Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Çimsa’nın ana sponsorluğu ve Deloitte Türkiye’nin derecelendirme ve raporlama desteği ile yürütülen CDP Türkiye 2016 İklim Değişikliği Programı ile Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Garanti Bankası’nın desteği ve işbirliği ile yürütülen CDP Türkiye Su Programı’nın 2016 yılı sonuçları açıklandı.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, CDP İklim Değişikliği Programı’nın 2016 Türkiye sonuçları raporu, 30 Kasım’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen etkinlik ile kamuoyu ile paylaşıldı. Etkinlikte CDP Küresel A listesi Ödülleri ve CDP Türkiye İklim Liderleri Ödülleri de sahiplerini buldu. İklim değişikliği ile mücadele konusunda üstün performans göstererek CDP Küresel A Listesi’nde yer alan 193 şirket 25 Kasım’da CDP Londra Merkez Ofisi tarafından açıklanmış, Türkiye’den Arçelik ve Garanti Bankası bu listeye girmeye hak kazanmıştı. CDP Türkiye İklim Liderleri Ödülleri’ne ise bu sene Brisa, Coca-Cola İçecek, Çimsa, Ekoten Tekstil, Migros, Pınar Süt ve Tofaş layık görüldü.
Küresel İklim Değişikliği Raporu’nun Ana Bulguları
- Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırdı. Şirketlerin %85’i emisyonlarını azaltmak üzere hedefler belirledi. %55’i 2020 ya da sonrası için hedefler koydu. Şirketlerin %29’u iklim risklerini ve fırsatlarını yönetmede yardımcı olması için dahili karbon fiyatlandırması kullanıyor. 2017 itibarıyla 1839 şirketten oluşan örneklem listesinin yaklaşık yarısı karbon fiyatlandırması uygulamasına başlamayı taahhüt etti.
- Beş yıllık dönemde 62 şirket emisyonlarını %10 ya da üzerinde azaltırken gelirlerini aynı marjda artırmayı başardı.
- Şirketlerin %85’inin emisyon azaltım hedefi olmasına rağmen, sadece %14’ü 2030 yılı ya da sonrası için azaltım hedeflerini belirledi. Şirketlerin %9’u emisyon azaltım hedeflerini Paris Anlaşması’nda da belirtilen küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulması hedefi doğrultusunda yerine getireceğini belirtti.
Türkiye İklim Değişikliği Raporu’nun Ana Bulguları
- İklim değişikliği konusunda şirketlerin sorumluluk algısı CDP Türkiye’nin faaliyetine başladığı 2010 yılından bu yana artmaya devam etti. 2010 yılında yanıt veren şirket sayısı 11 iken, bu yıl toplam 50 şirket yanıt verdi. Yanıt veren şirketlerin 38’i BIST 100 içindendi. CDP derecelendirme metodolojisine göre Türkiye’den toplam dokuz şirket A ve A-bandında yer aldı.
- Bu yıl kendilerine mutlak hedef belirleyen şirketlerin oranı %41’e yükseldi. 2015 yılında bu oran %25’ti. Yoğunluk hedefi belirleyen şirketlerin oranı ise %29’dan %35’e çıktı.
- Yanıt veren şirketlerin %85’i en az bir emisyon azaltım inisiyatifi belirlediğini raporladı. Bu inisiyatiflerin %70’i ise enerji tasarrufu süreçleri ile ilgili.
- Bazı sektörlerdeki şirketlerin yanıt verme oranı yükselirken enerji yoğun sektörler geride kaldı.
- Emisyon azaltım hedefi koyan şirketlerin oranı %79, 2020 ve sonrası için hedef belirleyenlerin oranı ise %32. Karbon fiyatlandırması uygulayan şirketlerin oranı da %18 oldu.
- 2016 yılında, yanıt veren şirketlerin %79’u doğrudan ve dolaylı emisyon verilerini açıkladı. Şirketlerin %62’sinin ise emisyon rakamları geçen seneye oranla arttı.
- Şirketlerin %91’i iklim değişikliğini iş stratejilerine entegre etti. % 24’ü ise yenilenebilir enerji hedefleri olduğunu belirtti.
