Ankara’da 285 maden ihalesinin iptali için açılan dava, yaşam savunucuları, sivil toplum örgütleri ve avukatların katılımıyla gerçekleştirildi. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, siyasi savunma yaptıklarını belirterek “Bu davayı kaybedeceğimizi biliyoruz” dedi.
Yazı: Nihat NUYAN
285 maden ihalesinin iptali için sivil toplum örgütleri ve çevre dernekleri tarafından açılan iptal davası, 28 Kasım Salı günü Ankara 13. İdare Mahkemesinde görüldü.
Duruşma öncesi, Akbelen’de ağaç kesimine karşı mücadele yürüten bölge halkının avukatı İsmail Hakkı Atal basın açıklaması yaptı. Davaya, Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Cerattepe avukatlarından Bedrettin Kalın, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Hukuk Komisyonu Başkanı Nur Hilal Gündüz, Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı avukat Eralp Atabek de katıldı.
Dava ile ilgili sorularımıza yanıt veren İsmail Hakkı Atal, duruşmada siyasi bir savunma yaptıklarını belirtti. İktidar partisinin kırsalı yok etme politikası yürüttüğünü söyleyen Atal, mahkemelerin hukuka göre değil politikaya göre karar verdiklerini sözlerine ekledi. G8 ülkelerinin dünyanın altını oyarak iklim krizine neden olduklarını, bu nedenle gelişmiş ülkelerin sömürgeci şirketlerinin doğaya zarar veren eylemlerine karşı çıkmak gerektiğine vurgu yapan bir savunma yaptıklarını ifade eden Avukat Atal ayrıca çiftçilere yönelik desteklerin ortadan kaldırılarak, yerel üretime engel olunduğunu, köylerin boşaltılarak kapitalist maden şirketlerine teslim edildiğini söyledi.
Yargı sistemine yönelik eleştirilerde bulunan Atal, Türkiye’de mahkemelerin politik bir aparat işlevi gördüğünü belirterek, Türkiye Barolar Birliği ve muhalefet partilerini tepki vermeye davet etti. İktidar partisinin her şeye rağmen amacına ulaşamadığını söyleyen Atal’a göre yerel seçimler Türkiye’nin yeni maden ihaleleriyle altının oyulmasına engel olmak için son şans. Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan Avukat Atal, seçimden sonra binlerce yeni maden ihalesinin halk sağlığı göz ardı edilerek gelişmiş ülkelerin sömürgeci şirketlerine verileceğini hatırlatarak, muhalefet partileri ve baroları harekete geçmeye davet etti.