18 Haziran Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Mülteciler Günü” olarak kabul edilirken, gün kapsamında küresel anlamda hükümetler düzeyinde mülteciler lehine eylem, dayanışma ve sorumluluk geliştirmek hedefleniyor. Uluslararası Göç Örgütü, 2050’ye dek 200 milyondan fazla insanın iklim değişikliği nedeniyle göç edebileceğini öngörürken, bu kişiler hâlâ hukuken “iklim mültecisi” olarak kabul edilmiyor…
Bir yer değiştirme eylemi olarak göç, kimi zaman gönüllü olmakla birlikte çoğu zaman savaşlar, yoksulluk, salgınlar ve siyasi çatışma ortamı gibi nedenlerle bir zorunluluk haliyle gerçekleşiyor. Özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin neden olduğu iklim göçleri ise giderek artıyor.
Göçmen ve Mülteci Sayısında Artış
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IMO) 2024 raporuna göre, dünya çapında uluslararası göçmen sayısı 2000-2024 yılları arasında 150 milyondan 281 milyon insana yükseldi. Bu sayı dünya nüfusunun %3,6’sına tekabül ediyor. 1951 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nde “Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen şahıs” olarak tanımlanan “mülteci”lerin sayısı da artıyor. Son verilere göre mülteci sayısı 2000-2024 yılları arasında 21 milyondan 71,4 milyona yükselmiş durumda.
Göç Edilen Yerlerde İhtiyaçlar Öne Çıkıyor
Göçmenler ve özelinde de mülteciler BM’nin uzun yıllardır en önemli gündem başlıklarından birini oluşturuyor. 18 Aralık 1990 yılında BM Genel Kurulu’nun Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonu’nu imzalamasının ardından, 2000 yılında 18 Haziran günü, BM tarafından resmi olarak Dünya Mülteciler Günü olarak kabul edildi.
Küresel olarak hükümetler düzeyinde mülteciler lehine eylem, dayanışma ve sorumluluk geliştirmeyi önceliğine alan gün, dünya genelinde projeler oluşturmayı ve mültecilere kaynaklar sağlanmasını hedefliyor. Aynı zamanda mültecilerin gündelik hayatlarında yaşadıkları sorunlardan geçimlerine ve hayat şartlarını iyileştirmeye ve onlara ayrılacak kaynaklara dair siyasi iradeyi harekete geçirecek ve küresel farkındalık yaratacak faaliyetler gerçekleştiriliyor.
Günün 2024 teması mültecilerle dayanışma vurgusuyla, “Mültecilerin Hoşgörüyle Karşılandığı Bir Dünya için” oldu. Tema içinde mültecilerin hoşgörüyle karşılandıkları topluluklar içinde ihtiyaçlarının karşılanması, kendi ülkelerine güvenli bir şekilde dönebilmeleri için çözümlerin aranması gibi başlıklar öne çıkıyor.
İklim Mültecilerine Uluslararası Hukukta Yer Yok
Uluslararası göç hızla artarken uzmanlar, iklim krizinin şiddetlenen etkileriyle iklim göçmenlerinin sayısının da giderek artacağı uyarısında bulunuyor. IOM, 2050 yılı itibarıyla 216 milyon kişinin iklim göçmeni olabileceği tahminini yapıyor. İklim değişikliği sadece göçmenliğe değil, hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları doğal kaynaklar zarar gördüğü için bir başka bölgeye veya ülkeye sığınmak zorunda kalan iklim mültecilerini de oluşturuyor. Ancak uluslararası düzenlemeleri yapacak, refah seviyesi daha yüksek ülkelerin kendi ülkelerine göç istememeleri nedeniyle, uluslararası hukukta iklim mülteciliğine ilişkin herhangi bir düzenleme henüz yok.
İklim Değişikliği Nedeniyle En Çok Güney Asya’dan Göç Olacak
Geçen 10 yıl içinde seller, fırtınalar ve kontrol edilemeyen orman yangınlarının da içinde bulunduğu aşırı hava olayları nedeniyle 200 milyondan fazla insanın yerinden olduğu tahmin ediliyor.
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) “2024 Küresel Çağrı” raporundaki verilerine göre, yalnızca 2022 yılında hava olayları kaynaklı felaketler nedeniyle 32,6 milyon insan ülke içinde yerinden edilmiş oldu ve bu miktar tüm dünya genelinde toplam ülke için yerinden edilmiş insanların %53’ünü oluşturdu.
IOM’nin geliştirdiği projeksiyonlara göre, önümüzdeki on yıllar içinde iklim değişikliğinin etkilerinden daha fazla topluluk etkilenecek. Örneğin aşırı sıcak hava dalgalarından şimdikinin iki katı sayıda insan etkilenecek. Nehir taşkınlarına ise günümüzdekinin üç katı sayıda insan maruz kalacak. Tarımda mahsul kıtlığına maruz kalanlar da üçe katlanacak. Yine aynı projeksiyonlardan bir diğerine göre de 2090 yılı itibarıyla sıcak hava dalgalarına 2,8 milyon insan maruz kalacak. Bu insanların 1,3 milyarı, son 10 yıl içinde iklim etkileri nedeniyle 59,7 milyon kişinin yerinden olduğu Güney Asya bölgesinde gerçekleşecek.