#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Deniz Çayırları

İklim Kriziyle Mücadelede Önemli Bir Müttefik: Deniz Çayırları

Birleşmiş Milletler her yıl 1 Mart tarihini “Dünya Deniz Çayırları Günü” olarak kabul ediyor. 159 ülkede 300 bin kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan ve su altı ekosisteminin çok önemli bir bileşeni olan deniz çayırları, 1930’lardan bu yana sürekli yok oluyor.

Dünyanın birçok yerinde, tropikal bölgelerden Arktik Çemberi’ne kadar yayılan ve özellikle sığ sularda yaşayan deniz çayırları, su altı canlılarına ev sahipliği yapmanın yanı sıra besin maddeleri ile kirleticileri filtreliyor, tüm bunları döngüsel hale getiriyor ve bir yandan da su kalitesini iyileştirme görevi görüyor.

Sürdürülebilir kalkınmaya ve iklim değişikliği ile mücadele ve uyum sağlamaya önemli katkı sağlamasına rağmen deniz biyolojik çeşitliliğinin bu temel bileşeni tehlike altında. Günümüzde tüm deniz çayırlarının yaklaşık dörtte biri deniz koruma alanları içinde yer alıyor.

Okyanus Karbonunun %18’ini Depolayabiliyor

İklim kriziyle mücadelede “önemli bir müttefik” olarak kabul edilen deniz çayırlarının bu özelliği, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da onaylanmış durumda. BM Genel Kurulu Mayıs 2022’de 1 Mart tarihini “Dünya Deniz Çayırları Günü” olarak kabul etti. Günle deniz çayırlarının deniz biyolojik çeşitliliğinin temel bir bileşeni olarak karşılaştıkları tehditlere dikkat çekilerek, bu ekosistemi korumaya yönelik faaliyetler teşvik edilmeye çalışılıyor.

Dünyanın en yaygın deniz ekosistemlerinden biri olan ve 159 ülkede yaklaşık 300 bin kilometrekarelik deniz tabanını kaplayan deniz çayırları, son derece verimli karbon yutağı olma özelliğine de sahip. Öyle ki bu biyolojik yapı, okyanus karbonunun %18’ine kadarını depolayabildiği için iklim değişikliği etkileriyle mücadeleye güçlü bir doğa temelli çözüm sunuyor.

Okyanus asidifikasyonunu engellediği için mercan resifleri gibi en hassas ekosistemlerin ve türlerin dayanıklılığına katkı sağlıyor. Bununla birlikte kıyı bölgelerinde dalga enerjisini azaltarak, artan sel ve fırtına risklerinden korunma açısından kıyı halklarına yönelik adeta bir savunma hattı işlevi de görüyor.

Her Yıl %7’si Yok Oluyor!

Ancak deniz çayırları, 1930’lardan bu yana küresel çapta yok oluş içinde. En son yapılan sayım, bu önemli deniz habitatının her yıl %7’sinin kaybolduğunu tahmin ediyor. Yakın zamanda, deniz çayırı türlerinin %21’i, Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin “Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi” içinde, tehdit altında olan hassas türler olarak sınıflandırıldı.

Deniz çayırlarını koruma ve restore etmenin, ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA’lara) ulaşabilmelerine de önemli katkılar sunabileceği tahmin ediliyor. Bu ekosistemin karbon tutma ve depolama kapasitesi göz önüne alındığında, bunların ulusal olarak belirlenen katkılara (NDC’ler) dahil edilmesi, yine ülkelerin Paris Anlaşması ve BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamındaki hedeflerine ulaşmalarına zemin sağlayabilir. Ayrıca deniz çayırı ekosistemlerinin 2020 sonrası küresel biyolojik çeşitlilik çerçevesine ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne (Convention on Biological Diversity – CBD) dahil edilmesi, deniz ekosistemlerinin ve biyolojik çeşitliliğin bütünlüğünü korumak için de son derece önemli görünüyor.