#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Kadın Siyasette Neden Olmalı?

Kadınların siyasete eşitlikçi katılımı demokrasinin olmazsa olmazı. Güçlü ve canlı demokrasilerin inşası ve sürdürülmesi için şart. Meclis’te kadın sayısı arttıkça Meclis’in yapısı nüfusun yapısına daha fazla benziyor, nüfusun temsili daha adil oluyor. Demokrasi temsili ve kapsayıcı olunca da hükümet kurumlarına güven artıyor.

Sibel BÜLAY sibel.bulay@gmail.com

Kadın

Kadınlar erkeklerden daha yoksullar. Kadına şiddet dünya çapında sorun. İstihdam olanakları sınırlı. Çalışma fırsatı yakalasalar dahi erkeklere nazaran ücretleri daha düşük. Eğitim hakları sınırlandırılıyor. Çocuk yaşta evlendiriliyorlar, vesaire, vesaire. Bu durumu değiştirmenin önemli ve etkili bir yolu siyasetten geçiyor. Sorun şu: Dünya genelinde kadınların siyasette temsili %25. Araştırmalar, siyasi söylemi ve karar sürecini etkilemek için kritik kitlenin %30 olduğunu gösteriyor. Kadınların siyasetteki sayıları yetersiz olduğu için mevcut tabloyu değiştirmekte siyasi güç olarak da yetersiz kalıyorlar. Kore Üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanının önde gelen akademisyenlerinden Profesör Nam Kyu Kim ve Alice Kang tarafından yapılan araştırma, kadınların siyasette temsilinin artmasının kadınların kanun önündeki eşitliğini de artırdığını gösteriyor.

Parlamentolararası Birlik’in, 65 ülkede kamu görevlerinde bulunan kadınlarla yaptığı anketin sonucu: Kadınların %90’ı, kadınların çıkarlarını temsil etme ve toplumun diğer üyelerini savunma sorumluluğuna sahip olduklarına inanıyor.

Milletvekillerinin sadece %14’ünü temsil etmelerine karşın Arjantin’deki kadın parlamenterler, kadın haklarıyla ilgili yasa tasarılarının en az %78’ini sundu. Siyasette kadın sayısının artması kadınlar için önemli olan konuların (toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet, üreme sağlığı ve hakları bunlardan birkaçı) siyasi gündeme gelmesini sağlıyor. Araştırmalara göre, kadın milletvekilleri kadın meselelerini salt kadın meselesi olarak değil, daha geniş anlamda sosyal meseleler olarak görüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında Meclis’te kadınların etkin sayılarda olması şart.

Toplum

Kadınlar yalnızca kendi gereksinimlerine odaklanmıyor. Çoğu toplumda aile fertlerine bakım yükümlülüğü kadınların üstünde ve ailelerinde genç, çocuk, yaşlı, engelli, LGBT bireyler de olduğundan, onların gereksinimlerinin farkındalar. Çocuk, hasta, engelli bakımı sektöründe çalışanlar da çoğunlukla kadın. Yani toplumu en iyi onlar biliyor ve sağlık, barınma, refah, eğitim, sosyal adalet ve benzeri konulara daha duyarlılar. Kadın siyasetçiler bu konulara olan duyarlılıklarından dolayı yasama çalışmalarında da bu konulara -erkeklerden daha fazla- öncelik veriyorlar. Kendi seçmenlerini temsil etmek için daha çok çalışıyor, toplumun kaygılarına ve ihtiyaçlarına daha fazla duyarlılık gösteriyorlar. Dünyanın farklı yerlerindeki gelişmekte olan ülkelerden elde edilen veriler, kadınların siyasi hayata katılımındaki artışın genellikle sosyoekonomik koşulların iyileşmesine yol açtığını gösteriyor. Kadınların siyasette sayıları arttıkça çocuklara, engelli yetişkinlere ve yaşlılara daha fazla miktarda para harcanıyor; yetişkinlerin ve çocukların sağlığının iyileştiği görülüyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a göre, 2002 yılında yaklaşık %28 olan kadınların işgücüne katılım oranı 2023 yılında %36’ya ulaştı. TÜİK’in 2022 Hanehalkı İşgücü Araştırması’na göre kadınlarda istihdam oranı %30,4; erkeklerde ise bu oran %65.

