Partnership işbirliğiyle hazırlanan rapora göre, iş liderleri, destekleyici hükümet politikaları olmadan net sıfır geçişinde bir sonraki büyük ölçekli yatırımların risk taşıdığı uyarısını yaptı. Raporda, “250 küresel işletmeden 2 trilyon dolardan fazla piyasa değerine sahip 250 üst düzey yöneticinin katıldığı bir ankete göre, yöneticilerin %91’i net sıfıra geçişi bir yatırım fırsatı olarak görüyor. Ancak, işletmelerin yalnızca %1’i geçişin planlandığı gibi ilerlediğine inanıyor” denildi.
1,5°C İklim Hedefini Yakalama Planları Özel Sektör Yatırımlarına Bağlı
Raporda, 2030’a kadar emisyonları yarıya indirme ve 1,5°C iklim hedefini yakalama planlarının özel sektör yatırımlarına bağlı olduğu vurgulanarak, işletmelerin net sıfıra geçişe önemli ölçüde yatırım yaptığı belirtildi. Paylaşılan veriye göre, ankete katılan işletmelerin dörtte üçü (%74) son üç yılda net sıfır geçişine yaptıkları yatırımları artırırken, işletmelerin %35’i, sermaye yatırımlarının yarısından fazlasını bu alana ayırmış durumda.
Raporda şu bulgular paylaşıldı:
“İş liderlerinin üçte ikisi (%66), büyük ölçekli yatırımları hızlandırmak için güçlü bir yatırım gerekçesinin eksikliği ve altyapının yavaş büyümesini en acil çözülmesi gereken engeller olarak tanımlıyor. İşletmeler, makroekonomik zorlukların proje geliştirmeyi geciktirdiğini; tesis, sermaye harcama maliyetlerinde enflasyonun %50 oranında artışı, yenilenebilir enerji fiyatlarının yükselişi, yavaş ilerleyen izin süreçleri, belirsiz gelir modelleri, sınırlı düşük karbonlu yakıt tedariki, uzun şebeke bağlantı kuyrukları ve şarj ağı altyapısının yavaş yayılımı gibi nedenlerin net sıfır hedeflerine ulaşmak için gerekli olan daha sonra yapılacak yatırımları riske altına sokuyor. Ankete katılanların %90’ı, hükümetlerin sektöre özgü engelleri ele alacak politikalar uygulaması durumunda daha fazla yatırım yapacaklarını söylüyor.”
İşletmeler Hayal Kırıklığı Yaşıyor
Raporda, mevcut politika ve pazar yapılarının düşük karbonlu yatırımları desteklemediği için işletmelerin hayal kırıklığı yaşadığına dikkat çekilerek çelik, çimento, havacılık, deniz taşımacılığı ve kimyasallar gibi karbon azaltılmasının zor olduğu sektörlerde gönüllü talebe dayalı yaklaşımların yeterince hızlı ilerlemediği belirtildi.
Raporda şu sonuçlar paylaşıldı:
“Hükümetler düşük karbonlu teknolojilerin uygulanmasına yönelik pazar engellerini kaldırarak özel sektörün önemli yatırımlarının önünü açabilirler. İşletmeler, izin süreçlerinin hızlandırılması, talebin zorunlu kılınması, erken aşama teknolojiler için gelir garantileri, altyapıya devlet yatırımları ve inovasyon desteğine odaklanan sektör odaklı endüstriyel politikalara ihtiyaç duyuyorlar. İş liderleri, net sıfır geçişi için uluslararası koordinasyonun son derece önemli olduğunu (%85) düşünüyor, ancak sadece dörtte biri (%25) mevcut durumun etkili olduğunu söylüyor. Özellikle büyük ekonomiler arasında uyumlu tanımlar ve standartlar, talep zorunlulukları, amaca uygun uluslararası ticaret kuralları ve sınır ötesi altyapı konularında daha derin ve etkili koordinasyona ihtiyaç duyuluyor.”
Raporda, önemli engellere rağmen son bir yılda iş dünyasının yaptığı bazı olumlu yatırım örneklerine de yer verildi:
- Çelik şirketleri, düşük karbonlu çelik üretmek için hidrojenle çalışan tesisler inşa etmek üzere milyarlarca dolar taahhüt etti. Planlanan kapasite son bir yılda %150 arttı, ancak bu, 1,5°C hedefiyle uyumlu olmak için henüz yeterli değil.
- Deniz taşımacılığı şirketlerinin yeşil metanolle çalışan gemi siparişleri 2023’ten 2024’e %80 oranında arttı; ancak yeşil yakıtların arzı yeterince hızlı artmıyor.
- Havayollarının Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı kullanımının 2023’ten 2024’e %165 artması bekleniyor; ancak maliyetler geleneksel yakıtların iki ila üç katı ve işletmeler sınırlı ham madde kaynaklarından endişe duyuyor.
Hükümetlerin daha iddialı politika önlemleri uyguladığı yerlerde, işletme faaliyetlerinin hızlandığına dair net işaretler var; bazı ülkeler, yatırım ve pazar fırsatları yaratmada öne çıkıyor:
- İş dünyası, hükümet ihalelerine yanıt olarak 2023’ten bu yana küresel yeşil hidrojen kapasitesini iki katına çıkardı.
- AB’nin Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı kullanımı zorunluluğu ve diğer pazarlara yönelik temiz yakıt politikalarındaki artış, enerji sağlayıcıların üretime odaklanmasını artırdı.
- Vietnam, Malezya ve Endonezya gibi “EV salınımı yapan ülkelerde” güçlü yerel politikalar ve finansman erişimi sayesinde elektrikli araç satışları yıldan yıla katlanarak artıyor.
- Enflasyon Azaltma Yasası kapsamındaki vergi teşvikleri, ABD’yi hidrojen, batarya ve kimyasallar dahil birçok sektör için cazip bir yatırım merkezi haline getirdi.
- Paris, New York ve Singapur’da olduğu gibi şehir düzeyindeki düzenlemeler, entegre şehir planlaması ve kamu-özel sektör ortaklıkları sayesinde binalarda daha düşük karbon yatırımlarının başlıca itici gücü olarak görülüyor.