Bu yıl Azerbaycan’da gerçekleşen COP29, fosil yakıt üreticisi bir ülkede üst üste düzenlenen üçüncü zirve oldu. Ülkeler iki haftalık müzakereler boyunca başta iklim finansmanı olmak üzere farklı konularda derin fikir ayrılıkları yaşadı. İklim finansmanı anlaşması gelişmekte olan ülkeleri memnun etmedi. Zirvede, ülkelerin COP28’de fosil yakıtlardan uzaklaşma ve bu 10 yılda yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünü temel alacak adımların atılması da başarılamadı.
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşen COP29 iklim zirvesinde, iki hafta süren gergin müzakerelerin ve planlanan bitiş tarihinden iki gün sonra, iklim finansmanı konusunda bir anlaşmaya varıldı.
Zirvenin ana gündem maddesi, küresel iklim finansmanı için yeni bir yıllık hedef belirlemekti. Bu durum, iki hafta boyunca ülkeler arasında sert tartışmalara neden oldu. 2035 yılına kadar gelişmiş ülkelerin hibe ve düşük faizli kredi olarak yılda 300 milyar dolar verme teklifi kabul edildi ancak birçok gelişmekte olan ülke bu miktarın çok düşük olduğunu söyledi. Gelişmekte olan ülkeler ayrıca 2035 tarihinin geç olduğu, belirtilen bu tarihin dünyanın temiz enerjiye geçişini geciktirebileceği konusunda da endişelerini dile getirdi.
Aralarında Hindistan’ın da bulunduğu bazı ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin zengin ülkelerle birlikte iklim finansmanına katkı vermesi yönündeki çağrılara da tepki gösterdi.
Henüz göreve başlamamış olmasına rağmen iklim inkarcısı Donald Trump’ın 5 Kasım’da gerçekleşen ABD Başkanlık seçimlerindeki zaferi COP29’daki havayı bozdu.
Trump, ABD’yi Paris Anlaşması’ndan çıkaracağına söz verdi ve enerji bakanı olarak başka bir iklim şüphecisini atadı. Trump’ın seçilmesi, dünyanın en büyük tarihsel kirleticisi ve iklim değişikliğinin en büyük sorumlusu olmasına rağmen ABD’nin COP29’da çok az şey sunabileceği anlamına geliyordu. Aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomisinin katkı sağlama ihtimalinin düşük olması nedeniyle finansman hedefine yönelik istek de azaldı.
Karbon kredileri için bir kural kitabı oluşturmaya yönelik yaklaşık 10 yıllık çabaların ardından, COP29, ülkelerin emisyonlarını dengelemek ve bunları bir piyasada ticarete açmak için bu kredileri oluşturmaya başlamasına olanak tanıyan bir anlaşmaya vardı.
Kayıt sisteminin yapısı ve şeffaflık yükümlülükleri gibi hâlâ üzerinde çalışılması gereken bazı noktalar var. Ancak destekçileri, karbon dengelemedeki artışın iklim mücadelesine yardımcı olacak yeni projelere milyarlarca dolar çekilmesine yardımcı olacağını umuyor.
İklim Eyleminin İlerleme Hızı Düşündürüyor
Yıllarca süren iklim anlaşmalarına rağmen ülkeler, hem seragazı emisyonlarının hem de küresel sıcaklıkların hâlâ artmakta olduğu konusunda alarma geçti.
Ülkeler giderek şiddetlenen aşırı hava koşullarından etkileniyor ve bu da iklim eyleminin ilerleme hızının iklim krizini önleyecek kadar yeterli olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
2024, iklim etkilerinin beklenenden daha hızlı arttığına dair kanıtlarla, kayıtlara geçen en sıcak yıl olma yolunda ilerliyor.
Yaygın sel felaketleri Afrika’da binlerce kişinin ölümüne ve milyonlarca kişinin aç kalmasına neden oldu; ölümcül heyelanlar Asya’daki köyleri toprak altında bıraktı. Güney Amerika’daki kuraklık, hayati önem taşıyan ulaşım koridorları olan nehirlerin ve geçim kaynaklarının azalmasına neden oldu. Hem İspanya’da hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde yağmurun tetiklediği seller yüzlerce insanı öldürürken milyarlarca dolarlık ekonomik değeri de yok etti.
Gelişmekte olan ülkeler, dünyanın en zengin ekonomileri tarafından dayatılan maliyetli ticaret politikaları nedeniyle ekonomilerini yeşillendirmeye yatırım yapma yeteneklerinin baltalandığını ileri sürerek, COP29’da iklimle ilgili ticaret engelleri hakkında tartışmaların açılması için yoğun baskı yaptı.
Eleştirilerin odak noktasında Avrupa’nın planladığı ve 2026’da hayata geçecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) vardı. Ancak Trump’ın tüm ithalatlara geniş gümrük vergileri getirme ihtimali de aynı derecede endişe verici. Birleşmiş Milletler iklim organı konuyu gelecekteki zirve gündemlerine eklemeyi kabul etti.
Yenilenebilir Taahhüdünde Temel Adımlar Atılamadı
Bu yılki COP, fosil yakıt üreticisi bir ülkede üst üste düzenlenen üçüncü zirve oldu; hem OPEC genel sekreteri hem de ev sahibi ülke Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı zirvede petrol ve gaz kaynaklarının “Tanrı’nın bir hediyesi” olduğunu söyledi.
Zirve, ülkelerin COP28’de fosil yakıtlardan uzaklaşma ve bu 10 yılda yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünü temel alacak adımları atmayı başaramadı.
Pek çok müzakereci bunu bir başarısızlık olarak ve fosil yakıt çıkarlarının iklim müzakerelerini gölgede bıraktığının bir işareti olarak yorumladı.