2013 Değerlendirmesi – 2014 Beklentileri
Sürdürülebilirlik, gün geçtikçe daha da önem kazanan bir kavram. Dünya nüfusu ve enerji tüketiminde meydana gelen artışla küresel ısınma ve beraberinde gelen çevresel ve toplumsal sorunlar, yaşamımızı ileride daha da çok etkileyecek konular olarak öne çıkıyor. Bu etkiler ekonomiyle de yakından ilgili. En hızlı büyüyen sektörlerden biri olan inşaat sektörü, önümüzdeki dönemde de hız kesmeyecek. 2010’da %76 olan kentleşme oranının, 2015’te %79 olması; kentli nüfusun da 55,7 milyondan 61 milyona çıkması bekleniyor.
Dolayısıyla konut talebindeki istikrarlı artış beklentisinin sadece ekolojik değil, ekonomik ve sosyal boyutları da bulunmaktadır. Mesela, karbondioksit gazının dünyadaki salımının %50’si binalara ait. Enerjinin yüzde 40’ının da binalarda kullanıldığı göz önüne alındığında konunun önemi çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor. Sadece mevcut binaları bile enerji verimli binalar haline getirerek %25’e varan enerji tasarrufu sağlanabilir. Bu da yılda 6-7 milyar dolar demektir.
Toplumda kültür değiştikçe alışkanlıklar da değişiyor. Daha önceleri tasarrufun çok önemli olduğu üretim toplumundan, tüketim toplumuna geçtik. Ancak her şeyi tüketmeye başlayınca tükenmeye başladığımızı gördük. İşte bu noktada da sürdürülebilirlik ortaya çıktı. Sürdürülebilirlik bugün artık yaşayabilmektir. Ancak bu da yetmez, bu yaklaşımı yanınızdakilerin de benimsemesi gereklidir; bu sayede ve gelişime ayak uydurarak geleceğe ilerleyebiliriz.
Bu kapsamda biz de, 50 yılı aşkın faaliyet gösterdiğimiz gayrimenkul alanında, enerji tasarrufuna destek olacak, tüketicilerimizin yaşamına artı değerler katacak, çevre dostu projeleri uzman ekiplerimizle hayata geçiriyoruz. Uluslararası çevre standartlarını hedef alarak, sürdürülebilir gelişimi destekleyecek, gelecek nesillerin yaşam kalitesinin yükselmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Yalnız gayrimenkul değil enerji, çimento ve döküm sektörlerindeki faaliyetlerimizi de sürdürülebilir yaşam anlayışı doğrultusunda çevreye ve toplum değerlerine saygılı olarak yürütüyor ve kurum kültürümüzün bir parçası olarak sürekliliği olan sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz.
Yukarıda açıkladığım nedenlerden ötürü gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için yeşil bina ya da diğer adıyla çevre dostu binalar inşa ediyoruz; bizce gelecek yeşil binalarda yükselecek. Holding binamız, var olan binalar kategorisinde Türkiye’de LEED sertifikası kazanan ilk bina olma unvanına sahip. Zincirlikuyu’da inşası devam eden ve LEED Gold sertifikası adayı Soyak SOHO, ‘Türkiye’nin En Başarılı Emlak Yatırımları 2012’ araştırmasında Yeşil Bina Kategorisi’nde birincilik kazandı. İzmir’deki projemiz Soyak Mavişehir Optimus ve Soyak Siesta LEED sertifikasına aday projelerimiz.
Ayrıca 2011 yılında sera gazı emisyonları ve uzaklaştırmalarının kuruluş seviyesinde hesaplanmasına ve rapor edilmesine dair bir kılavuz niteliği taşıyan ISO 14064 Sertifikası’nı almaya hak kazandık. 2013’ün ilk ayında da Soyak, Yeşil Konut Kredisi’yle gayrimenkul sektöründe bir ilke daha imza attı. Yeşil bina sahibi olmayı teşvik etmek için Yapı Kredi işbirliğiyle Türkiye’nin düşük faizli ‘Avantajlı Yeşil Konut Kredisi’ uygulamasını başlattı.
Soyak, European Business Awards 2013-2014 programında Türkiye’yi ulusal şampiyon olarak temsil edecek finalistler arasında yer alıyor. Sürdürülebilir yaşam yaklaşımı çerçevesinde gerçekleştirdiği çalışmaların sonucu olarak European Business Awards programının “Çevresel ve Kurumsal Sürdürülebilirlik” (Environmental & Corporate Sustainability) kategorisinde Türkiye’yi temsil etme hakkına sahip oldu.
*Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü
Fatma Çelenk*: “Sürdürülebilirlik, Bugün Artık Yaşayabilmektir”
Sürdürülebilirlik bugün artık yaşayabilmektir. Ancak bu da yetmez, bu yaklaşımı yanınızdakilerin de benimsemesi gereklidir; bu sayede ve gelişime ayak uydurarak geleceğe ilerleyebiliriz.