#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Kahramanmaraş Depremleri, Tarım Sektörünü 24,2 milyar lira Zarara Uğrattı

Kalkınma için İnovasyon Derneği’nin açıkladığı “Deprem Sonrası Tarımsal Değer Zincirleri Analiz Raporu”nun sonuçlarına göre depremler, 11 ilde 14 milyonun üzerinde kişiyi doğrudan ve dolaylı etkiledi; 3,3 milyondan fazla insanın evsiz kalmasına yol açtı. Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığının yaptığı tarımsal analizler doğrultusunda ise depremin tarım sektörüne verdiği zararın 24,2 milyar TL olduğu hesaplandı.

Kahramanmaraş depremlerinin yıldönümü yaklaşırken Kalkınma için İnovasyon Derneği (I4D) tarafından hazırlanan Deprem Sonrası Tarımsal Değerler Zincirleri Analiz Raporu’nun duyurusu yapıldı. Turkish Philanthropy Funds (TPF) ve ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu (PRM) tarafından finanse edilen rapora, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) de destek verdi. Rapor, depremden en çok etkilenen Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerindeki önemli tarım değer zincirlerine depremin etkisini gösterdi. Rapor sunumunun yapıldığı toplantıda, I4D’nin hayata geçirdiği Sosyal Zincir Projesi’nin detayları da paylaşıldı.

Raporun sunumunu yapan I4D Direktörü Doğan Çelik, üç ilde dört ürüne bakmaya özen gösterdiklerini şu sözlerle detaylandırdı: “Çok farklı ürün gruplarını içerisinde bulunduran bir sektör, çok boyutlu. 11 ilimiz içerisinde sektörün büyüklüğünü belirleyen başka dinamikler var. Gerek yatırım politikaları gerek depremin etkisinin ilgili sektörlerdeki büyüklüğü gerekse de istihdam, girişimcilik gibi konu başlıklarında sektörün ihtiyaçları, bizim olabildiğince, Maraş, Adıyaman ve Hatay’da dört ürün grubuna odaklanmamıza vesile oldu. Bunlar Maraş’ta alabalık, Adıyaman’da badem, Hatay’da pamuk ve bu üç ilin üçünde de süt ve süt ürünleri.”

“14 milyon Kişi Depremden Doğrudan Etkilendi”

Depremin dehşetengiz bir etkisi olduğunu vurgulayan Çelik, 11 ilin tamamında 14 milyon kişinin depremden doğrudan etkilendiğini, 3,3 milyondan fazla kişinin ise evsiz kaldığını ifade etti. Türkiye’nin toplam tarım üretiminin %15,3’ünün bölgeden gerçekleştiğini anlatan Çelik, tarım sektörünün 24,2 milyar TL zarara uğradığını söyledi. Çelik, araştırma vesilesi ile depremle ortaya çıkan sorunların çözümü açısından bu sektörleri önceliklendirmelerinin yanı sıra aynı zamanda Türkiye’nin kalkınma serüveni içerisinde yeşil dönüşümün merkezinde olan toplumsal cinsiyet eşitliğine ve göçe duyarlı bir sektörü önceliklendirmenin de kıymetli olacağını düşündüklerini aktardı.

Bölgede kadınların istihdamdaki payının %28 civarında olduğunu belirten Çelik, “Kadının ekonomik güçlenmesi tarafında, kırsaldaki kadının güçlenmesine vesile olacak bir ürün grubu ile karşı karşıya mıyız, bunu da anlamaya çalıştık” dedi.

Hatay, Adıyaman ve Maraş

Sunumu sırasında araştırmada belirlenen seçim kriterleri hakkında bilgi veren Çelik, Hatay’da süt hayvancılığının geçimlik üretimin önemli bir parçası olduğunu, özellikle künefelik peynir üretildiğini ve coğrafi işaretli tescilli süt ürünleri olduğunu söyledi. Hatay’ın pamuk üretiminde de dördüncü sırada geldiğini, bölgede kaliteli ve GDO’suz pamuk üretimi yapıldığını anlatan Çelik, tarımsal üretimde yüksek oranda kadın iş gücü katılımı olduğu bilgisini verdi.

Adıyaman’da süt hayvancılığının geçimlik üretimin önemli bir parçası olduğunu dile getiren Çelik, Adıyaman’ın badem üretiminde Türkiye’de birinci sırada konumlandığını aktardı. Maraş’ta süt üretiminin geçimlik üretimin önemli bir parçası olduğunu söyleyen Çelik, özellikle Maraş Dondurması için keçi sütünün önem taşıdığını ve dondurma ihracatının ekonomiye katkı sağladığını, ayrıca Maraş’ın alabalık üretiminde de altıncı sırada yer aldığını dile getirdi. Çelik, Deprem Sonrası Tarımsal Değerler Zincirleri Analiz Raporu’nun sunduğu önerileri ve tespitleri paylaştı.

Depremlerin Türkiye’nin Toplam Ekonomisine Yükü 103,6 milyar dolar

Rapora göre; yüzyılın afeti olarak tanımlanan depremler, 11 ilde 14 milyonun üzerinde kişiyi doğrudan ve dolaylı etkiledi; 3,3 milyondan fazla insanın evsiz kalmasına yol açtı. Dünya Bankası depremin yarattığı maddi hasarı 34,2 milyar dolar olarak açıklarken Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ise sektörel bazda iyileştirme ve yeniden yapılanma maliyetlerini de göz önüne alarak depremin Türkiye’nin toplam ekonomisine yükünü 103,6 milyar dolar olarak ortaya koydu.

