AKP’nin sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sunmasına yönelik tepkiler sürüyor. 17 maddelik teklifle belediyelere; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi yapma yetkisi veriliyor. Bununla birlikte sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması gerekçe gösterilerek sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolu açılıyor.
AKP, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler sonrası gündeme gelen ve sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. 17 maddelik teklifle belediyelere; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi yapma, bir başka ifadeyle bu hayvanları öldürme yetkisi veriliyor. Ancak sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması gerekçesiyle sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolu açılıyor.
Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
AKP’nin Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik öngören yasa teklifine tepkiler ise sürüyor. Şişhane’de bir araya gelen yaşam savunucuları, “Bu yasaya izin vermeyeceğiz” diyerek yasaya tepki gösterdi. İzmir’de İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları kanun teklifine karşı bir araya geldi. Aktivistler her gün 20.00’da Alsancak ÖSYM önünde nöbet tutacaklarını belirterek “Tüm doğa ve yaşam savunucularını katliam yasasına karşı birlikte mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” sözleriyle mücadele çağrısı yaptı.
Ankara, Bursa, Mersin gibi ülkenin farklı illerinde de yasa teklifine tepkiler büyüdü. Yurttaşlar #YasayiGeriCek #SokaktayımYanındayım etiketleriyle sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar ile tepki gösterdi. CHP’li bazı belediyeler de yaşam savunucularının çağrılarına destek verdi. Milas Belediyesi, Bodrum Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi ve Edirne Belediyesi sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarda sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ndeki ‘Ötanazi’ uygulamasını kabul etmediklerini ifade etti.
Türkiye Barolar Birliği, “Sahipsiz hayvanların ölüm fermanı olan yasa derhal geri çekilmelidir” diyerek bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Her şeyden önce, teklifin bu şekilde yasalaşması halinde ülkemiz tarihinde görülmemiş bir evcil hayvan katliamı yaşanacağını; sivil toplum örgütleri dışlanarak Meclis’te araştırma komisyonu dahi kurulmadan tepeden inme bir şekilde hazırlanan, akla, mantığa ve vicdana sığmayan bu teklifi asla kabul etmediğimizi, tarihsel sorumluluğumuz gereği ifade etmek zorundayız” denildi.
Türk Veterinerler Hekimler Birliği ise açıklamasında, yapılacak uygulamalarda hiçbir sınır getirilmediğine ve yorum farkına bağlı olarak suistimal edilebileceğine dikkat çekilerek belediyelere 2028 yılına kadar hayvan bakımevi kurma zorunluluğu getirirken bu süreçte toplanan hayvanların ne olacağına ilişkin açık noktalar bulunduğuna işaret edildi. Bu haliyle taslağın yanında olmayacaklarını, yaşatmanın temel alındığı çözümlerin hâlâ mümkün olduğunu, bu konuda inisiyatif almaya hazır olduklarını kamuoyuna duyurdu.
Doğa Derneği, “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hemen geri çekilmeli!” ifadeleriyle yaptığı açıklamada yasa teklifine tepki gösterdi. Yazılı açıklamada, Meclisteki Kanun Teklifi, hayvanların yaşam hakkına ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na tamamen aykırı. Üstelik teklifte evcil hayvanları yaşatmak ve kontrol altında tutmak için hiçbir çözüm önerilmiyor. Ötanazi, öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını bir an önce dindirmek amacıyla ‘hastanın isteği üzerine’ yaşamına bir hekim tarafından son verilmesiyle gerçekleşen ölümdür. Uyutma yerine ötanazi diyerek, sözcük oyunlarıyla hayvanları katletmenin önü açılmaya çalışılıyor” denildi.
“Sokak Hayvanlarını Sahipsiz Hayvan Olarak Tanımlıyorlar”
CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, Meclis’e sunulan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni eleştirdi. Yaptığı yazılı açıklamada kanun teklifinde önceki yıllarda çok tartışılan sahipli-sahipsiz hayvan konusunda iktidarca net bir tavır alındığını belirten Ateş, “Düzenlemeyle, yine ‘biz yaptık oldu’ diyorlar ve sokak hayvanlarını sahipsiz hayvan olarak tanımlıyorlar. Sahipsiz hayvanların yaşamlarının desteklenmesi ifadesi de hayvan koruma gönüllüleri de Hayvan Koruma Kanunu’ndan çıkarılıyor. İl Hayvanları Koruma Kurulu sahipsiz hayvanlara sorun olarak bakmaya yönlendiriliyor. Bakmakta olduğunuz ama sahiplenmediğiniz hayvanı artık koruyamayacaksınız” dedi.
