#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Arktik

İklim Değişikliği Arktik Ekosistemlerinde Büyük Değişikliklere Neden Oldu

İklim değişikliğinin Arktik ekosistemlerinde büyük değişikliklere neden olduğunu belirten Prof. Dr. Orhan İnce, meydana gelen değişimlerle bölgenin karbon tutan değil, karbon salan bir ekosisteme dönüştüğünü söyledi. Bilim insanı, Arktik tundrasının karbon kaynağına dönüşmesinin ise küresel ısınma, ekosistem bozulmaları, biyoçeşitlilik kayıpları, deniz seviyesi yükselmesi ve yerel su kaynaklarının kirlenmesi gibi olumsuz sonuçlara yol açabileceği uyarısında da bulundu.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tundrayı, düşük sıcaklık ve kısa yeşerme dönemleri gibi çevresel koşullar nedeniyle ağaçların hiç yetişmediği veya çok seyrek yetiştiği bölgeler olarak tanımlıyor. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) verilerine göre ise binlerce yıldır donmuş topraklarda karbondioksit depolayan Arktik tundrası, orman yangınlarının sayısındaki artışla birlikte karbondioksit kaynağına dönüşmeye başladı.

Alaska’da Permafrost Sıcaklıkları Kayıtlardaki İkinci En Yüksek Seviyeye Çıktı

Kuzey kutup bölgesindeki kara ve denizleri kapsayan Arktik’teki değişiklikler, yüksek hava sıcaklıkları ve orman yangınları, büyük karibu (ren geyiği) sürülerinin azalması ve artan yağış miktarıyla ilişkilendiriliyor. Öte yandan kutup çevresi orman yangınlarının yol açtığı karbon emisyonu 2003’ten bu yana yılda ortalama 207 milyon ton olarak hesaplanırken Alaska’da geçen yıl permafrost (donmuş toprak tabakası) sıcaklıkları kayıtlardaki ikinci en yüksek seviyeye çıktı.

Kuzey Alaska ve Kanada’da Sıcaklık Rekorları

Arktik’teki yıllık hava sıcaklıkları 1900’den bu yana ikinci en yüksek seviyeye ulaşırken son dokuz yıl, Arktik’teki en sıcak dokuz yıl oldu. Geçen yaz, Arktik’te kaydedilen en yağışlı yaz olurken, ağustos ayının başlarında yaşanan sıcak hava dalgası Kuzey Alaska ve Kanada’nın birçok bölgesinde tüm zamanların en yüksek günlük sıcaklık rekorlarının kırılmasına yol açtı.

AA’nın haberine göre, Arktik ve Antarktik bölgelerinin küresel ortalama sıcaklık artışından çok daha hızlı ısındığını söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnce, bu durumun sadece yerel ekosistemler değil, küresel iklim sistemi üzerinde de büyük etkiler oluşturduğunu dile getirdi.

“Permafrostun Çözülmesi İklim Değişikliğini Hızlandırabilir”

İklim değişikliği nedeniyle Arktik bölgesinde karbon ve metan depolayan permafrostlarda çözülme meydana geldiğini belirten İnce, “Permafrostun çözülmesi, bu gazların atmosfere salımını artırarak iklim değişikliğini hızlandırabilir. Metan, karbondioksitten 25 kat daha güçlü bir seragazıdır” dedi.

Arktik’teki buzul erimesi ve Grönland Buz Tabakası’ndaki kütle kaybının küresel deniz seviyesinin yükselmesine yol açtığını ve bu durumun, okyanus ekosistemlerini ve küresel hava sistemlerini etkileyebildiğini ifade eden İnce, hızlı iklim değişikliğinin Arktik ekosistemlerinde büyük değişikliklere neden olduğunu ve soğuk iklimlere adapte olmuş hayvan türlerinin popülasyonlarında azalmalar gözlemlendiğini ifade etti.

İnce, kutuplardaki iklim değişikliği etkisinin küresel iklim sisteminde geri besleme döngüleri başlattığını ve seragazı salımını artırarak küresel ısınmayı hızlandırdığını anlattı.

“İklim Değişikliğinin En Belirgin ve Dramatik Etkilerinden Biri”

Arktik tundrasının karbon depolayan bir ekosistemden karbon salan bir ekosisteme dönüşmesini iklim değişikliğinin en belirgin ve dramatik etkilerinden biri olarak nitelendiren İnce, “Bu dönüşüm, sıcaklık artışları, permafrost çözülmesi, orman yangınları ve metan salımı gibi faktörlerle hızlanmaktadır. Sıcaklıkların artmasıyla permafrostun çözülmesi, bu gazların atmosfere salımına neden olur, bu da küresel ısınmayı hızlandıran bir geri besleme döngüsü oluşturur” dedi.

“Arktik Tundrası Karbon Salan Bir Ekosisteme Dönüştü”

Arktik çevresinde orman yangınlarının artışının, organik materyalin hızlı şekilde yakılmasına yol açtığını belirten İnce, “Yangınlar sırasında salınan karbondioksit, doğrudan karbon kaynağına dönüşümü hızlandırır ve yangınlar permafrostu ısıtarak çözülme hızını artırır; bu da daha fazla karbonun serbest kalmasına neden olur. Permafrost çözülmesi, metan salımını da artırır ve metan atmosfere salındığında kısa vadede büyük ısınma etkisi yaratır. Artan sıcaklıklar, Arktik bölgesindeki yağış rejimlerini ve kar örtüsünü de etkiler. Yağmurun artması, erken kar erimesine yol açar ve bu da permafrostun çözülmesini hızlandırır. Değişen kar örtüsü, bitki örtüsünün fotosentez kapasitesini olumsuz etkileyerek karbon depolamayı azaltır. Bu etmenler, Arktik tundrasının karbon depolayan bir ekosistemden karbon salan bir ekosisteme dönüşmesine neden olmuştur” şeklinde konuştu.

“Aşırı Hava Olaylarının Sıklığı Artabilir”

İnce Arktik tundrasının karbon kaynağına dönüşmesinin, küresel ısınmaya, ekosistem bozulmalarına ve biyoçeşitlilik kayıplarının yanı sıra deniz seviyesi yükselmesi ve yerel su kaynaklarının kirlenmesi gibi ek olumsuz sonuçlara da yol açabileceği uyarısında bulundu.

Arktik’teki iklim değişikliğinin, sadece bölgesel değil, küresel iklim sistemi üzerinde de geniş kapsamlı etkiler oluşturduğunun altını çizen İnce, bölgedeki ısınmanın, küresel hava akımlarını ve atmosfer dinamiklerini değiştirebildiğini, jet akımını zayıflatabildiğini ve böylece daha düzensiz hava akımlarına yol açarak aşırı hava olaylarının sıklığını artırabildiğini belirtti.