İran’ın İsrail’e düzenlediği füze saldırısının ardından İsrail’in İran’a vereceği yanıt hakkında tartışmalar sürüyor. Analistler, İsrail’in İran’a sert bir karşılık vermesinin ve özellikle İran’ın nükleer tesislerini hedef almasının olası olduğunu değerlendiriyor.
İran’ın İsrail’e düzenlediği füze saldırısının ardından, İsrail’in İran’a vereceği yanıt hakkında tartışmalar devam ediyor. Analistler, İsrail’in İran’a sert bir karşılık vermesinin ve özellikle İran’ın nükleer tesislerini hedef almasının olası olduğunu değerlendiriyor. Bu noktada, nükleer tesislerin hedef alınmasının potansiyel sonuçları büyük bir önem taşıyor.
“En Kötü Senaryo Bir Çılgınlık!”
Konuyu CGTN Türk’e değerlendiren gazeteci yazar Özgür Gürbüz, bu olası senaryonun etkilerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Şimdi en kötü senaryodan başlayalım; bu bir çılgınlık. Bunu söylemek lazım. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta da biz bunu gördük. Zaporijya Nükleer Santralı savaşın ortasında kaldı, hedef alındı. 10 yıl önce biz bunları söylediğimizde veya nükleer karşıtları, çevreciler bunları dile getirdiğinde kimse pek ihtimal vermiyordu. Yani nükleer santralları kimse vurmaz, kimse saldırmaz, burayı bilerek ve isteyerek hedef almaz diyorlardı. Ama hem Zaporijya Nükleer Santralı’nda hem de Kursk Nükleer Güç Santralı, Ukrayna’nın Rusya’ya girmesiyle bir anda savaş alanının içinde kaldılar. Hatta hedef alındılar.”
“Bütün Körfez Ülkelerine ve Orta Doğu’ya Zarar Verir”
Daha önce yaşananlara işaret eden Gürbüz, “İşte bunları yaşadıktan sonra, bu şehirdeki nükleer reaktörün İsrail tarafına hedef alınması en korkunç senaryo. Bu olursa ne olur? Bunu en rahat herhalde Çernobil ve Fukuşima ile örnek verebiliriz. Hatta onlardan daha fazla zarar vermiş olursunuz. Sadece İran’a değil, bütün Körfez ülkelerine ve Orta Doğu’ya. Çünkü rüzgarların radyasyonu nereye götüreceğine bağlı. Yani bu, bir nükleer atış gibi değil, hatta ondan daha fazlasını yapmış gibi olursunuz. Bu tam bir çılgınlık olur. Umarım insanlık bu seviyeye ulaşmamıştır diye düşünüyoruz ama korkuyorum da; çünkü Ukrayna’da bile bu kadar uyarıya rağmen bunlar olabiliyor” dedi.
Nükleer Tesislerin Vurulma İhtimali
“İsrail bu tür bir saldırıyı göze alabilir mi?” sorusuna yönelik konuşan Gürbüz, “Bunu yapmayacağını düşünmek istiyorum. Bir yıl önce Gazze’de başlayan çatışmaların sebebine baktığınızda, İsrail’in verdiği karşılık orantısız. Şimdi atılan 180 füzeye karşılık vermeye geldiğinizde, bu gerçekten çok korkunç yerlere gidebilir. Eğer bu orantısızlıkla karşılık verirseniz, bunu düşünmek istemiyorum ama nükleer tesislerin vurulma ihtimali, tüm bu politikalar içinde, yani İsrail’in Orta Doğu’da tek askeri güç olarak kabul ettirilmesi politikası çerçevesinde olabileceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Uranyum zenginleştirme tesisleri tabii ki daha sınırlı bir alanda kalır ama bölgesel anlamda ciddi bir sorun teşkil eder. İçerideki uranyum miktarını bilmiyoruz; nasıl vurulacağını da bilemiyoruz” diyen Gürbüz, “Bunlar genelde yer altındaki tesisler ama eğer o alanlara erişirse ve yakın bölgede bir yer altı su kaynağı varsa, her şey çok farklı yerlere gidebilir” ifadelerini kullandı.
“Nükleer Reaktörü Hedef Alırsanız, Bu Çernobil ve Fukişima Demektir”
Nükleer reaktörün hedef alınmasının Çernobil ve Fukişima demek olacağına dikkat çeken Gürbüz, “Bunun sınırlar ötesi etkisi Türkiye’yi bile etkileyebilir; rüzgar akımlarına bağlı olarak İsrail’i bile etkileyebilir. Bu yüzden bu bir çılgınlık. Körfez ülkeleri buna nasıl tepki verir? Arap Yarımadası nasıl tepki verir? Bunlar ayrıca konuşulacak meseleler. Diğer tesislerin nispeten bölgesel etki olacağı için herhalde düşünülen seçenekler arasında olabilir. Ama umarım bu tehlikeyi anlatmak ve bu işin devamını getirecek faaliyetlerden her iki tarafı da kaçınmaya ikna edebiliriz” şeklinde konuştu.