Ekonomi

BM Global Compact 2020

Yenilenen Küresel İş Birliği İçin CEO Bildirisi’ne Türkiye Firmalarından Destek

Birleşmiş Milletler’in 75. yıldönümünün öncesinde UN Global Compact, tüm şirketleri küresel riskler karşısında uluslararası iş birliğine ve çok taraflılığa destek olmaya çağırdı. Bu çağrıya 100’den fazla ülkeden 1000’den fazla firmadan yanıt geldi. “Yenilenen Küresel İş Birliği için CEO Bildirisi”ni (Statement from Business Leaders for Renewed Global Cooperation) Türkiye’den de birçok CEO imzaladı.

Bildiride, “Biz iş insanları olarak barış, adalet ve güçlü kurumların, kuruluşlarımızın uzun vadeli devamlılığı için yararlı olduğunu ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin On İlkesi’nin ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın başarının temelini oluşturduğunun farkındayız. Daha iyi bir dünya için birlikteyiz” mesajı veren CEO’lar aynı zamanda üç maddelik taahhütlerini
de açıkladı:

  • Tüm paydaşlarla etkileşim kurarken, değerlere dayalı stratejiler, politikalar, operasyonlar ve ilişkiler aracılığıyla etik liderlik ve iyi yönetişim göstermek.
  • Tüm iş seviyelerinde kapsayıcı, katılımcı ve temsili karar alma yoluyla kurumsal eşitsizliklere ve adaletsizliklere karşı mücadele etmek üzere çalışmak.
  • Adalete erişimi güçlendirmek, hesap verebilirliği ve şeffaflığı güvence altına almak, yasal netliği sağlamak, eşitliği teşvik etmek ve insan haklarına saygı göstermek gibi konularda Birleşmiş Milletler, Hükümetler ve Sivil Toplumla işbirliği yapmak.

Bu taahhütleri açıklarken, hükümetlerden de aşağıdaki konularda bağlılık talep ediliyor:

  • Şirketlerin, kişilerin ve toplumların ilerleyebilmesi için insan haklarını korumak; barışı, güvenliği ve hukukun üstünlüğünü temin etmek.
  • Güçlendirilmiş uluslararası iş birlikleri ve ulusal yasal çerçeveler aracılığıyla insanların ve gezegenin çıkarlarına, refahına ve ortak amacına hizmet etmek üzere kolaylaştırıcı bir ortaklık yaratmak.
  • Yolsuzlukla mücadele etmek, dirençliliği inşa etmek ve Sürdürülebilir
    Kalkınma Amaçları’nı yerine getirmek için küresel yönetişim ve çok sesliliği geliştirmek.

Türkiye’den ise Zorlu Holding’in de aralarında bulunduğu 45 şirket bu bildiriyi imzaladı.

Metnin tamamına ve imzacı listesine buradan ulaşabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik için Artık “CFO İlkeleri” de Var

21 Eylül tarihinde düzenlenen “Global Launch of the CFO Principles on Integrated SDG Investments and Finance” (Entegre Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları-SKA Yatırımları ve Finansı hakkında CFO İlkelerinin Küresel Duyurusu) lansmanında uluslararası iş dünyasının önde gelen şirketlerinin CFO’ları (Finans Yöneticileri, Chief Financial Officer) hem bildirinin ilkeleri ile ilgili bilgi verdiler hem de neden bu metni imzaladıklarını anlattılar.

UN Global Compact Başkanı Sanda Ojiambo’nun konuşmasıyla başlayan toplantıda (teknik aksaklıklara rağmen bitirilemese de), UN Global Compact Sürdürülebilir Finans Müdürü Marie Morice moderatörlüğünde, Enel Finans Müdürü Alberto De Paoli, Unilever Finans Müdürü Graeme Pitkethly, AB InBev Finans Müdürü Fernando Tennenbaum, Verizon Finans Müdürü Matt Ellis, CIO US Core Strategy Yatırımcı Şefi Scott Mather ve Danone Finans Müdürü Cécile Cabanis katıldı.

