#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

İklim Eylemi için İklim İddiası’na Var mısın?

Almanya’dan The Climate Bet (Die Klimawette – İklim İddiası) Kampanya Sorumlusu Andrea Kostrowski ile başlattıkları kampanyayı, Almanya’da iklim medyası ekosistemi ve iletişim kampanyaları hakkında konuştuk.

YAZI: Burcu GENÇ

“The Climate Bet” (İklim İddiası) kampanyasından biraz bahsedebilir misiniz? Bu kampanyayla ne amaçlanıyor?

İklim İddiası, herhalde türünün en büyük iddia kampanyası ve bir iklim koruma kampanyası girişimi. İklimi korumak için herkesin önemli bir katkı sunabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Bu sebeple Kasım başında Glasgow’da gerçekleşecek Dünya İklim Konferansı’na kadar bir milyon ton karbondioksit azaltmak için bir milyon insana ulaşmayı ve böylece bireylerin gücünü birleştirerek COP26’ya bir köprü kurmayı amaçlıyor. İklim İddiası kampanyası Almanya’da “3 fürs Klima” isimli dernek tarafından destekleniyor. Bu dernek, Paris hedeflerine ulaşmak için insanları bireysel çabalarında destekliyor ve teşvik ediyor. Derneğin üyeleri de iklim nötr bir yaşam taahhüt etmiş kişiler ve “İklim Üçlemesi” amacına ulaşmaya çalışıyorlar: Kendi karbon ayakizini azalt, geri kalan karbonu dengele ve son olarak karbon nötr toplum yolunda bireysel el izlerinin yükselmesi için diğerlerini de yanına al. İklim İddiası’na katılmak, karbon azaltımı önlemlerini bireysel seviyede taahhüt etmek veya sosyal artı değeri olan etkili iklim koruma projelerine bağış yaparak mümkün. Karbondioksit azaltımı, buradaki avatarda kaydediliyor. Bu Almanya’da sürdürülebilir veri platformunda yer alan açık kaynak bir uygulama. Bu uygulama kişi, belediye, kurum, idari ve şirketlerin iklim koruma önlemleri alabilmeleri için tasarlandı. Karbondioksit avatarı, 2035 yılına kadar karbon nötr olmayı amaçlayan belediyeleri destekleyen CO2COMPASS ağı tarafından geliştirildi. İklim İddiası’nın, özel sektörden, ulaşım şirketlerinden, sivil toplum aktörlerinden, belediye başkanlarından ve akademisyenlerden oluşan bir kampanya elçileri ağı var.

Çok büyük bir iletişim kampanyasından bahsediyoruz. İnsanların tepkilerinin nasıl olduğunu anlatır mısınız?

Tepkiler birbirinden farklı, aynı iklim korumanın kendisi gibi. Etkili bir iklim koruma için her şeyi daha iyi yapacak mutlak doğru bir yöntem veya önlemden bahsedemeyiz. Böyle bir şey olursa da eminim hepimiz çok mutlu olacağız. Elbette, herkes iklim korumayı teşvik etmek için herkesin hayatını kolaylaştıracak politik kararları bekliyor. Ancak bu kararlar ve çözümler hâlâ gerçekleşmedi. Paris İklim Anlaşması konusunda bir önceki taraflar toplantılarının iklim koruma iddiaları, 1,5 derece hedefini tutturmak için yetersiz. Göz alıcı, renkli ve eğlenceli doğasıyla İklim İddiası, birçoklarında umudu yeşertiyor. Senin de dediğin gibi, farklı eylem gruplarını birbirine bağlayarak birçok bireysel çabayı bir toplumsal harekete dönüştürmeye yardımcı oluyor. Belediyelerin İklim İddiaları aracılığıyla birçok kente ve belediyeye hitap ediyoruz. 23 Haziran’da 100 gün sürecek “Kick the ton of CO2” (Bir ton CO2 Yakala) kampanyamızı başlatıyoruz. Bir ton karbondioksit amacımızla birlikle bisikletle Almanya’da 200 kenti ziyaret edeceğiz. Mesajımız net: İklim koruması daha iyi olmalı.

