22-26 Eylül tarihleri arasında ikincisi düzenlenecek ZeroBuild Türkiye’nin Genel Sekreteri Yasemin Somuncu ile Avrupa Birliği’nde sıfır enerji binalara dönüşümün zorunlu hale getirilmesini, Türkiye’de sıfır enerji binaları ve Pasif Ev’i konuştuk. Somuncu, “İklim değişikliğinin zararlarını çok fazla hissettiğimiz 2021 yılında, Pasif Ev standardının olmazsa olmaz bir ön koşul” olduğunu ifade ediyor.
Röportaj: Burcu GENÇ
ZeroBuild Türkiye’nin bu sene ikincisi düzenleniyor. Program ve detaylar belli oldu mu?
ZeroBuild Türkiye’21 ile enerji verimliliğinde ve emisyon salınımının azaltılmasında büyük önemi olan sıfır enerji binalar konusunda farklı iklim koşullarında gerçekleştirilmiş örnekleri paylaşarak, uygulamaların her boyutta günlük hayatın olağan akışına dahil edilmesi, farkındalığın yaygınlaşması ve kamuoyunun dikkatini çekerek hızla gereken tedbirlerin alınmasının sağlanmasını amaçlıyoruz. Dünya örneklerinin paylaşımı ile tüm paydaşlara bir yol haritası sunabilmenin ötesinde ülkemizin sahip olduğu mimarlık-mühendislik-finans bilgisi ve üretim-sanayi kabiliyetleri ile sıfır enerji binalara ulaşmanın aslında hiç de zor olmadığını bu yıl tekrar vurgulayacağız. Açılış oturumuna sıfır enerji binaların sürdürülebilir kalkınmadaki rolü ile başlanacak olan ZeroBuild Türkiye’21’e bakanlıklar düzeyinde konuşmacı katılımı sağlanacak. Enerji verimliliği finansmanı konusunda oturumun konuşmacıları olan finans kurumlarının görüşleri ve TurSEFF değerlendirmeleri konu edilecek.
Bu yıl forum kapsamında ilk kez ZeroBuild Akademi Günü yer alacak. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile “1000 Okul Projesi” kapsamında gerçekleştireceğimiz günün programında mesleki ve teknik lise öğretmenleri ile sıfır enerji binalar özelinde mesleki ve teknik eğitim alanına katkı sağlamak için bilgi paylaşımı yapılacak. Ayrıca bu yıl forumumuzda gençler de bizlerle. Forumun son günü gerçekleşecek büyük kapanış oturumunda ZeroBuild Üniversiteler Ağı’nı temsilen gençler değerlendirmelerde bulunacaklar ve Türkiye çapında geniş katılımlı bir kampanyayı başlatacaklar.
İkincisini düzenlediğimiz ZeroBuild Türkiye’21 ile 2020 yılında ulaşılan ağ sayısını iki katına çıkartarak, daha geniş kitlelere, mesleklere ve yaş gruplarına ulaşmayı hedefledik ve çalışmalarımızı bu doğrultuda ilerlettik. Şu andaki yapılanmamız ile bu hedefimizin de ötesine geçmenin haklı mutluluğunu yaşıyoruz ve daha çok üretiyoruz.
22-26 Eylül tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleşecek ZeroBuild Türkiye’21’e buradan ücretsiz olarak kayıt yaptırabilirsiniz. Foruma dair tüm bilgilere web sitemizden veya @zerobuildTR/ZeroBuildTürkiye sosyal medya hesaplarımızdan ulaşılabilirsiniz.
Sıfır Enerji Bina, Pasif Ev gibi kavramlar hayatımıza yeni yeni girmeye başladı. Sıfır Enerji Bina veya Pasif Ev deyince ne anlıyoruz ve bu binaların iklime, çevreye ve enerjiye etkisi nasıldır?
Ülkemizde çok geç tartışılmaya başlanan bu kavramlardan “Sıfır Enerji Bina” kavramı, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerji ihtiyacı olan ve bu ihtiyacını da tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden binayı tarif eder.
Sıfır enerji binalar; çok düşük enerji ihtiyacına sahip olabilmek ve ihtiyaç duydukları enerji miktarını belirli bir süre boyunca yenilenebilir kaynaklar yoluyla yerinde (veya uzakta) üreterek elde edebilmek için, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üretimi kavramlarını bir araya getirir. Sıfır enerji binalara ulaşmak tüm dünyada ivme kazanan bir hedeftir. Son yıllarda özellikle ticari binalar, gerek sağladıkları maliyet ve rekabet avantajı gerekse de kanuni zorlamalar sebebiyle sıfır enerji binalar geliştirmek konusunda artan bir ilgiye sahiptir. Bununla birlikte sıfır enerji bina kavramı birçok yerel yönetimin kısa ve orta vade hedeflerinde yer almaya başlamıştır. İklim değişikliğinin sert etkileri kanun yapıcıların ve yerel yöneticilerin çalışmalarını şüphesiz hızlandıracaktır.