İlkelerdeki genel yaklaşımı anlatan Enel Finans Müdürü De Paoli, iklimsel ve sosyoekonomik krizlerin yüzleştiği iş dünyasının adım atmak için bu ilkeleri yayınladığını dile getirdi. Artık “kimseyi arkada bırakmadan” (leave no one behind) ve “toplum için iş dünyası” ilkelerinin zamanının geldiğini, sözü geçen problemlerin zaman kaybetmeden çözülmesinin gerektiğini vurguladı.

AB InBev Finans Müdürü Tennenbaum ise, “100 yıl ayakta kalmasına istediğimiz bir şirket yapmak istiyorsak, yerellerle birlikte çalışmalı ve SKA’lara ulaşmak için çabalamalıyız. Topluluğumuz hayatta kalırsa, biz de hayatta kalabiliriz” dedi ve AB InBev olarak gerçekleştirdikleri çalışmalardan örnekler verdi. Kendi tedarik zincirlerinde 2025 yılına kadar %100 döngüsel paketlemeye ve %100 yenilenebilir enerjiye geçmeyi hedeflediklerini belirten Tennenbaum, daha yerel ve küçük ölçekli pazarlarla çalışarak çiftçileri sürdürülebilir kılmayı amaçladıklarını, daha yasal pazarları kurmayı ise blockchain teknolojisiyle gerçekleştireceklerini söyledi.

Artık küçük ve az sayıda kazanımın yetersiz olduğunu, sistemsel bir değişikliğe ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Unilever Finans Müdürü Pitkethly, çoklu paydaş katılımının bu başarıları sağlamaktaki önemini vurguladı. Kazanan işyeri modelinin SKA’ları uygulayanlar olduğuna ve bu işyerlerinin yıllık ortalama %3,5 büyüme kaydettiğine dikkat çeken Pitkethly, Unilever’in iklim, doğa, arazi restorasyonu gibi alanlara destek verdiğini, ormansızlaşmayla mücadele ettiğini ve karbon yakalama teknolojileri ile düşük karbonlu kimya ve temiz gelecek programlarına yatırım yaptığını dile getirdi. Ayrıca P&G ve Coca-Cola ile birlikte Ocean Fund’ı kurduklarını ve burada okyanustaki plastik atıklarının temizlenmesine yönelik aktiviteleri fonladıklarını belirtti.

Verizon Finans Müdürü Matt Ellis ise, CFO’ların sürdürülebilir kalkınma ve sosyal etki alanında önemli bir rol oynadıklarını, Verizon olarak yeşil tahviller çıkardıklarını ve yeşil finansta sektör lideri olduklarını söyledi. Özellikle yenilenebilir enerji alanında güneş ve rüzgar tesislerine önemli yatırımlar yaparak daha yeşil bir iş oluşturmak için çalıştıklarını ifade eden Ellis, 2030’a kadar %50 yenilenebilir enerji kullanımına erişmeyi, 2035’e kadar karbon-nötr olmayı kendilerine hedef olarak koyduklarını söyledi.

Uzun dönemli sürdürülebilir değerler zincirinin yaratılmasının öneminin altını çizen Danone Finans Müdürü Cabanis ise, “Bunun tek eksik halkası, yatırımlarda sadece yatırımcının söz sahibinin olmasıdır” dedi. 17 SKA’nın 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi için önemli olanın iş, marka ve ortakların entegrasyonu olduğunu belirten Cabanis, raporlamanın şeffaflık konusunda çok önemli olduğunu dile getirdi. Yaptığımız etkinin ölçülmesinin ancak raporlamayla sağlanabileceğini vurgulayan Cabanis, insanların artık aktivist ve gezegenin ve toplumun sağlığında olumlu etkisi olan ve birlikte yaşayabileceği markaları tercih ettiğini söyledi.

Son olarak CIO US’den Mather, özellikle gezegen ve toplum için iyi olanın, iş dünyası için de iyi olduğunu belirtti. Paydaşların ve müşterilerin, artık yatırımcıların 17 SKA için çalışmalarını istediklerini; bu sebeple yeşil, sosyal ve SKA tahvillerinde patlama yaşandığını dile getiren Mather herkesi harekete geçmeye çağırdı.