Belediye başkanlarından, kent konseylerinden, iklim ve çevre koruma gruplarından aldığımız geri dönüşler ezici bir çoğunlukla olumlu. Çoğu bizi desteklemek ve ilgili kentlerde İklim İddiası broşürlerini dağıtırken basın konferansı düzenlerken yanımızda olmak istiyorlar. Elbette, iddiaya girme fikrini çok iyi bulmayan eleştiriler de alıyoruz ancak bunları aşıyoruz. Sonuçta her zaman eleştirecek bir şey bulan eleştirmenler vardır. Ancak bunun bizi korkutmasına izin vermiyoruz, tüm bir toplum olarak hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyoruz.

Şirketlerden de aldığımız olumlu geri dönüşler mevcut. 12 şirket, şimdiden iklim iddiası için ortaya para koydular ve eğer iddiayı kazanırsak ek 351 tonluk karbondioksit azaltımı sözü verdiler. Bizim iddiamıza sembolik de olsa ödeme yapmak isteyen her şirketi bekliyoruz. İklim iddiası, çalışan hareketliliği için de ilginç bir kavram. Meydan okumalar, azaltım ipuçlarıyla CO2 avatarı ve CO2 Savaşı, kampanyamıza dahil olan şirketler için farklı olasılıkları ortaya koydu. Avatar ve Jackpot,  henüz yalnızca Almanca olarak mevcut ancak İngilizce konuşan şirketler de bizlerle iletişime geçebilirler. Onları bu durumda bu Jackpot hesabına dahil ediyoruz veya CO2 Savaşımız için bağlantı oluşturuyoruz. Bu bağlantıyla, şirketler kendi ağlarını İklim İddiası’na katılmaları için harekete geçirerek yeni katılımcılar buluyorlar. Elbette sonuç olarak iklim korumasını taahhüt eden ve bu tarz bir eylemi destekleyen şirket için de reklam oluyor.

Bireylerden ve katılımcılardan da cesaret alıyoruz. Yeni başlatılmış bir kampanyayla 4 binden fazla katılımcının harekete geçmesini sağlamayı başardığımızın farkındayız. Gerçekten de şimdiye kadar kampanyamıza çok daha fazla insanın katılacağını umut ediyorduk, ancak COVID-19 sebebiyle, iklim eyleminin hepimiz için öncelik olmaktan çıktığını da biliyoruz. Buna rağmen, bu motivasyonun geri döndüğünü görüyoruz. Bu yıl Almanya’da gerçekleşecek “iklim” seçimleri ve COP26 ile birlikte hepimiz iş başına dönme, çok geç olmadan eyleme geçme ve bu genç COVID krizinden öğrenme konularında istekli olmalıyız.

Sizce insanlar iklim eylemi konusunu daha “olumlu” haberlerden mi yoksa “korkunç” haberlerden mi duymak istiyor? Almanya’da durum nedir? Sizin deneyimleriniz nasıl?

Elbette, biz de olumlu haberleri çok az okuyoruz. Genellikle skandallar, olumsuz gerçekler hakkında oluyor ve insanlar güya olumlu haberlerle ilgilenmiyorlar. Ben, bu resmin özellikle COVID-19 pandemisi sürecinde değiştiğine inanıyorum. İnsanlar aylarca virüsle boğuştular, haberlerden yoruldular ve kendilerini daha iyi şeylerle meşgul ettiler. Ancak aynı zamanda, güncel olmamaktan korktular. Aslında bu bir kısırdöngü. İklim korumasında olduğu gibi, özellikle Almanya’da, Anayasa Mahkemesi’nin İklim Koruma Yasası’nı anayasaya uygun bulmamasıyla tanık olduğumuz gibi. Umut bir kez daha toplumda güçlenerek büyüyor (Diğer sebeplerinden en önemlisi genç neslin gelecek haklarının tehlikeye girmesi sebebiyle alınmış bir karar). Gelecek için Cumalar (Fridays for Future) gibi hareketler 2019’da inanılmaz şeyler başardılar. COVID-19 pandemisiyle beraber biraz güç kaybettiler ancak daha da güçlü olarak döneceklerine inancım tam.

