CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gençlere ithafen bir ‘iklim mektubu’ yazdı. Kılıçdaroğlu, İklim Bakanlığı kurma vaadinden bahseden mektubunda gençlere “Geleceği değiştirebiliriz” dedi.
İklim mektubuna, “Ekolojik bir yıkımla karşı karşıyayız; dünyamız yaşanabilir olmaktan büyük bir hızla uzaklaşıyor” sözleriyle başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iklim değişikliği ve buna bağlı gelişmelerin milyarlarca insanın hayatını doğrudan etkilediğini; hava kirliliği, orman yüzölçümünün azalması, türlerin soylarının tükenmesi, temiz su kaynaklarının azalması, ekilebilir arazilerin vasıflarını kaybetmesi, aşırı nüfus artışı vb. etmenler geleceğimizi tehdit ettiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın iktidarında doğal ekosistemin korunması ve eski haline döndürülmesini koordine edecek İklim Bakanlığı’nı kuracağını ve Bakanlığın kadrolarını büyük ölçüde gençlerin oluşturacağını söyledi.
Mektupta “iklimde, doğada, ekosistemde, suda, tarımda, kent ve kır yaşamında adaleti sağlama; çevrenin binlerce yıllık kadim adaletinin önüne barajlar kurmayıp yollar yapmama, engeller çıkartmama” vaadi yer alıyor. Ayrıca, canlıların yaşam hakkına saygılı, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ekolojik sınır ve şartlara uygun olarak değerlendiren; karar süreçlerinde demokratik ve gençlerin doğrudan denetimine/katılımına açık bir çevre politikasını hayata geçirileceği vurgulanıyor.
Ancak Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta Zonguldak’ta kömür üretimini artırın çağrısı yapması nedeniyle tepki çekmişti. Hükümetin ithal kömür politikasını “Türkiye’nin felaketine yol açar” diye eleştiren ve kömür madenciliği ile bir taşla üç kuş vurulabileceğini (ithalatı durdurmak, istihdam yaratmak, dışarı para göndermemek) söyleyen Kılıçdaroğlu’na İkizköy Çevre Komitesi #KuşlarıRahatKömürüYeraltındaBırak diyerek seslenmişti.
CHP Genel Başkanı’na göre, “Bu tehdit salgın bir hastalık gibi; sınır tanımıyor, sınırları aşıyor bizleri evlerimizin orta yerinde buluyor. Amazon Ormanları’nda kesilen her bir ağaç, Avrupa’yı sular altında kalmaya bir adım daha yaklaştırıyor. Türkiye’de yanan her orman alanı, Akdeniz havzasını daha da kuraklaştırıyor. Açık kalan her bir çeşme, Afrika’daki suya erişim mücadelesini zorlaştırıyor. Gelişmiş ülke ekonomilerinin kendi sınırları içindeki karbon salınımını en aza indirmesinin de tek başına bir anlamı yok. Çünkü karbon salımıyla kirlenen atmosfer, kendisini termik santrallerden kurtarmış ülkelerin de üstünü örtüyor, onların da nefesini kesiyor.”
Gençlere ithaf edilen yazı, gençlerin kaygılarına dikkat çekti: “Karşı karşıya bulunduğumuz ekolojik yıkım en çok da sizi ürkütüyor. Geleceğe dair kaygılarınız artıyor; ebeveynlerinizin yaşadığından daha kötü bir dünyada ömrünüzün geçeceğini düşünüyorsunuz.”
Genel Başkan “iklim mektubu”nda, Cumhuriyetin II. Yüzyılı için kaleme aldığı II. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ne de atıfta bulunarak, beyannamede “Gelecek nesiller için Ekosistem Hakkı” başlığına yer verdiğini ve bu hakkın anayasal güvence altına alınacağını ifade ettiğini hatırlatarak: “Masmavi ve yemyeşil, sağlıklı ve bereketli Türkiye hedefimizde, sizlerin de yanımızda olmanız bize gurur verir. Uluslararası bir dayanışmayla ve aynı zamanda ulusal bir kararlılıkla ülkemizi, dünyamızı daha yaşanabilir kılmanın politikaları hazır” notlarını ekledi.