- Şirketlerin %94’ü iklim değişikliği konusunu üst düzey ve yönetim kurulu seviyesinde ele aldıklarını belirtti.
CDP TÜRKİYE 2016 SU PROGRAMI RAPORU
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Garanti Bankası’nın desteğiyle yürütülen CDP Türkiye Su Programı’nın 2016 yılı sonuçları 8 Aralık’ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıyla kamuoyuna duyuruldu.
Küresel Su Raporu’nun Ana Bulguları
- Yıldan yıla görülen trendler şirketlerin sağladığı ilerlemenin neredeyse durağan olduğunu gösteriyor. Örneğin su kullanımlarını takip eden ve izleyen şirket sayısı geçen seneye oranla sadece %3 artarak %61’e ulaştı. Şirketler şeffaflık konusunda ilerleme sağlamış olsalar da 1252 şirketin yarısından fazlası (677) henüz CDP’ye yanıt vermedi.
- Raporda analiz edilen neredeyse tüm sektörlerde bu yıl su ile ilişkili finansal etkilerde artış görüldü. En çok etkilenen sektörler ise malzeme ve enerji sektörü şirketleri oldu.
- Şirketlerin dörtte birinden fazlası (164) sadece geçen yıl sudan kaynaklanan önemli kayıplar yaşadı. Üstelik şirketler belirledikleri 4.416 su riskinin yarısından fazlasının önümüzdeki altı yıl içerisinde gerçekleşmesini bekliyor.
- Analizde şirketler tarafından beyan edilen seragazı emisyonu azaltım faaliyetlerinin dörtte birinin devamlı ve güvenilir su teminine bağlı olduğu ortaya konuyor. Ancak, suyun daha iyi yönetilmesi şirketlerin karbon emisyonlarını düşürmelerini de sağlayabilir. Şirketlerin yarıdan fazlası suyu daha verimli kullanmanın daha az emisyon salımı anlamına geldiğini belirtiyor.
Türkiye Raporu’nun Ana Bulguları
- Bu sene toplam 19 şirketin yanıt verdiği CDP Su Programı’nın Türkiye ayağında yanıt verme oranları geçen seneye göre %27 arttı.
- Yanıt veren şirketlerin yarıdan fazlası su kaynaklı olumsuz etkilere maruz kaldığını bildiriyor ve şirketlerin %21’i bu etkilerin uzun vadede değil, raporlamayı takip eden bir yıl içerisinde kendilerini etkileyeceğini belirtiyor.
- Su ile ilgili tüm çekme, kullanım ve boşaltım süreçlerini ölçen ve takip eden şirket sayısı oldukça yüksek (%58) fakat daha çok şirketin bu ölçüm ve takipleri gerçekleştirmesi ve bu alana yatırım yapması bekleniyor.
- Şirketlerin %63’ü su ile ilgili kapsamlı risk yönetimi değerlendirmesi yapıyor ki bu değerlendirmeler şirketlere su ile ilgili fiziksel, yasal ve itibarla ilişkili negatif etkileri önceden değerlendirebilme ve hatta bu riskleri fırsata çevirebilme şansı veriyor.
- Şirketlerin %79’u su ile ilgili stratejileri tüm iş yapış stratejilerine entegre ettiklerini belirtiyor. Ayrıca şirketlerin neredeyse yarısı su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için hedefler koyuyor.
- Yanıt veren şirketlerin sadece %5’i suya bağlı riskleri hem kendi doğrudan operasyonları hem de tedarik zincirleri kapsamında değerlendiriyor. Kapsamlı su riski değerlendirmesi yapılabilmesi için şirketlerin özellikle kendi havzalarındaki yerel yönetimler, politika yapıcılar, tedarikçiler ve diğer paydaşlarıyla işbirliği içinde olması gerekiyor.
- Türkiye’de su konusunda liderlik yolunda olumlu adımlar atılıyor. Henüz bir A listesi şirketimiz olmasa da Türkiye’den üç şirket (Garanti Bankası, Pınar Süt ve Şekerbank) A- kategorisinde yer alarak umut verici bir başlangıç yaptı.