İklim

“İki Kişiden Biri” Su Sorunumuzun Olmadığını Düşünüyor!

Türkiye henüz kişi başına düşen su miktarı bakımından su fakiri ülke kategorisinde yer almasa da su stresi yaşan ülkeler arasında. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarımızda dikkat çekici düşüşler yaşandı.

Araştırma firması Twentify’nin 22 Mart Dünya Su günü özelinde, Bounty tüketici platformu üzerinden gerçekleştirdiği araştırma raporunun detayları şu şekilde sonuç verdi: Katılımcılar dünya geneli açısından bir su sorunu olduğu konusunda neredeyse hemfikir olsalar da katılımcıların yarısı Türkiye’nin bu sorunun dışında kaldığını düşünüyor.

Su, tüm canlıların ve ekosistemlerin yaşamı için vazgeçilmez bir parça. İnsan sağlığından besin zincirine ve enerji üretimine dek hayatın her alanında suya ihtiyaç duyuluyor ve günümüzde su kaynaklarındaki azalmalar tüm dünyayı etkileyecek noktaya geldi. Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarında dikkat çekici düşüşler yaşandı. Ülkemiz henüz kişi başına düşen su miktarı bakımından “su fakiri ülke” kategorisinde yer almasa da “su stresi yaşan ülkeler” arasında.

Birleşmiş Milletler, 1993 yılında 22 Mart gününü “Dünya Su Günü” olarak ilan ederek tüm dünyada temiz ve güvenli suya erişememe konusuna dikkat çekti. Twentify’nin araştırmasının sonucunda ortaya çıkan rapor ise ülkemizde su tasarrufuna yönelik algı konusunda fikirler verdi.

Aksiyonlar Musluktan Boşa Su Akıtmamakla Sınırlı

Toplum olarak gündelik yaşamında su tasarrufu için eyleme geçtiğini belirtenler %97’yi buluyor.  Öte yandan hanede su tasarrufuna yönelik aksiyonların da sürdürülebilir bir su tasarrufu anlayışına odaklanmadığı görülüyor. Su tasarrufuna yönelik aksiyonlar, daha çok “musluktan boşa su akıtmamakla” sınırlı. AB sosyoekonomik statüde bu eğilimin daha da yüksek olduğu gözleniyor.

Ortak Kaygı: Açlık ve Yetersiz Beslenme

Tarımın %62 oranla su tüketiminin yapıldığı alanların en başında geldiği konusunda bilincin yüksek olduğu görülüyor. Bu durum araştırma firmasının daha önce yaptığı sürdürülebilirlik kapsamındaki araştırmalarının sonucuyla benzer: İklim değişikliğinin tüketicilerde yarattığı en büyük endişe “dünyadaki açlık ve yetersiz beslenme.”

Hanelerdeki Su Tüketimi

Yanı sıra hanede su tüketiminin gerçekte olduğundan daha fazla tüketime sebep olduğunun (%57) ve bunun yanında endüstriyel üretimde kullanılan suyun görece olarak hanelerden düşük olduğunun düşünülmesi de dikkat çekici bir sonuç. Hanede gerçekleşen su tüketimlerinde %69 oranla en çok elde bulaşık yıkamanın ve %67 oranla duş/banyo almanın tüketime sebep olduğu düşünülüyor. Kamu kuruluşları ise açıkladıkları verilerle yalnızca duş/banyo değil, tuvalet kullanımının da en yüksek su tüketiminin yapıldığı alanlardan biri olduğuna ve evde tüketilen toplam suyun %70’ini bu ikisinin oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Su Masrafını Azaltma İsteği

Su tasarrufu motivasyonlarında doğal kaynakların korunmasının güçlü olduğu gözlemleniyor (%15). Ancak bu kapsamda diğer güçlü olan neden ise insanların su masrafını azaltma istekleri olduğu dikkat çekiyor (%67).

Toplum Beklenti İçinde

Toplumsal olarak uzun süredir daha iyi bir gelecek adına farkındalıkta artış gözlemleniyor. Toplumda su tüketiminin azaltılması, çöplerin ayrıştırılması, atıkların lavaboya dökülmemesi, pillerin çöpe atılmaması gibi pratiklerde çevreci önlemlerin faydası öne çıkıyor. Ancak plastik kullanımının daha yeşil alternatiflerle değiştirilmesi konusunda aşılması gereken bir yol olduğu da görülüyor. Sürdürülebilir ve geri dönüşen bir dünya için alınan önlemlerde bireylerin ikna edilmesinin, devletin sorunları çözmesinin ve markaların inisiyatif almasının önemli olduğu toplam tarafından ifade ediliyor. Diğer taraftan ise özellikle medyada bu konuya daha fazla yer verilmesi ve zincir marketlerin de aktif olarak atık toplama konusuna dahil olması yönünde beklentiler mevcut.

Araştırma detaylarına ulaşılması için: https://www.twentify.com/tr

About Post Author