“Mevcut Sorun Erteleye Erteleye Krize Dönüştü”
“Yakala-kısırlaştır-yerinde yaşat” anlayışının terk edildiğine işaret eden Ateş, “Aşılama ve kısırlaştırma halihazırda yetersiz iken teklifte bunların esamesi okunmuyor. Sokak hayvanlarının sahiplendirilene kadar şu an pek çoğu ölüm kampı olarak adlandırılan barınaklarda bakılması düzenleniyor. Bu süreçte belediyeler yükümlü kılınırken bakanlık bütçesine belediyelere mali destek için gerekli ödeneğin konacağı ibaresi yasadan çıkarılıyor. Erteleye erteleye krize dönüştürdüğü mevcut sorunu iktidar, belediyelerin kucağına bırakıp kenara çekiliyor. Hayvan Hakları Fonu yine kurulmuyor, hükümetin yerel yönetimlerimizin gelirlerini kısıtlama çabası sürüyor. Artan cezalarda da şimdiye kadar neredeydiniz diye sormak gerekli” dedi.
İktidarın 20 yıllık mevcut uygulama kapsamında sorumluluğunu yerine getirmediğini vurgulayan Ateş, “Süreçte sokak hayvanlarının üremesinin kontrol altına alınacağı bir sistem kurulmadı. Üretim ve satış da engellenmedi. Şimdi hayvanların barınaklarda sahiplendirilmesi için destek sağlanacağı belirtilerek adeta dalga geçiliyor. ‘Uyutma’ denirken kelime oyunuyla getirilen ötanazi aldatmacası da şok edici ve hayvan öldürmeyi açık açık tıbbi gerekçeye ek ucu açık kriterlerle kanuni olarak gerekçelendiriyorlar. Teklif yasalaşırsa, maalesef iktidarın yıllardır süren beceriksizliğinin faturasını şimdi hayvanlar canlarıyla ödeyecekler. Vatandaşın bahçesinde bakıp beslediği, esnafın kol-kanat gerdiği mahallenin sakini, maskotu olmuş hayvanlar asıl şimdi sahipsiz bırakılıyor. Teklifle bu canların itlaflarına zemin hazırlanıyor, yaşamlarının desteklenmesinden açıkça vazgeçiliyor. Vicdanları yaralayan düzenleme derhal geri çekilmelidir” dedi.
Yasa teklifinde yer alan önemli düzenlemeler şöyle:
- Hayvanları Koruma Yasası’ndaki “öldürülme” ifadesi, “hayvanların ötanazisi” şeklinde değiştiriliyor.
- Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacak.
- Ancak sahipsiz hayvan popülasyonunun, kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde belediyeler, ötanazi yapabilecek.
- Hayvanları Koruma Yasası’nda yer alan, “tıbbi gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç, yumurtalarına zarar verebilecek suni müdahaleler yapma, yabancı madde verme” yasağı da kaldırılıyor. Böylece, hayvan popülasyonunu azaltmak için sağlıklı hayvanlara da “ötanazi” yapılmasının yolu açılıyor.
- Mevcut yasadaki “yakala-kısırlaştır-sal” yöntemi terk edilerek “yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir” metoduna geçiliyor.
- Bakımevlerine alınan hayvanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek, rehabilite edilenler, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılacak.
- Sahipli hayvanını sokağa terk edenlere yönelik idari para cezaları artırılırken, bakımevlerindeki hayvanları başka bir yere bırakan belediyelere de yaptırım uygulanacak. Bu çerçevede hayvanını sokağa terk edenlere 60 bin lira, barındırılan hayvanı sokağa terk eden belediyelere de hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek.
- Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.
- Sokak köpekleri için gerekli kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile hayvanlar için ayrılan kaynağı başka amaçlarla kullanan belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028’e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.
Yasa teklifi uyarınca belediyeler, 31 Aralık 2028’e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5’i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025’e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.