#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
dr uygar ozesmi bir sonraki yil nasil bir oncekinden iyi olur

Ne Miras Ne Emanet

Artvin’deki madenler kime ait? Toprağın altındaki petrol, gaz ve kömür kime ait? Gökten düşen yağmur veya akiferlerdeki su kime ait? Ormanlardaki ağaçlar kime ait? Taşocağındaki mermerler kime ait? Bahçemde yetişen armutlar kime ait? Evimi yaptığım toprak kime ait? Çevreciler niye “Dedelerimizden mi­ras değil torunlarımızdan emanet aldık” derler?
Gerçekte doğa, içindeki varlıklar ve ürünler ne bize miras ne de emanet. Kendimizi bu kadar hükümran gör­memizin altında yatan şey, çok ciddi bir insan merkezcil hastalığa tutul­muş olmamız. Günümüzün hüküm­ran ve otoriter gerçekliği bu bakış açımızın bir devamı olabilir mi? Bü­tün doğanın varlıklarının ve ürünle­rinin insanlığa değil doğanın tümü­ne ait olduğunu algıladığımızda ve anladığımızda ekolojik ve toplumsal açıdan adil bir gelecek için ilk adı­mı atmış oluyoruz. İkinci adım ise bizim de bu doğal bütünlüğün bir parçası olduğumuzu ve bütün diğer varlıklar gibi doğaya ait olduğumu­zu idrak etmek. Bunu yaptığımızda insan merkezcil bakış açısından doğa merkezcil bakış açısına geç­miş oluruz. Peki bu iki adımdan sonra ne gelebilir? Bu adımların gö­receli olarak en basiti doğaya karşı işlenen suçlara tanıklık etmek, bu suçlara karşı yetkilileri uyaran ve durdurmaya çağıran, suçu herkese duyuran bir kampanya başlatmak ve bu suçların karşısında durmak, aynen Yeşil Artvin Derneği’nin yaptığı gibi.
Sonraki adımların daha zoru ve çok daha geniş bir mücadele gerektireni ise madenleri, fosil yakıtları, top­rağı, suyu, yani doğal varlıkları ve ürünlerini doğanın işleyişini, evrim­sel süreçleri bozmadan kullanmak veya hiç kullanmamak. İşte bu çok daha derin bir toplumsal dönüşüm gerektiriyor. Bu toplumsal dönü­şüm için kendi hayatımızı değişti­rirken toplumsal örgütlenme biçi­mimizi ve ekonomiyi dönüştürmek de şart. Toplumsal örgütlenme biçi­mimizi ve ekonomiyi dönüştürmeye başladığımızda, doğa merkezcil bir sistem kurduğumuzda, belki o za­man topluma sinmiş hükümranlık hastalığından da kurtulabiliriz.

Not: Bu sayfalara yansımasını istediğiniz kampanyalarınızı bizimle paylaşmak isterseniz lütfen sirma@change.org’dan iletişim sorumlumuz Sırma Süren’le bağlantıya geçebilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanından İklim Değişikliğiyle Mücadele Çağrısı
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in Cumhur­başkanı Tayyip Erdoğan ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a hitaben başlattığı kampanya, tüm dünya liderlerine iklim değişikliğine karşı acilen harekete geçmeleri için bir çağrı yapıyor. 300 binden fazla kişinin change.org’da imzalarıyla desteklediği kampanya aynı zamanda %100 yenilenebilir enerji hedefi konmasını da talep ediyor. “İklim değişikliği günümüzün en büyük ahlaki mücadelelerinden biri. Bu tehlike dünyamızın ve insanlığın geleceği için bü­yük bir tehdit oluşturuyor. İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olanlar ise fakir ve korunmasız olan insanlar. Çocuklarımızın ve sevdiklerimizin gelece­ği tehdit altında. Şu an yerel, ulusal ve tüm dünya olarak hepimizin uyanıp, harekete geçme zamanı” mesajıyla Görmez de diğer ruhani liderlerin iklim de­ğişikliği mesajına ortak oldu. Siz de bu kampanyayı change.org/diyanetiniklimcagrisi adresine girerek imzalayabilir, desteğinizi gösterebilirsiniz.

