Eşitsizlik, Ayrımcılık ve Sosyal Huzursuzluk Mutluluğu Tehdit Ediyor!

Her yıl 20 Mart, BM tarafından “Tüm insanların mutluluğunu ve esenliğini destekleyen ekonomik büyüme ile birlikte daha kapsayıcı, eşitlikçi ve dengeli bir yaklaşıma” dikkat çekme amacıyla “Dünya Mutluluk Günü” olarak kutlanıyor. Geçen yıl yayımlanan rapora göre sosyal destek, dayanışma ve hükümete duyulan güven mutluluğa katkıda bulunurken eşitsizlik, ayrımcılık ve sosyal huzursuzluk mutluluğu tehdit ediyor.   

Yazı: S. Sena AKKOÇ

20 Mart, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “Dünya Mutluluk Günü” olarak kabul ediliyor. Dünya Mutluluk Günü, “Tüm insanların mutluluğunu ve esenliğini destekleyen ekonomik büyüme ile birlikte daha kapsayıcı, eşitlikçi ve dengeli bir yaklaşıma” dikkat çekmeyi amaçlıyor. Yanı sıra hastalıklar ve savaşlar ile mücadelede insanların birbirlerine destek olmalarının önemini hatırlatıyor.

Türkiye, Geçen Yılki Dünya Mutluluk Raporu’nda 112. Oldu

BM, bu kapsamda her yıl, 150 ülkenin mutluluk düzeyinin değerlendirildiği Dünya Mutluluk Raporu’nu yayımlıyor. 2023 yılı için rapor henüz hazırlanmadı. Biz de EKOIQ okuyucuları için 2022 raporundan öne çıkan başlıkları derledik. Geçtiğimiz yılın raporunda Finlandiya, Danimarka, İzlanda ve İsviçre en mutlu ülkeler olarak sıralandı. Sıranın en sonunda ise Afganistan, Lübnan, Zimbabwe ve Ruanda yer aldı. Türkiye ise 146 ülke arasından 112. oldu.

Dayanışma Mutluluğa Katkıda Bulunuyor

Mutluluk endeksinde ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılası (GYHS), sosyal destek algısı, sağlıklı yaşam beklentisi, özgür seçimler yapabilme ve yolsuzluk algısı gibi faktörler incelendi. COVID-19 salgınının hâlâ gündemde olduğu dönemde yürütülen çalışma; sosyal destek, dayanışma ve hükümete güvenin mutluluğa katkıda bulunan en önemli faktörler olduğunu gösterdi. Mutluluğa karşı en önemli tehditler ise eşitsizlik, ayrımcılık ve sosyal huzursuzluk olarak öne çıktı.

Çevresel Faktörler de Yaşam Kalitesini Etkiliyor

2022 Dünya Mutluluk Raporu, iklim değişikliğinin küresel mutluluk ve refah için oluşturabileceği sorunlara da dikkat çekti. İklim değişikliği, çevre kirliliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi çevresel sorunlar, dünya genelinde insanların yaşam kalitesini ve mutluluğunu etkileyen faktörler arasında yer aldı.

Sürdürülebilir Kalkınma için Çevresel Konular Acilen Ele Alınmalı!

İklim değişikliğinin aşırı hava olayları, gıda ve su kıtlığının yanı sıra zorunlu göçler gibi etkilerinin ruhsal sağlık ve sosyal refaha etkilerini irdeleyen rapor, sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için çevresel konuların acil bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirliğin ele alındığı politikaların daha fazla mutluluğa ve refaha katkıda bulunabileceğini de ifade etti.

Raporun yazarları hem pandemiye yanıt olarak hem de uzun vadeli bir öncelik olarak refahı destekleyen politikalara odaklanma çağrısında buldu. Ayrıca daha mutlu ve sürdürülebilir bir dünya için hükümetler, sivil toplum ve özel sektör arasında işbirliğine duyulan ihtiyaç da raporun öne çıkan başlıkları arasında yer aldı.