Üstelik, bu yaz sonunda Almanya’da seçimler gerçekleşecek. Birden tüm partiler daha fazla oy almak için daha fazla iklim eylemi taahhüdünde bulunmaya başladı. Ancak seçmenler kimin ciddi olduğunun ve kimin iklim koruması “sözde trendini” atlatmaya çalıştığının pekala farkında. Pandemi birçoklarını korkuttu ve pandemi, istediğimizden çok daha hızlı şekilde krizlerin bizi ele geçirdiğini bize gösterdi. Bu sebeple,  insanlar bir nevi uyandı ve tekrar erişilebilir olduklarını biliyorlar.

Almanya’da iklim haberlerinin medyadaki görünümü hakkında ne düşünüyorsunuz? İklim eylemi içeriği, yol gösterici ipuçları vb. yeterli görünürlük sağlanıyor mu?

İklim değişikliği veya eylemi konusunda daha fazla insan konuştukça daha politik hale geldiğini düşünüyorum. Böylece basın tarafından daha fazla değinilen bir konu haline geliyor. Ne yazık ki, son dönemde medyada pandemi konusunun baskın olduğunu görüyoruz. Küresel Kuzey’de herkesin direkt olarak etkilendiği bir sorun olduğu için oldukça anlaşılabilir bir durum bu. Ama ya Küresel Kuzey’deki insanlar bir anda iklim değişikliği ve kriz anlarından etkilenirse, basın gene “reaktif” olacak ve yalnızca kriz anlarını, selleri, yangınları mı raporlayacak?

İklim krizi, şimdiden insanların hayatlarını vuruyor ancak bu herkes için farklı boyutlarda gerçekleşiyor. Ve iklim krizi Almanya’yı Küresel Güney’de veya kıyı bölgelerinde yer alan ülkeleri etkilediği gibi “ağır” etkilemediği için, basında ve medyada yeterince görünürlüğe ulaşamıyor. Elbette bu benim düşüncem, ancak basının, reaktif yerine tekrar daha proaktif olması gerektiğini düşünüyorum. Senin dediğin gibi, değişimin olumlu yönlerinden bahsetmek. Neyi değiştirmeliyiz? Seçeneklerimiz nelerdir? Çok geç olmadan. Deniz seviyeleri her yerde yükselmeye başladı ve bunu aktarmaya değiyor çünkü insanların hayatlarını tehlikeye atan bir kriz var ortada. İklim krizi de aynı böyle, şimdi ve burada. Bu sebeple şimdi aktarılmalı. İklim konferansları ve hükümetlerin kararları kadar önemli bir mesele bu. Analiz edilmeli, gezegenin her yerinde, yalnız ekonomik olarak stabil olan ülkeler değil, HER YERİNDE bu krizin etkilerini azaltmak için gerekli iyileştirmelerin güncel yol haritalarının yerine getirilip getirilmediği sorgulanmalı.

Eklemek veya vurgulamak istediğiniz bir şey var mı?

Bu İklim İddiası’nı, İklim İddiası ekibi olarak kazanmak istemiyoruz. Bunu tüm toplumla beraber kazanmak istiyoruz. Böylece 1,5 derece hedefine ulaşmanın ne demek olduğunu anladığımızı göstermek, aktif olmak ve bir adım atmak istiyoruz. Eğer dünyanın her yerinden insanlar katılırsa, Glasgow’daki karar alıcıların, bu işareti görmesi kaçınılmaz olacaktır. Böylece, dünyanın her yerinden insanlar bize ve kendine bu iddiayı kazanmak için yardım edecektir.  Bu aynı zamanda daha iyi bir iklim eylemi talep etmenin dışında, kendisi de sorumluluk alarak politik alanda proaktif olacak, başı çekecek bir küresel toplumun devasa beyanı olacaktır.  Bizi sosyal medya hesaplarımızdan (@ dieklimawette) takip edip paylaşmayı unutmayın.

EkoIQ Editör