#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Buzullar

Buzullarla Birlikte Geleceğimiz de Eriyor!

Dünya Su Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, suyun sadece %2,5’inin tatlı su olduğunu, bu suyun da çoğunun buzullarda bulunduğunu anımsattı. İklim değiştikçe buzulların hızlı erimesiyle insanın barınma, enerji, gıda ve sağlığa erişiminin yanı sıra geçim kaynaklarının da tehlikeye girdiğinin ve türlerin yok olduğunun belirtildiği açıklamada, suyumuzu koruma ve iklim değişikliğine dur deme çağrısı yinelendi.

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), Dünya Su Günü’ne yönelik açıklamasında suyun insanın temel içeceği, tarım ile endüstrinin girdisi, enerji sektörünün yenilenebilir kaynağı ve turizm için önemli olduğunu belirterek aynı zamanda ülkelerin kıymetli ulusal varlıklarından biri olduğuna da vurgu yaptı.

Açıklamada, suyun sadece %2,5’inin tatlı su, bu suyun da çoğunun buzullarda olduğu anımsatıldı. İklim değiştikçe buzulların hızlı erimesiyle insanın barınma, enerji, gıda ve sağlığa erişiminin yanı sıra geçim kaynaklarının da tehlikeye girdiğinin belirtildiği açıklamada, türlerin yok olduğuna dikkat çekildi. SÜT-D, suyumuzu koruma ve iklim değişikliğine dur deme çağrısı yaptı.

“Doğanın Su Deposu Buzullar Yaşam için Kritik Önemli”

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, iklim değişikliği ve küresel su krizi mücadele planlamalarının merkezine buzul korumanın koyulması için birlikte çalışmanın gerekliliğine işaret etti. Karaosmanoğlu, “Buzullar erirken geleceğimiz, geçim kaynaklarımız da eriyor” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 2025 yılını “Uluslararası Buzulların Korunması Yılı” ilan ettiğini dile getiren Karaosmanoğlu “Bu yıldan başlayarak 21 Mart Dünya Buzullar Günü olacak. 2025 BM Dünya Su Günü’nde de Buzul Koruma temamız var. Su havada, yüzeyde, yer altında ve okyanuslardadır. Suyun sadece %2,5’i tatlı su ve bu suyun çoğu buzullarda, kalanı yer altı sularında. Havada ve yüzeyde çok az tatlı su var. Kara alanının yaklaşık %10’u buzul buzu ile kaplı. Büyük ölçekte kutup, daha küçük dağ buzulları var. Doğanın su deposu buzullar yaşam için kritik önemli; buzulların eriyen suları sağlıklı ekosistemler için olmazsa olmaz” diye konuştu.

“Suya Erişim Herkesin Hakkı”

Suya erişimin herkesin hakkı olduğunu vurgulayan Karaosmanoğlu, şunları söyledi: “2,2 milyar insan sağlıklı içme suyu olmadan yaşıyor. Su her yerde. İnsan, yine insan için üretirken, tüketirken, hizmet sunulurken doğrudan ve dolaylı sebep olduğu seragazı emisyonlarıyla küresel yüzey ve küresel okyanus sıcaklık artışına, iklim değişikliğine, buzullarımızın hızla erimesine neden oluyor. Su döngüsü öngörülemez oluyor.”

Karaosmanoğlu, açıklamasına şu şekilde devam etti: “2015-2024 yıllarındaki son 10 yıl kayda geçen en sıcak 10 yıl olurken 2024 küresel ortalama yüzey sıcaklığı 1850-1900 dönemi ortalamasının 1,55°C üstünde olan ilk yıl rekoruyla iklim hızla değişti. İklim değişmekte, iklim değişecek. İklim değişikliğiyle olagelen yağış anormallikleri, deniz seviyesi yükselmesi; kar, deniz buzu ve buzulların yitirilmesi, kuraklık, sıcak hava dalgası, soğuk hava dalgası, ısı adası, yangın, hava kalitesi kötüleşmesi, göç, salgın yaşamımızı tehlikeye sokuyor.”

“Buzulların Hızlı Erimesi Yıkıma Neden Oluyor”

Buzulların her zamankinden hızlı erimesinin yıkıma neden olduğunu anlatan Karaosmanoğlu, “Okyanuslar ısındıkça insan ve yaban yaşamında olagelen sorunları göz ardı edemeyiz. Örneğin balıkçılık, kutup ayıları ile penguenlerin yaşamındaki zorluklar gibi. İşte bu nedenlerle buzulların korunması hayatta kalma stratejimiz olmalı. Seragazı emisyonlarını azaltmalı, eriyen suyu insan ve gezegen yararına daha sürdürülebilir yönetmek için harekete geçmeli, birlikte çalışmalıyız” dedi.

Karaosmanoğlu şu bilgileri aktardı: “Ülkemizde Doğu Karadeniz Dağları, Toros Dağları ve volkanlarda vadi buzulu, buzyalağı buzulu ve doruk buzulu tipinde dağ buzulu vardır. En büyük ve tek doruk buzulu yaklaşık 10 kilometrekare yüzey alanıyla Ağrı Dağı’ndadır. En büyük ve 20 bin yıllık vadi buzulu ise Cilo Dağı Uludoruk Buzulu. Uzmanlar buzullarımızın yılda 1 ile 20 metre arasında eridiğini, gidişata dur denmezse Cilo Dağı buzullarının önümüzdeki 20-50 yılda yok olacağını bildiriyor.”

Hepimizin iklim değişikliğinden sorumlu olduğumuzun altını çizen Karaosmanoğlu, “Evde, okulda, işte, yolda, tarlada, ormanda seragazı emisyonlarımızı düşürmeli; iklim değişikliğine dur demeliyiz. Atmosfer ve suyun sınırı yok. Her birimize görev düşüyor” diye konuştu.

Karaosmanoğlu, SÜT-D’nin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İTÜ ana desteğinde, Ayazağa Yerleşkesi’nde 14-15 Nisan 2025’te, 10. İstanbul Karbon Zirvesi’nde paydaşları bir araya getireceğini de duyurdu.