Ekonomi

Doğal Afetlerden Kaynaklanan Küresel Ekonomik Kayıplar 194 Milyar Dolara Ulaştı

doğal afet

Yeni bir rapora göre, 2023’ün ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklanan küresel ekonomik kayıplar, 194 milyar dolar ile 21. yüzyıl ortalamasının oldukça üzerinde gerçekleşti. Ayrıca raporda hasarların neredeyse yarısının Şubat’ta, Türkiye ve Suriye’de yaşanan yıkıcı depremlerden kaynaklandığına da dikkat çekildi. Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremlerde meydana gelen ekonomik kayıpların 91 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Risk, emeklilik ve sağlık konularında hizmetler sunan Aon, Küresel Doğal Afetler Raporu’nun 2023 yılı ilk yarısına ilişkin verileri açıkladı. Rapora göre 2023’ün ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklanan 194 milyar dolarlık küresel ekonomik kayıplar, 21. yüzyıl ortalaması olan 128 milyar doların oldukça üzerine çıktı. Bu kayıplar raporda kayıtlara geçen en yüksek beşinci kayıp olurken bu yılki kayıplar şimdiden küresel yıllık ortalama ekonomik kayıpların %60’ını da oluşturdu.

Raporda ayrıca yılın tamamı için küresel kayıpların daha da artacağı öngörüldü. 2023 yılının ilk yarısında dünya genelinde milyar dolarlık ekonomik kayba neden olan 25 ayrı afet meydana geldi. Bu olayların biri hariç tamamı ise hava koşullarıyla ilgili oldu. Afetlerin 17’si ABD’de meydana gelirken bunu Asya-Pasifik (4), EMEA (3) ve Amerika kıtaları takip etti.

6 Şubat Depremleri Kayıtlara Geçen En Maliyetli 11. Afet

Bununla birlikte, raporda ekonomik kayıpların neredeyse yarısının Şubat ayında Türkiye ve Suriye’de meydana gelen yıkıcı depremlerden kaynaklandığına da dikkat çekildi. Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremlerde meydana gelen ekonomik kayıpların 91 milyar dolar olduğu tahmininde bulunan rapora göre bu rakam Türkiye hükümeti, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa tahmin edilen toplam fiziksel hasarı içeriyor. Enflasyona uyarlanmış fiyat bazında ise bu kayıplar küresel olarak tarihte kayıtlara geçen en maliyetli 11. afet oldu. Şubat depremlerinin bir sonucu olarak, EMEA bölgesindeki ekonomik kayıplar da 111 milyar dolar oldu. Bu rakam 1990 yılının ilk yarısındaki rekoru da ara açık farkla geçti.

ABD’deki Şiddetli Konvektif Fırtınalar

2023’ün ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklanan küresel sigortalı kayıplar, 21. yüzyıl ortalamasının %46, 10 yıllık ortalamanın ise %25 üzerinde gerçekleşerek 53 milyar dolar oldu. Bu aynı zamanda 2011, 2022 ve 2021’den sonra kayıtlara geçen en yüksek dördüncü ilk yarı dönemi oldu.

Önceki yıllara benzer şekilde, kayıplar ağırlıklı olarak ABD’deki şiddetli konvektif fırtınalardan kaynaklandı. Bu dönemde en az 18 ayrı olayda milyar dolarlık sigortalı kayıplar meydana geldi. Bunların 14’ü ABD’de, ikisi Yeni Zelanda’da, biri Türkiye’de ve biri Batı ve Orta Avrupa’da kaydedildi.

En Maliyetli Tekil Olay Türkiye’deki Depremler

ABD’deki şiddetli konvektif fırtına olayları, sigortalı kayıplar açısından en maliyetli ilk 10 olay tablosuna hakim oldu. Ancak, 2023 yılının ilk yarısının en maliyetli tekil olayı Türkiye’deki depremler. Hem kamu hem de özel sigorta kapsamları dikkate alındığında, bu olaydan kaynaklanan toplam zararın 100 milyar TL’den fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam, Şubat ayı ortalama döviz kuru ve müteakip fiyat enflasyonu dikkat alındığında 5,6 milyar dolara denk geliyor.

Aon Türkiye Eş CEO’su Ferhan Özay, “Kayıtlara geçen en yüksek beşinci ekonomik kayıp 2023’ün ilk yarısında gerçekleşti. Bu durum büyük ölçüde, toplam hasarın yaklaşık yarısına neden olan ve modern tarihin en ölümcül 11. küresel felaketi haline gelen Türkiye ve Suriye’deki depremlerden kaynaklandı. Afet maliyetleri, dünyanın birçok yerinde halen devam eden enflasyonist baskıdan etkilenmeye de devam ediyor” dedi.

“İmar Kanunu Düzenlenmeli ve Uygulanmalı”

Birçok olayın etkilerinin afet direncinin geleceği için önemli dersler de içerdiğini belirten Özay şunları söyledi: “Türkiye’de 1999 İzmit depreminden sonra aşamalı olarak yürürlüğe konulan nispeten katı ve modern kurallara rağmen, yapı stokunun yapısal bütünlüğü ve performansı depremden etkilenen bölgelerde farklılık gösterdi. 1999’dan önce inşa edilen güçlendirilmemiş yapıların genellikle modern binalardan daha kötü performans göstermesi beklenirken yakın zamanda inşa edilen binaların çoğu çöktü. Bu deneyim gerek sigorta yapmanın önemini ve bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması için çalışmalar yapmayı ve imar kanununun düzenlenmesi ile uygulanmasının kritik önemini bir kez daha gündeme getirdi.”

About Post Author