“Geçtiğimiz yolları gözden geçirmek, gideceğimiz yolun rotasını daha net belirlememize yardımcı olacak. Yeni rota ise Z kuşağını takip etmekten geçiyor.”
Yazı: Arzu Deniz Aksoy1972’de Ne Oldu?
İklim krizi başta olmak üzere gezegenimizdeki birçok problemin keskinleştiğini hissettiğimiz 2021’i geride bırakıyoruz. 2022’ye adım atarken, derinleşen sorunlara yeni çözümler üretmek ve hangi noktada olduğumuzu değerlendirmek için kritik bir noktadayız. Stockholm Çevre Konferansının üzerinden yarım yüzyıl geçti. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ilerleyen yolun da yarısını katettik. Geçtiğimiz yolları gözden geçirmek, gideceğimiz yolun rotasını daha net belirlememize yardımcı olacak. Yeni rota ise Z kuşağını takip etmekten geçiyor.
İklim İçin Yeşeren Umut: Paris İklim Anlaşması
2015 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda, 196 ülke, Paris İklim Anlaşması üzerinde uzlaştı. Anlaşmanın amacı, küresel sıcaklık artışını sanayileşme öncesi döneme kıyasla 2 derecenin, mümkünse 1.5 derecenin altında tutmak. Küresel sıcaklık artışını sınırlamak için global karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen anlaşma, yürürlüğe giren ülkeler için hukuki bağlayıcılığa sahip. Anlaşma kapsamında, uzun dönem amaçları başarmak için ülkelerin 5 yıllık kısa dönem hedeflere uygun olarak hareket etmesi bekleniyor. Bu hedefler doğrultusunda belirlenen “Net Sıfır” kampanyası, 2050’de karbon emisyonunu sıfıra düşürmeyi amaçlıyor. Net Sıfır doğrultusundaki önemli mihenk taşlarından biri ise, Paris Anlaşması kapsamındaki “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)”.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında belirlenen hedefler; sürdürülebilir şehirler, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim eylemi ve temiz enerji gibi meselelerin dahil olduğu 17 ana başlıktan oluşuyor. Belirlenen amaçlar arasında yer alan 13. başlık ise “İklim Eylemi”. İklim Eylemi hedefi doğrultusunda, 2030 yılına kadar global karbon emisyonunun %55 oranında azaltılması bekleniyor.
Küresel sıcaklık artışı, geçtiğimiz 30 yıllık süreçte hızını artırırken son 10 yılda acilen harekete geçmemiz gereken bir problem olarak kendini göstermeye başladı. 2015 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı ve Paris Anlaşması, böyle bir soruna cevap olarak ortaya çıktı. Öte yandan, küresel sıcaklık artışının uluslararası bir sorun olarak gündeme gelmesi 1972’ye dayanıyor.
1972’de Ne Oldu?
Birleşmiş Milletler tarafından 1972’de düzenlenen Stockholm Çevre Konferansı, iklim ve çevre sorunlarını uluslararası düzeyde bir mesele olarak masaya yatıran ilk konferans oldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bir diyalog ortamı oluşturan konferansta; ekonomik büyüme, çevre kirliliği, hava kirliliği ve su kaynakları konusu işlenmişti. Konferansın sonucunda, günümüzde hala aktif olan Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) kurulmasına karar verildi.
Yolun Yarısı, Yeni Yol Haritası…
ECIU ve Oxford Net Zero’nun araştırmasına göre, dünyadaki şirketlerin yaklaşık %20’si Net-Sıfır hedeflerine bağlılıkla hareket ediyor. 2019’da Net-Sıfır vaadi küresel ekonominin %16’sını kapsarken 2021 yılında bu oran %68 oldu. Bu araştırmaya bakarak, küresel ekonominin ve şirketlerin Net-Sıfır hedefini git gide daha fazla odağa aldığını görüyoruz. Bir yandan da ABD ve Türkiye gibi ülkeler, Paris Anlaşması’na uygun pozitif adımlar atıyor. Türkiye, Paris Anlaşması’na 2015 yılında imzasını atmıştı fakat anlaşma, TBMM’de yürürlüğe girmemişti. 6 Ekim 2021 itibarıyla anlaşma, TBMM’de onaylandı. ABD’nin 45. devlet başkanı Donald Trump da Paris Anlaşması’ndan çekilmeyi gündeme getirirken 46. devlet başkanı Joe Biden, anlaşmaya uyum sağlayacağını ve iklim krizinde önemli adımlar atacağını seçildiği anda duyurdu.
2022’ye girerken, iklim kriziyle mücadele konusunda önemli adımlar atılıyor. Bu adımlar gündemdeyken, gezegenimizin geleceğini sahiplenecek olan genç kuşakların, günümüzün Z kuşağının, fikirleri ve iklim kriziyle mücadeleye katkısı merkezi bir yer tutuyor.
Karamsarlığa Mahal Yok!
