#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
madem ki kaynaklarimiz kisitli

Madem ki Kaynaklarımız Kısıtlı…

Yeni enerji kaynakları yaratamayız ama özellikle yenilenebilir enerjide teknoloji yaratarak hem enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirebilir, hem de ekosistemimizi korumak için büyük bir adım atabiliriz. İşte bu amaçla hayata geçirilen Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve çevre alanlarındaki “ilk tematik teknolojik geliştirme bölgesi” OSTİM Teknopark kuruluş çalışmalarını tamamladı. Yenilenebilir enerjide artık sözden eyleme geçmek isteyen araştırmacılar, girişimciler, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları; OSTİM Teknopark sizleri bekliyor…
Füsun AKAY

Son beş yıl içinde 250 milyar dolara yaklaşan enerji ithala­tı yapılan Türkiye’de uzman­ların üzerine basa basa söylediği bir husus var: Yenilenebilir enerjiye yatırım yapma zamanı geldi de ge­çiyor. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için teknolojiye ihtiyacı­mız var, bu da yerli üretimin destek­lenmesini gerektiriyor. Ankara’nın ve Türkiye’nin önde gelen organize sanayi bölgelerinden OSTİM de işte bu söylemlere kulak verip eyleme geçti. Ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve çevre alanlarına odakla­nan ilk tematik teknoloji geliştirme bölgesi OSTİM Teknopark’ı hayata geçirdi. Geçtiğimiz Nisan ayında Bakanlar Kurulu kararı ile “Tek­noloji Geliştirme Bölgesi” olarak ilan edilen OSTİM Teknopark’ın kuruluş çalışmaları tamamlandı. Biz de OSTİM Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Altan Küçükçınar’ı ziyaret edip, kurulu­şun hedefleri ve planları hakkında bilgi aldık.

Ar-Ge ve Teknoloji Üretimine Uygun Bir Ekosistem Yaratılacak
Söze, bir Türkiye resmi çizerek baş­lıyor Altan Küçükçınar: “Ülkemiz maalesef enerji kaynakları açısın­dan zengin değil ve kendine yete­miyor. Ekonomik büyüme ve nüfus artışı da giderek artan bir enerji talebi yaratıyor. Her yıl enerji açığı­mızı kapatmak için ithalata yüksek bedeller ödüyoruz. Bu yılın ilk sekiz ayındaki rakam 36 milyar dolar ve yılsonu tahminleri ise 60 milyar do­lar civarında. Yüksek bedeller öde­yerek temin ettiğimiz enerjimizi de verimli tüketemiyoruz. Birim ürün başına enerji harcamamız gelişmiş ülkelerin çok ötesinde. Öte yandan, sanayimiz dış pazarlarda giderek daha fazla çevreye duyarlı üretim şartlarıyla kaşı karşıya kalıyor. Sa­tın alıcılar için üretim süreçlerinin çevresel etkileri önemli bir tercih nedeni haline gelmeye başlıyor. Enerji söz konusu olduğunda ne kaynaklara, ne de teknolojiye sahip değiliz.” Enerji kaynaklarımızı artır­manın mümkün olmadığını dile ge­tiren Küçükçınar, pek çok uzmanın da belirttiği çözüm önerisini yineli­yor: “Ama teknolojiye hakim olabi­lirsek enerji alanındaki darboğazı lehimize çevirebiliriz. Nitelikli Ar- Ge çalışmaları ülkemizin kullanmak zorunda olduğu teknolojik ürünleri geliştirmesine olanak sağlayabilir. Uluslararası rekabet gücü olan, yenilikçi ürünler geliştirebilirsek, hem ülkemizde hem yurtdışında bu ürünler için pazar payı elde edebi­liriz.”
Dünyada en hızlı dönüşümlerin ya­şandığı alanlardan birinin de yenile­nebilir enerji olduğunun altını çizen Küçükçınar, “Tüm ülkeler konunun bilincinde ve özel destek program­larıyla bu alanlardaki çalışmaları cesaretlendiriyorlar. Firmalar da yeni gelişmekte olan bu alanda ilk olmanın ve yüksek katma değer yaratabilecek ürünlerin peşindeler. Daha büyük ve güçlü rüzgar türbin­leri, yüksek verimli güneş panelle­ri, biyoyakıt için protein kullanımı, dalga enerjisinden enerji üretmede yeni yöntemler, enerji depolamada sıvı metal piller, güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirmek için ter­mo-kimyasal süreçler veya alglerden enerji üretimi gibi yenilikler bu ge­lişmelerle daha çok ulaşılabilir hale geliyor. Ülkemiz bu teknolojileri sa­dece satın alıcı olarak izleyebiliyor.”
İşte OSTİM Teknopark’ın da Ar-Ge için gerekli ortamı yaratarak Türkiye’nin bu alanlarda teknoloji geliştiren, yurtdışı pazarlarda re­kabet gücüne sahip olan bir ülke konumuna gelmesini sağlamak ol­duğunu belirten Küçükçınar, mis­yonlarını şöyle aktarıyor: “OSTİM Teknopark, ülkemizde yenilenebilir enerji ve çevre alanlarına odaklanan ilk tematik teknoloji geliştirme böl­gesi olacak. Bölgemizde bu alanlar­da çalışan, Ar-Ge yapan ve teknoloji üreten firmalara ev sahipliği yapa­cağız. Bu firmalarımızın projelerine fiziksel altyapı, bilgi ve finansman kaynaklarına erişim ve destek hiz­metleri sunacağız. Fikirden ürüne giden süreçte tüm aşamalarda iş­letmelerimizin yanında olacağız ve projelerinin başarıya ulaşması için çalışacağız. OSTİM Teknopark, bu amaçla bilgi kaynakları ve kulla­nıcıları arasında işbirliği projeleri yürütecek, girişimciler ve araştırma­cıların nitelikli finansmana ulaşması için platformlar oluşturacak ve fark­lı merkezlerde ortaya çıkan dağınık araştırma potansiyelimizin kritik kütleye ulaşması için tarafları bir araya getirecek fırsatlar yaratacak.”

