Bayır ve Deştin ortak sınırında bulunan Tekağaç Mevkiine kurulmaya çalışılan entegre çimento fabrikasının inşaatına 2022 yılının ocak ayında başlanıldı. Fabrikanın kurulmasının önüne geçmek isteyen Deştin halkı ve çevrecilerin açtığı davaların üzerinden ise 18 ay ay geçti. Bilirkişi raporuna rağmen mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermemesi, her geçen gün fabrika inşaatının daha fazla ilerlemesine yol açıyor.
Çimento fabrikasının inşaatın durdurulması için Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği ve 8 Deştinli köylü tarafından hem bakanlığın onayladığı Entegre Çimento Fabrikası 2.ÇED Olumlu raporuna hem de Menteşe Belediyesi’nin vermiş olduğu inşaat ruhsatına karşı davalar açıldı. Bu davaları Deştin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin ve Muğla Yeşil Yaşam Derneği’nin açtığı ÇED iptal davaları izledi.
Deştin Çevre Platformu Eşsözcüsü Haluk Özsoy, 2 Nolu İdare Mahkemesinin dava açıldığı dönemde önce bilirkişi keşfi yapılacakmış gibi keşif masraflarını ödettiğini, ardından da da davayı süre aşımı nedeniyle reddettiğini belirtti ve ekledi: “Halbuki dava dosyasında 31 Aralık 2014 tarihinde bakanlıkça verilmiş 2.ÇED Olumlu Raporunun halktan gizlendiği, belediyelere ve muhtarlıklara bildirim yapılmadığı açıkça belli idi.”
Dava, Danıştay’da 22 Eylül 2022 tarihinde köylülerin lehine sonuçlandı ve 2 Nolu İdare Mahkemesi’nde tekrar görülmeye başladı ama bu arada 8 ay geçti. Bu geçen süreyi kayıp olarak değerlendiren Özsoy, “Muğla 2 Nolu İdare Mahkemesi adalet dağıtması amacıyla kurulmuş adil bir mahkemenin yapması gerekeni yine yapmayıp çimentocu şirketin inşaat faaliyetini durdurması için verilmesi gereken yürütmeyi durdurma kararını vermedi ve inşaatın devam etmesini teşvik etmiş oldu” dedi.
Oy Birliği İle 2. ÇED Olumlu Raporu’nun İptali İstenmişti
23 Nisan 2023’te bilirkişiler tarafından sahada keşif yapıldı. Bilirkişilere önce 30 gün, sonra ilave 60 gün olmak üzere, toplam 90 gün süre verildi. Bu süre zarfında tekrar yürütmeyi durdurma talep edildi ancak kabul edilmedi. “Böylece çimentocu şirket lehine 3 ay daha geçmiş oldu” diyen Özsoy, 4 Mayıs 2023’te teslim edilen bilirkişi raporunda, 9 bilirkişinin oy birliği ile 2.ÇED Olumlu Raporunun iptalini istediğini ve mahkemenin çimentocu şirket için yürütmeyi durdurma kararını yine vermediğini söyledi.
İptal edilmiş 1.ÇED raporu ile 2.ÇED raporu birbirinden ayrı iki rapor. Özsoy iki rapor arasındaki farkı şöyle açıkladı: “2.ÇED raporu her ne kadar 1.ÇED raporundan kopyala yapıştır şekilde hazırlanmış bir rapor da olsa biri, 52 hammadde ocağını ve 36000 dönüm alanı, diğeri ise 13 hammadde ocağını ve 7751 dönüm alanı kapsıyor. Bir kere kapsadıkları alan olarak farklı. 2.ÇED Raporu ayrıca 1.ÇED raporunun eksiklerinin giderilmiş hali de değil, çünkü 2.ÇED Raporu 2015 yılı başında kesinleştiğinde 1.ÇED Raporunun 2.Bilirkişi heyeti çalışmasını yapıp sunmamış ve 1.ÇED raporu daha iptal edilmemişti.”
Ek Süreye Rağmen Rapor Teslim Edilmedi
Bütün bunlara rağmen mahkeme, çimentocu şirketin istekleri ile paralel bir şekilde 1.ÇED raporu ile saptanan eksiklerin giderilip giderilmediğine dair Özsoy’un yorumuna göre “saçma ama bir o kadar tehlikeli bir istekle” bilirkişi heyetinden Ek Rapor istedi ve 2 haftalık süre verdi. Ek raporun bilirkişi heyetine elden teslim tarihi 8 Haziran 2023 idi, yani 15 gün ilave süre ile bilirkişi heyetinin raporu bitirip teslim etmesi gereken tarih 23 Haziran 2023. Ancak rapor teslim edilmedi.
Özsoy yaptığı basın açıklmasında, “Bugün 13 Temmuz 2023, ek raporun teslim edilmesi gereken tarihi 20 gün geçmiş vaziyette. Gecikme sebebi hakkında tarafımız mahkemece bilgilendirilmemiştir. Çimentocu şirket yürütmeyi durdurma kararı da verilmediği için bunu fırsat bilerek inşaat bitirmek için var gücüyle çalışmaktadır” dedi.
ÇED raporlarının düzenleniş nedeni; kurulmak istenen sanayi tesisinin yer seçiminin ve verilen bilgilerin doğru olup olmadığı, çevreye zarar verip vermediği, zarar veriyorsa bu zararın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alıp alınmadığı. Özetle bu sanayi tesisinin bahsedilen yerde kurulup, kurulamayacağını karara bağlayan bir çalışma. “Bu raporun yanlış olduğuna dair itirazda bulunulmuş ve iptali için dava açılmış ise mahkemenin yapması gereken dava sonuçlanıp, bir karara varıncaya kadar yürütmeyi durdurma kararı vermesidir” diyen Özsoy, ancak bunun yapılmadığını, mahkemenin bu yanlışında direndiğini ve dava tarihinden bu yana 18 ay geçtiğini belirtti.
Özsoy yaptığı basın açıklamasını şu sözlerle bitirdi: “Bizler mahkemenin bilirkişi raporuna rağmen 1,5 yıldır yürütmeyi durdurma kararı vermemesini tarafgir buluyor, bu tutumunu protesto ediyor ve bir an ön önce yürütmeyi durdurma kararı vermesini, bilirkişi heyetinin verdiği raporu da baz alarak 2.ÇED Olumlu raporunun iptalini talep ediyoruz. 2.ÇED raporu iptal edilene kadar direnişimizi mahkeme önünde sürdürmeye devam edeceğiz. Muğla Cennet Kalacak, Deştin Çayı Özgür Akacaktır.”