ETKİLİ, KARARLI VE KAPSAYICI: COVID-19’A MÜDAHALE VE İYİLEŞMEDE KADINLARIN LİDERLİĞİ

Kadın başkanlar ve başbakanlar, Covid-19’u kontrol altına alma ve ölüm oranlarını azaltma konusunda erkek meslektaşlarından daha iyi performans gösterdiler. Araştırmalar bu başarıyı iki konuya bağlıyor:

  1. Etkili Liderlik: Kadın liderler özellikle kriz yönetimi ve iletişimde çok başarılıydılar. Empati ile bilim arasında doğru dengeyi kurdular, hızlı ama işbirlikçi karar aldılar ve vatandaşların salgını anlamalarını sağladılar.
  2. Sosyal Açıdan Kapsayıcı Politikalar: Kadın liderler, salgının sosyal ve ekonomik etkilerini, özellikle de toplumun savunmasız grupları üzerindeki orantısız etkilerini ele alan politikalara öncelik verdiler. Pek çok kadın lider, karantina sırasında kadınların ve kız çocuklarının aile içi şiddete daha fazla maruz kalması da dahil olmak üzere salgının cinsiyete dayalı etkileriyle de mücadele etti.

Kadınların önceliklendirdiği konular arasında eğitim önemli bir yer tutuyor. Çocukların geleceğiyle ilgili kaygılarından dolayı kaliteli eğitimi ve kız çocuklarının eğitimde karşılaştıkları eşitsizlikleri öne çıkan sorunlar olarak değerlendiriyorlar. 19 OECD ülkesinden elde edilen veriler, siyasette kadın sayısındaki artışın toplam eğitim harcamalarında da artışa yol açtığını gösteriyor. Kadın siyasetçiler genç kadınlar için rol model olarak eğitim seviyelerinin de artmasına katkı sağlıyor. Siyasette kadın sayısının artması, yaşam kalitesinin iyileşmesi ve daha eşit-daha şefkatli toplumlar demektir.

Ekonomi

Girişte de belirttiğim gibi, kadınlar erkeklerden daha yoksul. Kadınların işgücüne katılımı erkeklerin işgücüne katılımının yaklaşık %70’i. Ve kadınlar erkeklerden ortalama %20 daha az kazanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki kadınlara ücretli işlerde çalışmayı mı ailelerine bakmayı mı yoksa her ikisini birden yapmayı mı tercih ettikleri sorulduğunda, şaşırtıcı bir şekilde kadınların %70’i -istihdam statüleri ne olursa olsun- çalışmayı tercih etti.

Profesör Nam Kyu Kim, siyasette kadınlar ile ekonomi arasındaki bağlantıyı inceledi. 1970’ten 2014’e kadar 156 ülkeden elde edilen verileri kullanan Profesör Kim, kadınların siyasette temsilinin artmasının, kadınların ekonomik açıdan güçlenmesi için hayati önem taşıdığını tespit ediyor. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi için kadın siyasetçiler işyerinde eşit ücret, istihdamda eşitlik, kadınların işgücüne katılımını teşvik etme ve (kadınların çalışması önünde büyük engel oluşturan) çocuk bakımı konuları üzerinde çalışıyor, yasalar çıkartıyorlar. Kadınların siyasette temsilinin artması, kadınların ve ülkenin ekonomik durumunun iyileşmesine yol açıyor. Örneğin, kadınların işgücü piyasasına tam olarak katılmaları durumunda kişi başına düşen GSYİH’nın tahminen %20 oranında artacağı öngörülüyor.

31 demokratik ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre, yasama organlarında daha fazla kadının bulunması, erkekler ve kadınlar arasında hükümetin meşruiyetine ilişkin pozitif algılamalara neden oluyor.

Meksika’da trafik polislerinin favorisi olan meşhur mordida’yı, yani rüşveti çökertmek için yüzlerce kadın, trafik polisi olarak işe alındı. Yetkililer kadınların erkeklere göre daha güvenilir olduklarını ve daha az yolsuzluk yaptıklarını söylüyor.

KADIN SİYASETTE NEDEN OLMALI?