“Tüm Paydaşlarla İşbirliği İçinde Olacağız”
OSTİM Teknopark, yenilenebilir enerji ve çevre alanlarında Ar-Ge ve teknoloji için ulusal referans merke­zi olmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaş­mak için bilgi üreten kurumlarla; üniversiteler ve araştırma merkez­leriyle işbirliği yapacaklarını kay­deden Altan Küçükçınar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ankara’da yer­leşik altı üniversite halen ortakları­mız arasında yer alıyor. Amacımız, bu sayıyla sınırlı olmamak kaydıyla, ülkemizdeki tüm üniversitelerdeki enerji ve çevre alanındaki araştırma yeteneklerini büyük ve iddialı proje­lerin gerektirdiği kritik kütleyi oluş­turabilecek biçimde bir araya getir­mek olacak. Öte yandan, Ankara’da olmanın da avantajını kullanarak, enerji ve çevre alanındaki kamu ku­rumlarıyla da yakın ilişkiler içinde olacağız. Kamunun düzenleyici rolü ve kamu tedarik politikaları aracılı­ğıyla ulusal yetenek oluşturucu me­kanizmalarını yakından izleyecek ve önceliklerimizi paylaşacağız. Ben­zer alanlarda faaliyet gösteren ulus­lararası kuruluşlar da paydaşlarımız arasında yer alacak. AB Komisyonu ve ilgili araştırma merkezleri, bu ko­nularda faaliyet gösteren ve başarı örnekleri oluşturan benzer teknolo­ji geliştirme bölgeleri, bilim parkları ve endüstriyel parklarla da temas halinde olacağız. Bilgi değişimi için faaliyetler yürüteceğiz ve tecrübele­rinden yararlanacağız.”
Geçtiğimiz Nisan ayında Bakanlar Kurulu kararı ile Teknoloji Geliştir­me Bölgesi olarak ilan edilen OS­TİM Teknopark’ın kuruluş çalışma­larının tamamlandığını dile getiren Küçükçınar, son olarak, şimdiye ka­dar yapılanları ve öncelikli hedefle­rini anlatıyor: “Şirketimizin organi­zasyon yapısını belirledik ve gerekli insan kaynağını oluşturmak üzere adımlar attık. Öte yandan, bölgenin kentsel tasarımını oluşturmak üze­re çalışmalarımızı başlattık. Mimari tasarım ekibimizle birlikte aşamalı bir büyüme planlama çalışmaları­mızı sürdürüyoruz. Bölgede yer alacak tüm fiziksel altyapının çev­reyle etkileşiminin sürdürülebilir olmasını sağlayacak tasarım ilkeleri­nin belirlenmesine çalışıyoruz. Kısa vadede, bölgenin kentsel tasarımı ve ilk aşamada tamamlanacak fizik­sel altyapının uygulama planlarını hazırlayacağız. Gerekli yatırım için kullanılabilecek finansal kaynakları ve yöntemleri belirleyeceğiz. 2015 yılı bahar aylarında inşa sürecine başlamak ve aynı yılın son aylarında ilk binamızı hizmete almayı hedef­liyoruz.”
Yenilenebilir enerji ve çevre alanın­da faaliyet gösteren araştırmacılar, girişimciler, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları… OSTİM Teknopark sizleri bekliyor.

EkoIQ Editör