Sürdürülebilir kalkınmanın temel bileşenlerinden biri de istihdamda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması. Teknoloji dünyasında bu soruna dikkat çekmeyi hedefleyen Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Kız Çocukları Uluslararası Günü’nün bu yılki teması “Liderlik”.
Hemen her alanda olduğu gibi iş gücüne katılımda da toplumsal cinsiyet eşitsizliği başat bir faktör olmaya devam ediyor. Oysa sürdürülebilir kalkınmanın en önemli araçlarından biri de istihdama katılımda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması. Özellikle meslek grupları ve iş yerlerindeki kariyer pozisyonlarının cinsiyet temelli ayrışması büyük bir sorun. Meslek grupları ayrı ayrı incelendiğinde ise bilgi ve iletişim teknolojileri, toplumsal cinsiyet temelli ayrımın en yoğun görüldüğü alan olarak göze çarpıyor.
Soruna dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler (BM), her yıl 25 Nisan’ı “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Kız Çocukları Uluslararası Günü” olarak kabul ediyor. BM’nin bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren kurumu Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin organize ettiği ve 2011’den bu yana 150’den fazla ülkede düzenlenen etkinliklere; hükümetler, ulusal bilgi ve iletişim teknolojilerini düzenleyici yetkililer, şirketler, akademik kurumlar, BM kurumları ve dünyanın dört bir yanından sivil toplum kuruluşları (STK) katılıyor. “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Kız Çocukları Uluslararası Günü” ile kız çocukları ile genç kadınların teknoloji alanında katılımlarını artırmaya dayalı küresel bir hareket yaratılmaya çalışıyor. Bu bağlamda öncelikli olarak 12-24 yaş aralığındaki kız çocukları ile genç kadınların “bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik” (STEM), özellikle de bilgi ve iletişim dallarındaki becerilerini ve istihdamlarını artırmak amaçlanıyor.
Güçlü Kadın Rol Modellere İhtiyaç Var
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Kız Çocukları Uluslararası Günü’nün 2024 teması “Liderlik”. Bilgi ve iletişim dallarında çalışan kadınlar yönetimsel pozisyonlardan daha çok kendilerini daha alt ve destekleyici rollerde buluyorlar. Kadınlar bu alanlarda karar verici mercilerde olamamalarının ötesinde yazılım geliştirme, mühendislik ve teknoloji araştırmaları ve akademide neredeyse yok gibiler. Tüm bunlar hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen etkinlikler kapsamında özellikle STEM kariyerlerinde ve dallarında güçlü kadın rol modellere duyulan hayati ihtiyacın altı çiziliyor.
Bilişim sektöründe yer alan mesleklerin önemli bir bölümünün erkek egemen meslekler, sektörde titiz, incelikli ve hassas çalışmayı gerektiren mesleklerin ise kadın meslekleri olarak nitelendirilmesi halen yaygın bir kanı olarak kabul edilebilir. Kariyer pozisyonlarında da kadın yöneticilerin yoğunluğunun erkek yöneticilere oranla daha düşük olması, yönetici pozisyonlarına gelme ya da getirilme noktasında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın en önemli göstergelerinden birini oluşturuyor. Kadınlar hem teknolojiye erişim sorunları hem de erkek egemen kültürün bilişim sektöründeki baskın yansımaları nedeniyle egemen cinsiyet rejiminden özgürleşme olanağını kullanamıyor.
Teknolojide Kadın İstihdamı Düşüşte
Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlik geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir raporda bir kez daha gözler önün serildi. Denetim ve danışmanlık hizmetleri veren PwC’nin Çalışma Hayatında Kadınlar 2024 raporuna göre, OECD ülkelerinde istihdama katılımdaki eşitsizliğin kapanması 50 yılı alacak.
Dünyadaki güncel trendleri ve trend olabilecek başlıklar hakkında veri toplayan Exploding Topics’in derlediği bilgilere göre, teknoloji sektörünün yalnızca %26,7’sini temsil eden kadınların bu sektördeki varlığı son iki yıldır hızla düşüş gösteriyor. Yanı sıra teknoloji sektöründeki kadınların %50’sinden fazlasının, erkek popülasyonunun yüksek olduğu ortamlarda cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılık yaşadığı bildiriliyor. Üstelik bu sorun yalnızca küçük ya da orta ölçekli değil, küresel teknoloji şirketlerinde de izleniyor.