Pew Research Center’ın 2021 Nisan’da ABD’de Z, Y, X ve “Baby Boomer” kuşaklarını merkeze alarak 13.749 yetişkinin katılımıyla yürüttüğü araştırmaya göre, katılımcılar arasındaki sosyal medya kullanıcılarının ortalama %51’i, iklim sorunlarına bağlı olarak gelecek hakkında endişeli. Z kuşağı, %69 oranıyla en endişeli kesim olarak karşımıza çıkıyor. Aynı örnek içerisinde, yine Z kuşağı’nın %49’luk bir kesimi, iklim krizinin yeterince ifade edilmediği konusunda öfkeli olduğunu belirtiyor. Kuşaklar arası düzlemde bu oran %38. Öte yandan, en endişeli ve en öfkeli kesimi temsil etmesine karşın Z kuşağı katılımcıların %51’i, iklim krizinin etkilerini düşürebileceğimiz konusunda kendinden emin olduğunu belirterek gezegenin geleceği konusunda en optimist kuşak olmayı başarıyor.
Z kuşağının iklim konusundaki hassasiyeti, davranışlarında da karşılık buluyor. Araştırmaya göre Z kuşağı, çözüm için en çok aksiyon alan grubu temsil ediyor. Z kuşağı katılımcıların %32’si; iklim değişikliğiyle mücadele eden organizasyonlara bağış yapma, gönüllülük, protestoya katılma, seçilmiş politikacılarla iklim mücadelesi için iletişime geçme aktivitelerinden en az birini yapmış. Sosyal medyadaki aktiviteleri ve aldıkları aksiyonlarla Z kuşağı, iklim aktivizminde en görünür grubu temsil ediyor. Hem en endişeli hem de en aktif kuşak olan Z’den öğrenmemiz gereken bir ders var. Onlar, karamsarlığa sürüklenmek yerine çözüm üretmeye odaklanmayı tercih ediyor. Kaybedecek vakit olmadığının farkındalar.
Kampüste de Kariyerde de Tercih, Sürdürülebilirlikten Yana
Güney California Üniversitesinin 2020 yılında hazırladığı raporda, öğrencilerin %64’ü kampüslerindeki sürdürülebilirlik konusuna “çok ilgili”, %27’si ise “ilgili” olduğunu belirtiyor. Insider’ın hazırladığı habere göre ise New York Üniversitesi’nin “çevre çalışmaları” programına başvurular sürekli artış gösteriyor. Z kuşağı, sürdürülebilirliği odağa alan kariyerleri git gide daha fazla tercih ediyor. Görüyoruz ki Z kuşağının hassasiyetleri, endişeleri ve motivasyonu hem eğitim hem de kariyer tercihlerini şekillendiriyor.
Z Kuşağı, Dünyaya Örnek Oluyor
Iowa Üniversitesi öğrencilerinin yürüttüğü The Daily Iowan’da yayınlanan haberde, Iowa Üniversitesi Sürdürülebilirlik ve Çevre ofisi direktörü Stratis Giannakouros, “iklim krizinin tüm yükünün Z kuşağına yüklenemeyeceğini” ifade ediyor. Tüm dünyayı ilgilendiren iklim krizinde, kolektif sorumluluğumuzu en aktif kuşak olduğu için Z’ye yüklemek haksızlık olurdu. Bunun yerine, güncel sesi ve motive duruşuyla diğer kuşaklara örnek olan Z’yi dinlemeli, takip etmeli.
2030 hedeflerine adım adım yaklaşırken, diğer kuşakların da Z kuşağı kadar bilinçli ve aktivist olmasını başarmalıyız. İklim krizi kuşaklar-üstü bir kriz. Çözüme de ancak tüm dünyanın el ele vermesiyle ulaşacağız. Eğer ki Z kuşağı bu konudaki bilincini ortaya seriyorsa dünyanın buna kulak vermesi ve birlikte hareket etmesi gerekiyor.
Kaynakça:
- (ECIU ve Oxford Araştırması) https://ca1-eci.edcdn.com/reports/ECIU-Oxford_Taking_Stock.pdf? mtime=20210323005817&focal=none
- https://www.un.org/en/conferences/environment/stockholm1972
- https://www.undp.org/sustainable-development-goals#climate-action
- action.html
- agreement_en
- https://ec.europa.eu/clima/eu-action/european-green-deal/2030-climate-target-plan_en https://unfccc.int/process-and-meetings/the-paris-agreement/the-paris-agreement
- https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58649554
- (Türkiye, Paris Anlaşması’nı onayladı) https://www.greenpeace.org/turkey/blog/turkiye-paris-iklim- anlasmasini-onayladi-peki-simdi-ne-olacak/ (Biden, Paris Anlaşması) accord-joe-biden-returns-us
- (Pew Research) https://www.pewresearch.org/science/2021/05/26/climate-engagement-and- activism/ (Güney California kampüs)
- https://green.usc.edu/files/2020/03/2028_Survey_Results_31920.pdf (Insider) focused-careers-report-2021-9
- (Daily Iowan) https://dailyiowan.com/2021/10/07/generation-z-increases-climate-change- awareness/