Çevre ve Doğa İçin Değişim Rüzgarları Esiyor!
Artvin’i Maden Aramaya Kurban Etmeyin
Yeşil Artvin Derneği, change.org’daki kampanyasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sesleniyor. Dernek Artvin’de yeşilin sonu ola­cak maden arama ve maden işletme ruhsatlarının iptal edilmesi tale­biyle başlattığı kampanyayı şöyle anlatıyor: “Artvin’in Cerattepe ve Genya Dağı bölgeleri, korunması gerekli ekosistem değerlerine sa­hip. Ülkemizin de imzaladığı BERN ve CITES gibi uluslararası anlaş­malarda da bu özellikler açıkça be­lirtildi ve koruma altına alındı. Bu nedenle, farklı koruma statülerine sahip olan Kafkasör Turizm Mer­kezi, Kent Parkı, Hatila Vadisi Milli Parkı ve Çoruh Nehri Vadisi gibi alanlar söz konusu ruhsat alanının sınırları içerisinde yer alıyor veya yakın çevresinde bulunuyor. Tüm ruhsat alanı ile beraber bu alanlar, aslında, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zaman­da tehlike altındaki en önemli 34 Karasal Ekolojik Bölgesi’nden biri olan Kafkasya Sıcak Noktası içinde bulunuyor. Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en bü­yük doğal yaşlı orman ekosistemine de yine burada rastlanıyor. Maden­cilik faaliyetleri başladığı takdirde bölge ne yazık ki bu özelliklerini kısa sürede kaybedecek”. Siz de Artvin’in Cerattepe mevkii ile Gen­ya Dağı’nda planlanan madencilik faaliyetlerinin durdurulması ve doğa katliamına son verilmesi için yürütülen bu kampanyayı change.org’da imzalayabilir, Yeşil Artvin Derneği’ne desteğinizi gösterebilir­siniz.

Salda Gölü’ne Gölet Yapımını Durdurun
Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, Türkiye’nin Maldivler’i olarak biliniyor. Mars yüzeyinde bulunan toprak yapısıyla ben­zer özellikler taşıdığı belirtilen Salda Gölü’nün hidromanyezit içeren bembeyaz kumsalları, benzersiz bir görsel şölen oluşturuyor. Fırat Mıhçı, “Türkiye’nin Maldivleri Salda Gölü’nü yok etmeyin” sloganıyla kampanyasını başlattı. “Bütün bu özellikleriyle dünyanın ender sulak alanlarından biri olan Salda Gölü ve çevresi, 1989 yılında 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak koruma altına alındı. Hal böyleyken DSİ, gölü besleyen tek çay olan Düden Çayı’na gölet yap­ma kararı aldı. Yard. Doç. Erol Kesici, böyle bir hamlenin gölü bitirmesinin yanı sıra göl­deki canlı yaşamını da yok edeceğini bildirdi. Gelin bize yardım edin ve el ele bu projeyi dur­duralım, Salda Gölü bize kalsın” diyen Mıhçı’ya siz de change.org’a girerek imzanızla destek olabilirsiniz.

Change.org’da Kampanya Başlatmak İçin Ne Yapmak Gerekiyor?
www.change.org sitesine girin, Kampanya Başlat kutucuğuna tıklayın; aşağıdaki soruların olduğu formu doldurun, Kurallar bölümünü dikkatlice okuyun; sonra isterseniz fotoğraf veya video ekleyip kampanyanızı başlatın.
1- Başlatacağınız kampanya kime yönelik? Biliyorsanız birey, kurum ya da hükümet organının adı ve varsa e-posta adresini yazın.
2- Muhataplardan ne talep ediyorsunuz?
3- Bu kampanya sizin için neden önemli? Bir başka deyişle, insanlar bu kampanyaya neden destek vermeli?
İmzalarla birlikte siteye giren herkes kampanyanızı görebilir; her imza veren de kendi sosyal medya hesaplarından arkadaşları ve takipçileriyle paylaşabilir. Kampanyanızın muhatabına ilk imzalayan 50 kişinin imzasını içeren bir e-posta gider. Sonrasında da düzenli olarak kampanyanızın durumuna dair bilgilendirme e-postaları iletilir.

