#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Mülteci ve Göçmenler En Çok Ayrımcılıktan Mustarip

Göçmen Mahallelerinde Yaşam: Türkiye’de 2010 Sonrası Göçler ve Göçmenlerin Toplumsal Katılımı araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırma, göçmenlerin toplumsal katılımının niteliğini ve seviyesini olumsuz yönde etkileyen en önemli olgunun ‘ayrımcılık’ olduğunu vurguluyor.

Türkiye’de yaşayan göçmen ve mültecilerin toplumsal katılımının detaylı fotoğrafını çeken “Göçmen Mahallelerinde Yaşam: Türkiye’de 2010 Sonrası Göçler ve Göçmenlerin Toplumsal Katılımı” araştırması açıklandı. Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin gerçekleştirdiği araştırma, Türkiye’de bu kapsamda yapılan ilk araştırma olarak toplumsal katılıma ilişkin dikkat çeken bulgulara dikkat çekiliyor.

Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Proje Koordinatörü Cem Bico ile araştırma ekibini oluşturan Prof. Dr. Deniz Yükseker, Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, Prof. Dr. Uğur Tekin ve Dr. Esra Kaya Erdoğan’ın katılımıyla 29 Kasım 2023 Çarşamba günü düzenlenen basın toplantısında açıklanan araştırma; mülteci ve göçmen topluluklarının içinde bulundukları tüm olumsuz koşullara rağmen, Türkiye toplumunun bir parçası haline geldiklerini ortaya koydu.

Dünyada En Yüksek Sayıda Mülteci Türkiye’de Yaşıyor

Araştırmada, Türkiye’nin dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke durumunda olduğu vurgulanıyor. Araştırmada derlenen verilere göre, 3,3 milyondan fazla geçici koruma statüsünde Suriyeli, başka ülkelerden 300 binden fazla mülteci ve sığınmacının yanı sıra 1,3 milyondan fazla ikamet izinli yabancı ve birkaç yüz bin kişi oldukları tahmin edilen düzensiz göçmenler Türkiye’de yaşıyor. Vatandaşlık almış 230 binden fazla Suriyeli de dâhil edildiğinde Türkiye’de 5.5-6 milyon civarında göçmen ve mülteci bulunuyor. 85 milyon civarındaki Türkiye nüfusunun tahminen yüzde 6,5-7’sini göçmenler ve mülteciler oluşturuyor. Bu veriler de Türkiye’nin bir göç ülkesi, özellikle de bir zorunlu göç ülkesi olduğunu net bir şekilde gösteriyor.

Göçmen ve Mülteci Çocukların Temel Eğitime Katılımı Düşük

Resmî açıklamalar Suriyeli çocukların üçte birinin okula kayıtlı olmadığını gösterirken, nitel araştırma, göçmen ve mülteci çocukların bir bölümünün neden temel eğitime katılamadıklarını, katılsalar bile tamamlayamadıklarını ortaya koydu. Araştırmada, mülteci ve göçmen çocukların eğitim sisteminde yaşadığı sorunların; bir kısmının aile dili Türkçe olmayan çocuklar için destek mekanizmalarının yetersiz olması ve öğretmenlerin yabancı öğrencilerin eğitimi konusunda yeterli eğitim almamış olmaları gibi Türk eğitim sisteminin yapısal sorunlarından kaynaklandığı belirtiliyor. Araştırma, bazı sorunların ise çocukların gündelik yaşamlarındaki koşullardan kaynaklandığını ortaya koyuyor. Araştırmada, erkek çocukların ailelerinin yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle erken yaşta çalışmak zorunda kalmaları ve bazı kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmelerinin okul terkine yol açan önemli sorunlar olduğu vurgulanıyor.

Çocuk İşçiliği Suriyeli Göçmenlerde Daha Yaygın

Yaş kırılımındaki istihdam verileri, çocuk işçilik olgusuna işaret etmenin yanı sıra, göçmenlerin daha genç bir işgücü oluşturduğunu da gösteriyor. STK’lar ve mahalle muhtarlarının tanıklıkları da çocuk işçiliğinin, Türkiye’ye aile bireyleriyle birlikte gelen Suriyeliler arasında diğer göçmen gruplarına göre daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor.

Suriyeliler ve Afganlar İşgücü Olarak Üretimin Yapısal Unsuru Haline Geldi

Araştırma, toplumdaki yaygın algının tersine göçmenler ve mültecilerin büyük bir bölümünün sosyal yardımlara muhtaç bireyler değil, çalışma yaşamına girmelerindeki engelleri aşabildikleri ölçüde sahip oldukları farklı sermayelere bağlı olarak geçimlerini sağlayabildiklerini ortaya koyuyor. Nitel araştırma, göçmenlerin ve mültecilerin çalışma yaşamına, çalışma rejimindeki bazı engellere rağmen yüksek oranda katılabilmelerini sağlayan en önemli unsurun Türkiye ekonomisindeki vasıfsız ve yarı vasıflı işgücü/ara eleman eksikliği olduğunu gösterdi. Araştırma kapsamında görüşme yapılan işveren örgütleri, işçi örgütleri ve meslek odaları temsilcileri, özellikle sanayi üretimi ve tarımda Suriyelilerin ve Afganların işgücü olarak üretimin yapısal unsurlarından biri haline geldiği bilgisini veriyor. Araştırmaya göre göçmenler istihdama yoğun olarak katılıyor ancak çoğunlukla kayıtdışı çalışıyor.

Göçmen Ailelerinin Hane Halkı Geliri Aylık Ortalama 5 Bin Liranın Altında

“Göçmen Mahallerinde Yaşam: Türkiye’de 2010 Sonrası Göçler ve Göçmenlerin Toplumsal Katılımı” araştırması, göçmen ailelerin büyük bir çoğunluğunun, Türkiyelilerin ise üçte birinin hane halkı aylık gelirinin 6.000 TL’nin altında olduğunu ortaya koydu. Hatırlanacağı gibi, araştırmanın yapıldığı 2022 yılının ilk yarısında aylık net asgari ücret 4.253 TL, ikinci yarısında ise 5.500 TL’ydi.

Türkiyeli katılımcıların yüzde 58,6’sı, Suriyelilerin yüzde 35,1, diğer göçmenlerin ise yüzde 38,1’i ekonomik durumlarından memnun olmadıklarını belirtiyor.

EkoIQ Editör