Global Compact Yerel Ağlarından İyi Örnekler

22 Eylül tarihinde “Principles-based emissions reductions: Global Compact local networks share best practices” (İlkelere bağlı salım azaltımları: Global Compact yerel ağları iyi örnekleri paylaşıyor) isimli toplantıda dünyanın farklı coğrafyalarının iş dünyası yöneticileri, katılımcılarla deneyimlerini paylaştı.

Bolivya’dan Capital Safi şirketinin CEO’su Pedro Von Vacano, Bolivya’nın iklim krizine karşı kırılgan olduğunu ve bu sebeple önümüzdeki 15 yılda tarım üretiminin %25’ini kaybedeceğinin tahmin edildiğini söyledi ve bunun en büyük sebebinin ormansızlaşma olduğunu vurguladı. Şirket olarak sürdürülebilirlik danışmanlığı yaptıklarını ve yatırımlarında iklim krizi uyum ve etki azaltma ilkeleriyle ilgili olarak müşterilerini yönlendirdiklerini söyledi.

Eczacıbaşı CEO’su Atalay Gümrah ise, BM’nin çevre konusunda yaptığı önemli atılımlardan bahsederken, özellikle SKA’ların özel sektörü kurumsallaştıracağının altını çizdi. Kabul edilen CEO İlkeleri’nin ve Global Compact İlkeleri’nin SKA’larla birlikte entegre olmasının ve her bir ilkenin uygulanmasının önemini vurgulayan Gümrah, idari toplantılarının COVID-19 öncesinde de online olarak yapıldığını bu şekilde karbon emisyonunu düşürmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

Daha sürdürülebilir olmak için çalıştıklarını, bu yüzden paketleme konusunda hem tedarikçilerin hem müşterilerin tercihlerini değiştirmeye çalıştıklarını söyleyen Glovo’dan Sébastien Pellion, daha sürdürülebilir ve plastiksiz paketleme malzemelerinin tedarikçilerine dağıtıldığını söyledi. Ulaşım sırasında oluşturdukları karbondioksit emisyonlarını sıfırlamak üzere Amazon’da ormansızlaşmış alanlarda ağaçlandırma çalışmalarına fon sağladıklarını aktaran Pellion, böylece 2021’de tamamen karbon-nötr olmayı hedeflediklerini de dile getirdi.

Iberia’dan Teresa Parejo da, 2050’de sıfır-karbon hedefi koyan ilk havayolu firması olduklarını ifade etti ve 2025’e kadar ise km/yolcu başına karbon salımını %10 azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Bunu %35 daha verimli hava araçlarıyla, daha az yükle ve hibrit araçlara yatırımlarla sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Parejo, karbon yakalama teknolojilerine ve genel olarak uçtukları ülkelerdeki karbon yakalama teknolojilerine ve biyokütle santrallarına yatırım yaptıklarını bildirdi. Iberia ile birlikte, 30 havayolu şirketi daha 2050 yılında sıfır karbon taahhüdünde bulundu.

Toplantıya katılan UN Global Compact Çevre Çalışma Grubu Eş Başkanı Ebru Tüzecan ise, İş Dünyası Plastik Girişimi deneyimini aktardı. Akdeniz’deki plastik kirliliğinin %25’inden Türkiye’nin sorumlu olduğunu belirten Tüzecan, TÜSİAD ve SKD Türkiye ile işbirliği yaparak 2019 sonunda bu girişimi başlattıklarını ve projenin üç yıl sürmesini planladıklarını bildirdi. 25 şirket olarak başlayan girişimde şu anda 50 şirket bulunduğuna dikkat çeken Tüzecan, özellikle şeffaflık, savunuculuk, akran-eğitimi ve ağ kurma gibi faaliyetlere yoğunlaşıldığını dile getirdi.

Global Strategic Corporate Sustainability’den Ravi Fernando ise, Sri Lanka’da çay plantasyonlarında Mart 2020’de kullanılan yenilenebilir enerji payının %122 artığını söyledi. 2030 yılına kadar tamamen yenilenebilirden enerji sağlanacağını belirtirken, çay fabrikalarının çatılarında güneş enerjisi uygulamalarının kurulduğunu belirten Fernando, “Bizler çözümün bir parçası olmalıyız, sorunun değil. İklim krizinin bir parçası ise asla olamayız” dedi.