Kurbağalıdere Rezaleti Temizlensin
Kadıköylü Kaan Ülgen yaz aylarında tüm Kadıköylü­leri canından bezdiren, kirliliğiyle artık korkunç bir boyut alan Kurbağalıdere’nin temizlenmesi için kam­panyasını başlattı. Kadıköy Belediyesi ve İstanbul Bü­yükşehir Belediyesi’ne seslenen kampanyayı şu ana kadar 18 bin kişi destekledi. “Bir araya gelerek yet­kililere baskı yaparsak bu sorunu çözebiliriz” diyerek kampanyayı başlatan Ülgen, “İstanbul’un utanç kayna­ğı Kadıköy Kurbağalıdere, kirlilikten kabarcıklar çıkar­maya başladı. Koku dayanılır gibi değil. Bu kirliliğin gideceği tek adres Marmara Denizi. İnsan ve çevre sağ­lığını tehdit eden bu duruma dur demeli ve temiz bir çevrede yaşama hakkımızı talep etmeliyiz. Bu nedenle Kurbağalıdere’nin ıslah edilme çalışmalarının acil olarak başlamasını yetkililerden talep ediyor ve herkesi bu imza kampanyasına katılmaya ve sosyal medyada paylaşmaya davet ediyorum” diyor.

Ve Başardın, İşe Yarıyor!
Tüm Carrefour Seferber Oldu, Cepe Yuvasına Döndü!
Sedef Aksoy Tekin, kaybolan köpekleri Cepe’nin bu­lunması için Carrefour’a hitaben bir kampanya baş­latmıştı. İstinye Carrefour’un girişinde barınan Cepe ortalıktan kaybolunca Tekin, Carrefour yetkililerinden konuyla ilgili bir açıklama beklediğini belirten bir imza kampanyasıyla 1814 kişinin desteğini toplamıştı. “Bizim Carrefour’dan beklentimiz, yetkili bir kişinin bu işin as­lını araştırması, gerekiyorsa bu işin içyüzünü bilen gü­venliklerden bilgi alması ve ciddi bir şekilde Cepe’mizin başına ne geldiği hakkında bize tatmin edici bir cevap vermesidir. Bizim amacımız, eğer köpek oradan uzak­laştırılmışsa nereye atıldığını bilmek, bunun 5199 sayılı kanuna aykırı bir davranış olduğunu belirtmek ve halen civarda yaşamaya çalışan diğer iki köpeğin güvenliğini sağlayabilmektir” diyordu Tekin kampanyasında ve çok kısa sürede kampanyanın başarı haberi geldi. Tekin, ha­beri imzacılarıyla şöyle paylaştı: “Cepe artık aramızda! Dün Carrefour İstinye müdürü Taşkın Bey’in koordinas­yonu ile Cepe’yi Carrefour’dan arka bacağındaki yara için tedaviye aldık. Cepe’de çok sayıda köpek ısırığı ve arka tarafında neden olduğu belirlenemeyen derin bir yara bulundu. İlaç tedavisini aksatmaması ve hijyenik bir ortamda olması için bir hafta veterinerde misafir ola­cak. Bu süre zarfında ona mutlu olabileceği bahçeli bir yer bulabilirsek ne ala, olmadı artık çok iyi bakılacağı sözünü aldığımız Carrefour’daki evine geri dönmek du­rumunda çünkü kapalı alanlarda ya da bağlı kalmayı hiç sevmiyor. Tasmasına da Carrefour İstinye ve birim tele­fonumuzun yazdığı bir madalyon taktık. Tüm destekçi­lere ve Carrefour’a yardımları için çok teşekkür ederiz”.

İztuzu Kumsalına Yapılması Planlanan Proje İptal Edildi
İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu’nun yürüttüğü kampanya 46 bin 273 kişinin desteğiyle başarıya ulaştı ve kumsalda yapılması planlanan dev kaplumbağa projesi iptal edildi. “Demirden kaplumbağa şeklindeki devasa yapı planlanırken alternatif alanları düşünmediniz, yörede yaşayan yurttaşların, sivil toplum örgütlerinin, yerel yönetimlerin görüşünü almadınız, kumsalın bozulmasının Dalyan turizmini bitireceğini önemsemediniz” diyordu Platform. Ve İztuzu için başarı haberi sonunda geldi, proje 46 binden fazla kişinin imzasıyla iptal oldu.

EkoIQ Editör