Sıfır enerji bina, enerji verimliliği yüksek ve ihtiyaç duyduğu enerjiyi tesis içi ve/veya tesis dışı yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayan bir bina olarak tanımlanır. Bu kavramın bir ötesi olan “Net Sıfır Karbon Bina” da, Dünya Yeşil Bina Konseyi (WorldGBC) tarafından yıllık bazda salınan karbondioksit emisyonları miktarının sıfır veya negatif olduğu bina olarak tanımlanır.
Sıfır enerji binaya ulaşmanın en kısa yolu “Pasif Ev” standartları ile inşa edilen binadır. Pasif Ev (PE) standartları evrensel prototiptir ve her iklim bölgesinde uygulanabilir.
Genel enerji tüketimimizi azaltmak, enerji fiyat artışlarının etkisini sınırlayıp, sosyal, ekonomik ve çevresel refahı korurken, mevcut kaynakları sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir şekilde kullanmamızı sağlayacak. İklim değişikliğinin zararlarını çok fazla hissettiğimiz 2021 yılında, Pasif Ev standardı olmazsa olmaz bir ön koşul artık.
Avrupa Birliği’nde 1 Ocak 2021 itibariyle sıfır enerji binalara dönüşüm zorunlu hale getirildi. Türkiye’de bununla ilgili olarak nasıl adımlar atılabilir? Belediyeler böyle bir dönüşümün neresinde yer alıyor?
Yeşil Mutabakat ile birlikte ‘Sıfır Enerji Binalar’ ve ötesinde ‘Sıfır Karbon Binalar’ bütün dünyada ulaşılacak hedefler olarak ortaya konmaya başlandı ve devletler ve uluslararası kuruluşlar hızla bu doğrultuda çalışmalarını şekillendiriyorlar. Dolayısıyla önümüzde birçok örnek mevcut. Bir yandan ulusal, bir yandan da yerel yönetimlerin izleyecekleri yol haritaları var. Artık bunları uygulamak ve kontrol mekanizmalarını hayata geçirmek çok önemli.
Türkiye’de her beş yılda bir belediyeler beş yıllık stratejik planlamalarını hazırlarlar. Beş yıllık stratejik planlar, seçimleri takip eden ilk altı ayda hazırlanır ve altıncı ayın hemen ardından uygulanmaya başlanır. Stratejik planlar hazırlanırken sıfır enerji binalar ve mahalleler ile ilgili kodların ve standartların stratejik planlamalara dahil edilmesi ve uygulanması rahatlıkla sağlanabilir. Her bir belediyenin meclisinde il bazlı veya ilçe bazlı onaylanacak kararlar ile hızla hayata geçirilebilir. Türkiye’nin iklim şartları göz önüne alındığında güney cephelerde dayanıklı panjurlar kullanılarak güneş ışınlarının camlardan içeri girmesi önlenebileceği gibi, yeni yapılan binalarda yeşil çatı uygulamaları ve çatılarda kullanılmak üzere yenilenebilir enerji teknolojileri zorunlu hale getirilebilir. Bu zorunluluklar için imar mevzuatlarında gerçekleştirilecek iyileştirmeler sayesinde, vatandaşların projelendirme ve ruhsatlandırma sürecinde kottan kazanmaya çalışma, Taban Alanı Kat Sayısı (TAKS), Kat Alanı Kat Sayısı (KAKS) verilerini azami mekan kazanmaya çalışmak yerine, binalarını yönlendirmelerden başlamak üzere, sıfır enerji binalara evriltmeye yönleneceklerdir. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretiminde belediyelerin önemli yetkileri bulunmaktadır. Sıfır enerji binaların yenilenebilir enerji kaynakları ile entegre yapısı nedeniyle elektriğini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmek isteyen tüketiciler için belediyelerce talep edilen bürokratik işlemlerin azaltılması ve kolaylaştırılması da belediyelerin ellerindedir.
Eklemek ve vurgulamak istedikleriniz?
Ortak akılla, çok çalışarak hedeflerimize en kısa zamanda ulaşmaya çalışıyoruz. Bu sebeple bizlere yer ayıran ve çalışmalarımızı okurlarına ulaştıran değerli EKOIQ’ya teşekkürlerimizi sunuyoruz.