Enerji liderleri, artan maliyetler ve yatırım zorlukları nedeniyle net sıfır hedeflerini erteliyor. Yeni bir anketin sonuçlarına göre, son yıllarda rekor düzeyde gerçekleştirilen temiz enerji yatırımlarına karşın finansal kısıtlamalar, hissedarların çekimserliği ve politika belirsizliği net sıfır hedefinin önündeki ana engeller. Sektördeki yöneticilerin %44’lük kısmı ise dünyanın net sıfır emisyon hedeflerine 2070 veya sonrasında ulaşacağını öngörüyor.
Geçtiğimiz yıl şirketlerin küresel temiz enerji yatırımları rekor seviyelere ulaşmasına rağmen, enerji dönüşümünü gerçekleştirmekle görevli şirketlerin liderleri, dünyanın net sıfır karbon emisyonuna ulaşma sürecine dair daha az iyimser senaryolar çiziyorlar. Bain & Company’nin yayımladığı global 2025 Enerji ve Doğal Kaynaklar Yöneticileri Anketi’ne göre, sektör yöneticileri net sıfır hedefine ulaşılmasının daha önce yapılan tahminlere göre daha uzun süreceğini düşünüyor.
Petrol ve gaz, elektrik, kimya, madencilik ve tarım gibi sektörlerden 700’den fazla yöneticiyi kapsayan yıllık anket, enerji dönüşümüne dair zorluklar ve fırsatlar konusunda sektör liderlerinin nabzını tutuyor. Anket ayrıca, yöneticilerin bu yatırımları diğer iş öncelikleriyle nasıl dengelediklerine dair ipuçları da veriyor.
ESG Yatırımlarına Temkinli Yaklaşım
Enerji sektöründeki yöneticilerin %44’lük kısmı, dünyanın net sıfır emisyon hedeflerine 2070 veya sonrasında ulaşacağını öngörüyor. Bu oran, 2024’te aynı görüşü paylaşanların oranı olan %31’den belirgin şekilde daha yüksek. Buna karşılık 2050 yılına kadar dünyanın net sıfır hedefine ulaşılacağını düşünenlerin oranı ise %32’ye geriledi. Önceki anketlerde bu oran %40 ile %50 arasında değişiyordu. Fosil yakıtlar ile ilgili yöneticilerin tahminlerine gelince; petrol ve gaz şirketlerinin yöneticileri, küresel petrol talebinin zirve noktasına 2038’de ulaşmasını bekliyor. Bu da sektör liderlerinin, geleneksel enerji kaynaklarının uzun vadede enerji talebini karşılamada kritik bir rol oynayacağını düşündüğünü gösteriyor.
Ankete göre çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) odaklı yatırımlara yönelik istek ve coşku, yerini yatırım getirisini (ROI) önceliklendiren daha temkinli bir yaklaşıma bırakıyor. Daralan bütçeler, kısıtlı bilançolar ve hızla yükselen sermaye maliyetleri, şirketleri yatırım kararlarında zor seçimler yapmaya zorluyor.
Proje Maliyetleri Artıyor
Sektör liderleri, düşük karbonlu büyüme stratejilerinin önündeki en büyük engelin, müşterilerin daha yüksek fiyatları kabul etmeye istekli olmaması nedeniyle yeterli yatırım getirisi sağlayamamak olduğunu belirtiyor. Ayrıca, hissedar desteğinin eksikliği de bu yıl daha büyük bir sorun olarak öne çıkıyor. Diğer önemli engeller arasında devlet politikaları ve düzenlemeler ile nakit veya sermaye eksikliği bulunuyor.
Ankete katılan yöneticilerin dörtte üçünden fazlası, geçtiğimiz 12 ayda projelerinin sermaye maliyetlerinin en az bir miktar arttığını belirtiyor. Her 10 yöneticiden biri ise maliyetlerin %20’den fazla yükseldiğini söylüyor. Şirketler, projeleri daha verimli bir şekilde yönetebilmek için sermaye tahsislerini iyileştirmeyi, projeleri daha sıkı kapsamda planlamayı ve mühendislik süreçlerini optimize etmeyi planlıyor. Yaklaşık yarısı, proje süreçlerini iyileştirmek için yapay zeka gibi teknolojileri devreye sokmayı hedefliyor.
Net Sıfır Hedeflerine Ulaşma Konusundaki İyimserlik Azalıyor
Net sıfır hedeflerine ulaşma konusundaki iyimserlik azalırken, yöneticiler belirli yeni teknolojiler için iş potansiyeli konusunda giderek daha olumlu düşünüyor. Yapay zeka ve dijital araçlara yönelik iyimserlik büyük bir sıçrama yaptı; yöneticilerin %72’si, bu teknolojilerin önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde güçlü bir iş potansiyeli sunduğuna inanıyor. Son yıllarda büyük teknoloji yatırımlarını ertelemek mümkün olsa da yöneticiler artık bunun sürdürülebilir olmadığını fark ediyor. Çoğu şirket, iş süreçlerinde teknoloji odaklı iyileştirmeler planlıyor. Bunların başında ise ERP sistemlerinin modernizasyonu geliyor. Yöneticilerin %60’tan fazlası, önümüzdeki üç yıl içinde ERP sistemlerini yenilemeyi planlıyor.
Yöneticiler, enerji depolama (%47), yenilenebilir enerji (%45), döngüsel ekonomi (%39) ve karbon yakalama, kullanma ve depolama (%43) gibi alanlarda yapay zeka kullanımı potansiyelinin arttığını düşünüyor.
Yeni Enerji Üretim Kaynaklarına Ek Yatırım
Bain & Company, veri merkezlerinin küresel yıllık enerji tüketiminin 2027’ye kadar iki kattan fazla artabileceğini ve küresel enerji arzının %2,6’sını tüketeceğini öngörüyor. Bu durumun, yeni enerji üretim kaynaklarına 2 trilyon dolarlık ek yatırım gerektireceği tahmin ediliyor. Anketten çıkan sonuçlara göre elektrik şirketlerinin yöneticileri, bu talep artışının farkında ve çoğu bu süreci yönetebileceklerine inanıyor. Ancak %43’ü, bunun yalnızca her şeyin yolunda gitmesi durumunda mümkün olacağını düşünüyor. Küresel çapta, elektrik şirketlerinin bu artan talebi karşılamak için başvuracağı üç temel çözüm; yenilenebilir enerji yatırımları, mevcut varlıkların ömrünü uzatma ve doğalgaz yatırımları olacak. Nükleer enerji ise özellikle Kuzey Amerika’da önemli bir seçenek olarak görülüyor. Bu yatırımları finanse etmek için Kuzey Amerika’daki elektrik şirketleri, veri merkezi müşterilerinin elektrik fiyatlarının artırılması ve projelere ortak yatırım yapması yönünde adımlar atmayı planlıyor.