Geçim Kaynakları da Olumsuz Etkilendi

Depremlerin iklimsel özellikleri ve verimli toprak yapısıyla Türkiye’nin toplam tarım üretiminin %15,3’ünün gerçekleştiği bölgede yaşanması ise bölgedeki nüfusun geçim kaynaklarına erişimini de olumsuz etkiledi. Rapora göre; depremlerin, tarımsal üretim ve değer zinciri altyapılarına zarar verirken iş gücü ve hayvan kayıplarının yanı sıra önemli ölçüde makine, malzeme ve ekipman hasarına yol açması pazara erişimde de zorluklara yol açtı. Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığının yaptığı tarımsal analizler doğrultusunda ise depremin tarım sektörüne verdiği zararın 24,2 milyar TL olduğu hesaplandı.

Sosyal Satın Alma Programları Ekonomik Kalkınmayı Destekliyor

Toplantıda Kalkınma için İnovasyon Derneği tarafından hayata geçirilen ve kâr amacı gütmeyen iş birliği projesi Sosyal Zincir’in de tanıtımı yapıldı. Projeyle 6 Şubat’ta ülkenin Güneydoğu bölgesinde yaşanan depremden etkilenen üreticilere destek olmak üzere sivil toplum, özel sektör ve kamu sektörünün sosyal satın alma hareketi çevresinde toplanması hedefleniyor. Sosyal Zincir, toplumsal açıdan etkilenen grupların satın alma faaliyetleri yoluyla desteklenmesine katkıda bulunurken farklı sektörlerin ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri üreten yerel üreticileri, küçük ve orta ölçekli işletmeleri tedarik zincirine dahil etmeyi amaçlıyor.

Gıda sistemlerinin dünyada artan afet ve insani krizlerden daha az etkilenecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurgulayan rapor, tarımsal değer zincirlerinde sürdürülebilirlik ve dayanıklılık ilkelerini öne çıkarıyor. İklim değişikliği ile mücadele, afet riski azaltma, sosyal satın alma ve yerelleşme yaklaşımlarının stratejik planlamadan uygulamaya bütün süreçlerde yaygınlaştırılması ise tarımsal değer zincirlerinin dayanıklılığını artırmada etkiye sahip.

Raporda öne çıkan bulgular ise şöyle:

  • Rapor, Hatay’da pamuk, Adıyaman’da badem ve Kahramanmaraş’ta alabalık ve her üç ilde de süt ve süt ürünlerine yönelik değer zinciri analizi sunuyor.
  • Halihazırda Hatay, Türkiye’de pamuk üretiminde dördüncü sırada yer alıyor ve pamuk ilin ekonomik katma değerinde de önemli bir yer tutuyor.
  • Pamuk tarımsal üretimin yanı sıra ham madde olarak kullanıldığı sektörler sayesinde önemli bir istihdam ve geçim kaynağı. Ancak depremlerin büyük çoğunluğu Kırıkhan ve Antakya’da olan (toplam 76 adet) çırçırlama ve prese fabrikalarında ciddi zarara yol açması sebebiyle resmi hasar tespit sonuçları tamamlanmamış olmakla birlikte ilin çırçırlama kapasitesinin %50’den fazla düştüğü öngörülüyor.
  • 2022 yılında Türkiye’nin toplam badem üretiminin %17,8’i Adıyaman’da ise depremlerden dolayı badem üreticilerinin il dışına geçici göçü, badem bahçelerinin ihtiyaç duyduğu gübreleme, ilaçlama ve yabancı otla mücadele gibi bakım işlemlerinin zamanında yapılamamasına yol açtı.
  • Depremler ile birlikte iklim değişikliği ve ekolojik dengenin bozulmasından dolayı badem ağaçlarının zarar görmesine, hastalıklara, düşük verimliliğe ve badem kalitesinin azalmasına sebep oluyor.
  • Su kaynaklarının, sıcaklık ve oksijen seviyesi kaliteli balık yetiştiriciliğine imkan tanıyan Kahramanmaraş ise Türkiye’nin alabalık üretimi yapılabilecek su yüzeyinin %1,93’üne sahip. Raporda, depremin alabalık yetiştiriciliğinde en fazla kuluçkahane ve büyüme tesislerine hasar verdiği belirtilirken üretim miktarlarında %40’a yakın kayıp yaşanmasına sebep olacağı öngörülüyor.
  • 6 Şubat depremlerinin ardından süt hayvancılığı, afetten etkilenen kırsal bölgelerin neredeyse tümünde geçimlik faaliyet olmasından dolayı, acil müdahale edilmesi elzem alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Yereldeki mandıralarda hasar oluşması, soğuk hava sistemlerinin enerji ihtiyacının karşılanamaması ve lojistik faaliyetlerin aksaması, yerel pazarda göç gibi birçok sebepten dolayı süt toplama tedarik zincirlerinde büyük aksaklıklar olduğu ve önümüzdeki yıl deprem bölgesinde süt ve süt ürünleri üretiminde bir düşüş olacağı beklentisi güçleniyor.

EkoIQ Editör