Siyasette kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumun ekonomik, sosyal ve politik kalkınması açısından önemli. Toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden ve destekleyen ülkelerin, buna bağlı olarak yaşam standartları daha yüksek. Kadınların yönetime katılımı, kadınların, ailelerinin ve dezavantajlı grupların karşı karşıya olduğu sosyoekonomik ve siyasi sorunlara çözüm sunan yerel ve ulusal politikaların geliştirilmesini sağlıyor. Siyasette kadın olmadan kadınlar çalışma hayatına eşit olarak katılamaz; kalkınma olmaz, refah bir toplum inşa edilemez. Kadın politikacılar, daha önce hükümetin kapsamı dışında olduğu düşünülen, aile içi şiddet gibi alanlarda mevzuat oluşturarak ve diğer politika alanlarına ilişkin perspektifleri genişleterek siyasetin çerçevesini değiştiriyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak; güçlü, sürdürülebilir demokrasiler inşa etmek için kadınların siyasette yer almaları teşvik edilmeli. Siyasete atılmış olanlar da desteklenmelidir.

Demokrasi

Kadınların siyasete eşitlikçi katılımı demokrasinin olmazsa olmazı. Güçlü ve canlı demokrasilerin inşası ve sürdürülmesi için şart. Meclis’te kadın sayısı arttıkça Meclis’in yapısı nüfusun yapısına daha fazla benziyor, nüfusun temsili daha adil oluyor. Demokrasi temsili ve kapsayıcı olunca da hükümet kurumlarına güven artıyor.

Kadınlar salt ailenin değil, aynı zamanda toplumun da “bakıcısı” olduklarından; toplumun günlük yaşamını, vatandaşların ihtiyaçlarını çok iyi biliyorlar. Bu nedenle siyasetin kapsamına günlük yaşamı etkileyecek konuların dahil edilmesini sağlıyorlar. Politikalar yurttaşın yaşamına dokundukça, yaşam kalitesini artırdıkça demokratik rejime güven de artıyor.

Araştırmalar, meclis üyesinin erkek ya da kadın olmasının politika öncelikleri üzerinde etkili olduğunu; kadınların ve diğer dışlanmış seçmenlerin endişelerini temsil etme, politika oluşturma ve yönetişimin duyarlılığını artırma açısından kadınların siyasette yer almasının önemini gösteriyor.

Kadınlar farklı görüş ve bakış açılarını masaya getiriyor, karar alma süreçlerinin katılımcı, duyarlı, adil ve kapsayıcı olmasını sağlıyorlar. %42’si nasıl oy kullanacaklarını belirlemede en önemli etkenin seçmenlerin tutumu olduğunu belirtiyor.

Kadınlar erkek meslektaşlarına göre daha az hiyerarşik, daha kapsayıcı ve işbirlikçi. Kadınların aşırı partizan ortamlarda dahi parti sınırları dışında çalışma olasılıkları daha yüksek. Siyasette kadın sayısı arttıkça devletin her kademesinde yolsuzluk azalıyor.

Dünya çapında kadın politikacılar genellikle erkek meslektaşlarına göre daha dürüst ve daha duyarlı olarak algılanıyor; bu nitelikler demokratik kurumlara güveni teşvik ediyor.

Temsil önemlidir. Oy vermek önemlidir. Aday olmak önemlidir. Siyasette kalmak önemlidir. Yasal eşitliği ancak kadınların yasa yapma sürecinde temsil edilmeleri sağlar.

Burada kadınların siyasette yer almasının etkilerini dört başlık altında toplamaya çalıştım. Fakat girişte değindiğim noktaya geri dönerek yazımı bitireceğim. “Araştırmalar, siyasi söylemi ve karar sürecini etkilemek için kritik kitlenin %30 olduğunu gösteriyor”. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 600 milletvekilinin 479’u erkek, 121’i kadın. Meclis’te kadın temsil oranı %20. Kadınların siyasette sayıları çok yetersiz ve ne yazıktır ki siyasi partiler kadınların siyasete girişinin önünde büyük bir engel.

Siz bu satırları okurken yerelde kadın siyasetçi sayısının çok daha fazla artmış olacağını ümit ediyorum.

Not: Bu yazı dünyanın dört bir köşesinde yapılan çok sayıda araştırmanın sonuçlarını içeriyor. Yer yer kaynak göstermekle birlikte benzer, hatta aynı bulgular çok sayıda araştırmanın sonucu olduğunda ise genel bilgi şeklinde yansıttım.

Bu yazı, ekoIQ’nun 111. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.

Sibel Bülay

Akıllı Şehirler Danışmanı | Yaşanabilir Kentler