#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
İBSG

“İBSG, Artık Türkiye Sosyal Girişimcilik Ekosisteminin Taşıyıcı Güçlerinden Biri”

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın etki alanının her geçen yıl katlanarak büyüdüğünü belirten Kale Grubu Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Rana Birden, “Program kapsamında yarattığımız toplam ekonomik değerin 24,5 milyon TL’ye ulaştığını hesaplıyoruz. 2017’den bu yana önemli bir yol kat eden Program, finalistleri ve kazananları ile 53 kişilik bir girişimci topluluğuna dönüştü” diyor. 

YAZI: Elif YAŞAR ÖZYÜREK

İklim krizinin etkilerini her geçen gün hissettirdiği ve uluslararası işbirliklerinin daha da güçlendiği günümüz koşulları içerisinde ülkemizde sosyal girişimciliğe bakış açısı nasıl şekilleniyor? Ve Kale Grubu, sürdürülebilirlik ekseninde sosyal girişimciliği nasıl yorumluyor?

Son yıllarda özellikle pandemiyle birlikte büyük bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Yaşadığımız değişimin hepimizde bir farkındalık yarattığını söyleyebilirim. Kişiler, kurumlar ve hatta tüm ülkeler daha iyi bir dünya ve daha iyi bir gelecek için ellerini taşın altına koymaya başladılar. Tam da bu noktada gelecek nesiller için kalıcı çözümler ararken aslında sosyal girişimcilere her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunun farkında vardık.

Türkiye’de sosyal girişimcilik önemli gelişmeler kaydetmiş olsa da hâlâ çok yeni ve gelişime açık bir alan. Dünyada ve Türkiye’de başta iklim değişikliğinin yıkıcı etkisi gibi yakından tanık olduğumuz gelişmeler karşısında “Ne yapabilirim?” sorusunu daha çok sormaya başladıkça sosyal girişimcilik de gelişim gösterecek.

Sosyal girişimcilik hem dünyada hem de Türkiye’de hızla gelişmekte olan bir alan. Türkiye’de alanla ilgili veri eksikliğinden ötürü sosyal girişimciliğin büyüme hızı aynı oranda belgelenemese de Kale Grubu olarak başlattığımız İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı başvurularında da her yıl gözlemlediğimiz gibi sosyal girişimlerin sayısı ve potansiyeli başarı hikayelerinin yaygınlaşması ile paralel olarak her geçen yıl artış gösteriyor.

Peki, biz Kale Grubu olarak bu işe nasıl gönül verdik? Grubumuzun kurucusu merhum İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla 2017 yılında başlattığımız İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın etki alanı her geçen yıl katlanarak büyüyor. Elbette ki bunda Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’muz Zeynep Bodur Okyay’ın duyarlı ve sorumlu liderlik anlayışının payı oldukça büyük. Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda ve attığımız tüm adımlarda bunu hissediyoruz. Bir sanayi şirketi olarak insana ve çevreye saygılı, topluma sürdürülebilir değer katan itibarlı şirketler grubunda olmanın sorumluluk bilinciyle yaratıcı ve ilham veren projeler üretiyoruz. Toplum için sosyal fayda sağlamaya ve değerlerimizi geniş kitlelerle paylaşmaya büyük önem veriyoruz.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı, bugün Türkiye sosyal girişimcilik ekosisteminin en önemli taşıyıcı güçlerinden biri konumuna geldi. Bu yıl altıncısını düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Türkiye’nin geleceğine umut saçan böylesine kıymetli sosyal girişimcilerin olduğunu bilmek, onlara ilham olmak, yol göstermek ve cesaretlendirmek bizi çok besliyor.

Kale Grubu’nun kurucusu merhum İbrahim Bodur’un vizyonuyla bu yıl 6’ncısı düzenlenen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı arasındaki bağı, ödülün ekosisteme katkıları bağlamında değerlendirir misiniz?

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı sosyal girişimciliğin Türkiye’de yaygınlaşmaya yeni yeni başladığı bir aşamada ortaya çıktı ve sosyal girişimciliğin bilinirliğini ve görünürlüğünü artırmada ekosisteme önemli katkı sağladı; sağlamaya devam ediyor. Programın, hem sosyal girişimlerin görünürlüğüne katkısı hem de bu alana destek olmak isteyen ve yatırım yapmak isteyen farklı kurumları teşvik edici bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Geçtiğimiz beş yıla baktığımızda Türkiye’nin her bölgesinden 1.500’e yakın başvuru aldık, çok kıymetli sosyal girişimcilerle tanıştık ve onlardan çok şey öğrendik. İlk yılımızda tek kategoride üç ödül verirken 2018’den bu yana kategori sayımızı dörde çıkardık. Şu anda her biri kendi alanında fark yaratan 52 finalistimiz, 17 kazananımız var.

Toplumsal cinsiyet eşitliği de kapsayıcılığın önemli adımlarından biri. Finalist ve kazananların yarısı (%48), kurucusu ya da kurucularından en az biri kadın olan sosyal girişimlerden oluşuyor. Kazanan sosyal girişimcilere sağladığımız toplam destek 1 milyon TL düzeyinde… Yarattığımız toplam ekonomik değeri ise 24,5 milyon TL olarak hesapladık. 2017’den bu yana gerçekleşen program, finalistleri ve kazananları ile 53 kişilik bir topluluğa dönüştü.

Gelecek yıllarda İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’na yönelik ne gibi yenilikleri göreceğiz?

Programın zaten kuvvetli olan etkisinin, önümüzdeki beş yılda “topluluk yönetimini” de devreye alarak katlanarak artması için çalışacağız. Geçtiğimiz yıllarda edindiğimiz tecrübe ve farkındalıkla programımızı; topluluk oluşumu, ağ kurma, platform sağlama, fon kaynaklarına erişim gibi alanlarda derinleştireceğiz. Biz, etki alanımızı daha da geliştirmeyi ve daha fazla sosyal girişimciye ve adayına erişebilmeyi istiyoruz. Buradan hareketle, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile bir işbirliği yaptık ve “Dünyaya İyi Bakanlar Akademisi” – DİBA adını verdiğimiz platformumuz üzerinden sosyal girişimcilik eğitim modülümüzü devreye aldık. Sözünü ettiğim eğitim programıyla, Anadolu’nun her yerindeki üniversite çağındaki gençleri sosyal girişimcilik dünyasıyla tanıştırmayı ve her yıl 150 yeni potansiyel adayın sahaya çıkmasına destek vermeyi amaçlıyoruz.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü programına ek olarak 2022 yılının Mayıs ayında ilkini gerçekleştirdiğimiz “Hayata Değer” buluşması da bizim için çok anlamlıydı. Buluşmada, Türkiye’nin önde gelen sosyal girişimcilerini, akademi, sivil toplum temsilcileri ve gençleri bir araya getirerek büyük bir sinerjiyi ortaya çıkarttık. Hayata Değer Buluşmamızı daha da geliştirerek 2023 Mayıs ayından itibaren İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül törenimiz ile birleştireceğimiz yepyeni bir formata evireceğiz. Beş yıl önce bir ödül programıyla başlayan yolculuğumuz, bugün Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi ve Hayata Değer buluşması, birbirini destekleyen topluluk programları ile 360 derece işleyen, her yıl kendini yenileyen ve büyüyen, sürdürülebilir bir iş modeli haline geldi. Her geçen yıl daha da fazla kişiye ulaşarak daha iyi bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz.

EkoIQ Editör