COVID-19 ile Ortaya Çıkan Yeni Trendler

22 Eylül’de gerçekleştirilen Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele ile “Guided Networking Session: New Trends Stemming From COVID-19” (Rehberli Networking Oturumu: COVID-19 ile ortaya çıkan yeni trendler) oturumunda katılımcılara on soru yöneltildi.

“COVID-19 konusunda şu anda sizin için en önemli konu hangisidir?” sorusuna katılımcıların çoğu “aile ve sevdiğim kişiler” derken, “COVID-19 konusunda şu anda sizce şirketler için en önemli konu hangisidir?” sorusuna ise “İş sağlığı ve güvenliği” yanıtı verildi. Dijitalleşmenin öneminin altı çizilirken, sürdürülebilirlik taahhütlerinin vurgulandığı toplantıda birçok katılımcı söz aldı. “COVID-19 sonrası en önemli SKA sizce hangisi olacaktır?” sorusuna en çok “SKA 10-Eşitsizliklerin azaltılması” yanıtı verilirken, “SKA 3-Sağlık ve kaliteli yaşam”ın da önemi tartışıldı. İşbirliklerinin önemi ve o olmadan herhangi bir ilerleme kaydedilemeyeceği ayrıca belirtilirken, “evsizliğin” günümüzün en büyük problemlerinden biri olduğu vurgulandı.

Sürdürülebilirliğin, şirketlerin gündemlerinde artık daha öncelikli olacağı sonucu çıkan oturumda, katılımcılar COVID-19 ile beraber iklim değişikliği konusunda da bilincin arttığını ifade ettiler. “Krizlerin, iş dünyasını SKA’lar için gerekli dönüşümü gerçekleştirmelerinde daha etkili” olduğunu düşünen katılımcılar, COVID-19 krizinin insanlar, şirketler ve diğer paydaşlar arasında işbirliğini artırdığına da inanıyor.

Networking oturumu, farklı kişisel deneyim aktarımlarıyla devam etti. Libya’dan katılan bir iş insanı, evde kalmanın onun işlerini kötü anlamda etkilediğini çünkü çocuklarının ve eşinin ona iş yaptırmadığını belirtirken, farklı bir katılımcı da COVID- 19 sonrasında etrafında çok sayıda arkadaşının işini kaybettiğini aktardı.

Toplumsal Cinsiyet Görüşü

23 Eylül’de gerçekleştirilen “Putting a Gender Lens During Times of Crises” (Kriz Zamanlarında Cinsiyet Lensinden Bakmak) isimli forumda WPP Türkiye İnsan Kaynakları, Kültür ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Aysun Sayın, Unilever Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Şenel Erim, Boyner Grup İç Denetim, Risk Yönetimi ve Sürdürülebilirlik Direktörü Emrah Özbay konuşmalarıyla dinleyicilere ilham verdi. Moderasyonu Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele üstlendi.

Oturumda, Türkiye’de kadın mücadelesindeki en büyük başarının kadın örgütlerine ait olduğu belirtilen toplantıda kadınların pandemi döneminde hak ihlallerine maruz kaldıklarını ancak trans kadınların neler yaşadığını kimsenin bilmediği dile getirildi. Türkiye’de fırsatların eşit şekilde paylaşılamadığının altı çizilirken, bu yılın başında bir çalışma komisyonu başlattıklarını ve şirketlere işyerlerinde nasıl sürdürülebilir bir ortam yaratabileceklerine dair bir rehber çıkardıkları ifade edildi.

Bu yol haritasında, çeşitliliğin önemi vurgulanırken, özellikle LGBT+, engelli ve mülteci haklarını kapsayan insan hakları temelinde işyeri politikalarının çerçevesini çizmeye çalıştıkları anlatıldı. Çeşitlilik olan işyerlerinde çalışanların işe daha derin katkısının olduğu belirtilirken, idari yönetimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi vurgulandı. Özellikle kadının sosyal yaşamda cinsiyet normları yüzünden tam potansiyelinin gösterilmesinin engellendiği, bu sebeple bu normların zarar verdiği dile getirildi. Şirketlerin, ekonomik kâr elde ederken sosyal etkilerinin de olumlu olabileceğinin altı çizildi.

About Post Author